Uzunca uzadıya bir hayat. Bu hayata ayak üstü uğrayıp bir nefeste kaçışan insanlar. İlerisi için planlar yapıp bocalayıp hayat denizinde boğulanlar.
Her biri ellerinden şeker alınmış çocuklar gibi masum bakar kimi anlarda. Aldanana göre işleyişi farklıdır bakışların. Kimi bakışlar masum kostümü giydirilmiş deli gömleklilerindir. Kırık beyaz gömleğin kırık beyaz kalplere temsillendirilmesi. Aklın kalpten uzaklaşması delilikti. Kalbin devreye girip aklını bloke ettiği sınırları görünmez ama belirgin topraktan bir kız. Deli gömleğinin düğmelerini yanlış iliklemek metaforuydu. Ne kadar yanlış iliklese o kadar uzaklaştırıyordu silik hayatın silik geçmişini.
Tutunacak dalı kalmayanlar yeni dallar kırardı. En derinden. Usulca en çok acıyı bırakarak. Zordu bu hayatta kukla olmak. Zordu bu hayatta birileri tarafından oynatılmak. Ağacın gölgesinde saklanan rüzgar elbet giderdi. Biraz
Uçarak.. Çokça
Kaçarak..
Gidişi kalan yaprakları üzerdi. Bir yaprağın bin yanışı.. Her yanışta arkada bir yerde gözyaşıyla kalışı. Yapraktı adam. Yanarken içine seller akıtan. Her nefeste tutuşan.Tuhaf elle tutulur bir acı silsilesi var. Gözlerimizi dolduran boğazımıza ilmek ilmek yumru oluşturan. Yutkunun. Yutkunmazsanız o yumru büyüyecek. Gözleriniz dolup deniz olacak. Sonra bir kavanoz mucize reçeli buluşacak dudaklarınıza. Gülümseten. Gülümsettikçe sonunu hazırlayan. Sonu karanlık olanlardan mı olacak bizim sonumuz? Yoksa karanlık duvarların arasında ruhumuzun intiharıyla mı? Peki ya biz? Hazır mıyız sona? Peki ya sonra?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON
Teen FictionSanırım aklımı karıncalayan kurgunun harflenme zamanı çoktan gelmiş... Kurgumu soluksuz bir kitaba dönüştürmemde beraber adımlar atmaya ne dersiniz?