Medya: Kız:Müge - Cara Delevingne
Erkek:Yiğit - Francisco StoesselBen Müge. Hayatınızda gördüğünüz en saf, mal bir kızım. İki yıldır platonik aşık olduğum insan üç hafta önce aşık olduğumu öğrendi ve sırf gıcıklık olsun diye beni evime en uzak olan durağa çağırdı, gel konuşalım diye... Ama ortalıkta yok. Neden acaba?
Telefonumun "ring" sesiyle kapağını açtım ve;
Gönderen: Tuğçe
Bu kadar salak olma
be güzelim. 😘Gerizekalı. Off nasıl gideceğim eve ben ya!?
Durakta bulunan banktan küfür ederek kalktım ve yürümeye başladım. Saat on olmuştu, bu saatte ne dolmuş ne de taksi olurdu. Annemleri de arayamazdım, beni Aslılarda biliyorlardı. Off! Neyse, ağzım çalışacağına ayağım çalışsın. Ha gayret Müge.Allah'tan kimse yoktu ortalıklarda.
Evin oradaki parka geldiğimde parktan geçmenin daha güvenli olduğunu düşünüp ayaklarımı harekete geçirdiğimde arkamdaki kapının kapanmasıyla ne kadar da iyi fikir diye kendime sövdüm. Arkama döndüğümde önümde duran sarhoş oldukları her yerlerinden belli olan dört tane tahminen benden iki yaş büyük insanlar gördüm. insanlar(!)Arkama dönüp hızlıca uzaklaşmaya yeltendiğimde kolumdan birisinin tutmasıyla geri döndüm ve "Bırak beni!" dedim omuzlarından iterek. Öbür üç kişide yanıma gelip beni zorlada olsa banka oturttular, yüzüme yaklaşıp "Hadi ama kızım iki üç dakika eğlenip seni bırakacağız." dedi pislik adam ve boynumdan öpmeye başladı. "Yapma! Lütfen bırakın beni!" dedim ağlayarak. Bir tanesi ceketini çıkararak "Öyle birşey olmayacak güzelim. Bu saatte kapıda olan sensin ve ben şu an açım." dedi gülerek.
Hepsi üstüme üstüme geliyorlardı. Birisi üstümdeki gömleği hızlıca çekip çıkardığında "Oo güzel malzeme. Gençler bugün iyi eğleneceğiz." dedi.
Bütün gücümle kasıklarına vurduğumda sinirlenip elindeki bira şişesini başıma indirdi.Acımasız karanlık...
Sabahın yüzüme vuran ışıklarıyla uyandığımda hala parkta olduğumu anladım. Başımın ve kasıklarımın acısıyla ayağa kalktığımda yerde gördüğüm kanlar gözlerimin ucunda duran yaşları yanağımdan süzdürdü. Oturma masalarının altına düşmüş olan telefonumu alıp saate baktım. Saat altı buçuktu ve ben eve gidemezdim. Zorla yürüyerek parktan çıktığımda ağlıyordum, durmadan ağlıyordum. Artık ruhum ölmüşdü ölen namusumla beraber. Ama o Yiğit, Tuğçe, Cansel ve Cem'in hayatını mahvetmek için elimden geleni yapacaktım. Sonuç ölüm olsa bile...
Telefonuma gelen "ring" sesiyle açtım ve;
Gönderen: Aslı
Neredesin Müge. Gözüme uyku girmedi, hani gelecektin. Anneni de aradım ortalıklarda yoksun. Bu mesajı okuduysan hemen bize gel, hem annem evde yok. Hadi tatlım.Güzel bir fikir olduğunu düşünüp ağlamaktan şişen gözlerim ve acıyan vücudumla yürümeye çalışarak evimize yakın olan Aslıların evine doğru yola koyuldum.
Uzun ve acılı yolculuğun ardından Aslıların kapısına varmıştım. Kapıya tıklatıp beklemeye başladım, kapının açılmasıyla Aslı bütün vücudumu süzüp ağzını kocaman açtı ve:
"Müge!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam-i AŞK
Teen FictionSaf, iyimsever, her şeye inanan bir kız... Aşık olduğu bir adamın sözüne inanıp gittiği yerde yalnız kalıp namusunu kaybeden Müge... Yaptıklarından pişman olan Yiğit.... Müge ve Yiğit'i neler bekliyor.