-3-

59 3 3
                                    

Koşarak aşağı indiğimde gördüklerim karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Onlarca, belki yüzlerce kuş camlara duvarlara çarpıp ölüyorlar. Toplu intahar mı demeliyim buna? Bu kuşları bu kadar çıldırtacak ne olmuş olabilir? Yanıma koşan Caroline belime sım sıkı sarıldı. Matt silahını elinde hazır tutuyordu fakat o da korkmuş gibiydi. Bir kuşun cama şiddetli çarpmasıyla ufak bir çatlak oluştu. Matt'e dönüp camlar dayanmayacak dememle kırılma sesinin gelmesi bir oldu. Kafasını içeri sokmuş, kanatlarından biri içeride biri dışarıda hala çırpınan kargayla göz göze geldim. Sanki çıldırmış gibiydi. Her yerine camlar giriyordu fakat o hala kendini ittirip içeri girmeye uğraşıyordu. Matt kolumdan çekerek beni ve Caroline'ı yukarı çıkardı.

"Camlar dayanmayacak. Kuşlar içeri dalacaklar. Normal bir durumda bu korkunç olmayabilir fakat biyolojik bir silah kullanıldı ve şehrin her yerine bir tür hastalık salındı. Bu kuşlarda hasta gibi görünüyorlar onlarla hiç bir şekilde temas etmemeliyiz kızlar bu yüzden en güvenli odaya geçin." Aşağıdan cam çıtırdamaları gelirken çatı katı merdivenini indirdim ve Caroline'ı yukarı gönderdim. Matt eliyle çıkmamı söylediğinde

"Sen gelmiyor musun?" 

"Hayır. Şu an değil. Etrafa bir bakınacağım."

"Matt saçmalama eğer gidersen seninle gelirim tamam mı?" kararlı bakışlarımla göz göze geldiğinde fazla bir seçeneği olmadığını düşünmesini sağladım. 

"Tamam! hadi yukarı çık." beni yukarı gönderip kendisinin gelmeyeceğini düşündüren bir ses tonu kullanmış olması çok aptalca diye düşünüyordum ki camların kırılma sesini duydum ve merdivene fırladım. 

Matt arkamdan gelirken umarım kalçalarıma yeterince bakmıştır. Bu adam beni azdırıyor! Çatı katının kapağını kapattığımda burada uzun süre kalamayacağımızı biliyordum. Caroline dizlerini karnına çekmiş hızla nefes alıp veriyordu. Onun yanına gidip başını ellerimin arasına aldım ve

"Bebeğim, sakin olmalısın. Ben her zaman yanındayım bunu biliyorsun." diyip sımsıkı sarıldım. 

Çatı katı penceresinin yanına ilerledim ve dışarıyı izlemeye başladım. Kuşların uçuşunu görüyordum. Bir kaçının pencereye çarpması beni geri püskürttü. Caroline duvarın kenarına uzandı ve dizlerini karnına çekip uykuya daldı. Bunu fırsat bilip Matt'in yanına çömeldim. 

"Burada uzun süre kalamayız."

"Farkındayım. Sadece şu kuşların gitmesini bekliyorum."

"Evin içindeki kuşların dışarı çıkacağını mı düşünüyorsun cidden?"

"Hayır dışarıdakilerin gideceğini düşünüyorum."

"Efendim?"

"Pencereden çıkıp çatıdan atlayacağız fakat kuşların uzaklaşması lazım dedim ufaklık."

"Ha ha! Ne komik! Caroline çatıdan falan atlayamaz."

"Ben ona yardım ederim orasını düşünme ve şimdi biraz uyu lütfen." kafamı arkamdaki duvara yaslayıp gözlerimi kapattığımda

"Sende uyumalısın." diye mırıldandım.

22 Ağustos 2032... 06:17

Gözlerimi açtığımda Matt'in kaslı kollarına yattığımı fark ettim. Hızla kafamı kaldırdım ve gördüğüm her şeyin kabus olması için tanrıya bir kez daha yalvardım. Matt mırıldanmamı duyup bana hafifçe yaklaştı.

"Bende bir kabus olmasını dilerdim." dedi.

"Beni dinlemeyi kesermisin. Açım !" hafifçe sırıtarak

DİRENİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin