EVET YENİ BÖLÜM! GEÇ GELDİĞİ İÇİN VE KISA OLDUĞU İÇİN KUSURA
BAKMAYIN. SAAT SABAHIN 04.00. O YÜZDEN KURGU BULAMAMIŞ OLABİLİRİM.
AMA BUNU BİR DAHA Kİ BÖLÜMDE TELAFİ EDECEĞİM.
BU ARADA LİZ KARAKTERİNİ KENDİNİZ OLARAK HAYAL EDEBİLİRSİNİZ, YA DA
İSTEDİĞİNİZ BİR ÜNLÜ. ÇÜNKÜ NE KADAR DÜŞÜNSEMDE BU KARAKTERE
UYGUN ÜNLÜ VEYA KİŞİ BULAMADIM.
2 BÖLÜMDE BİR VEYA DAHA DAHA AZ, LİZ'İN GÜNLÜKLERİNİ DE
PAYLAŞACAĞIM. ÇOK HOŞ OLUR DİYE DÜŞÜNDÜM.
NEYSE FAZLA UZATMADAN İYİ OKUMALAR! :**
🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈
Sabah üstümdeki ağırlıkla gözlerimi açtım. Buna aldırmayıp uyumayı tercih ederdim, ama iç
organlarım ezilmeden kendimi kurtarsam iyi olur. Üstümde yatan, yani bildiğiniz üstümde yatan
Justin'i zor da olsa ittirip üstümden kalkmasını sağlamıştım.
Tanrım ne kadar da uykucu.. Ama bir o kadar da şirin.
Yerimde doğrulup ayağımı yataktan aşağı sarkıttım. Elimle gözlerimi ovaladıktan sonra banyoya
yöneldim. Elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Sessiz adımlarla odadan çıkıp mutfakta
kahvaltı hazırlamaya başladım.
Son tabağıda masaya yerleştirdikten sonra hazırladığım şaheserlere baktım. Bu işte becerikliyim..
Bu işte kesinlikle becerikliyim. Belki de bir cupcake dükkanı açabilirim, ya da şirin bir kafe.. Ya da-
neyse önce okulumu bitirsem iyi olur.
Hala uyuyan sarı kafayı uyandırmak için yukarı çıktım. Yattığı tarafa gelip yere oturdum. Şu an bir
eli aşağı sarkmış ve saçları dağılmış bir şekilde... Size ne kadar meleğe benzediğini anlatamam.
Elini ellerimin arasına alıp küçüp bir öpücük kondurdum.
Şu an onu ne kadar izlemek istesemde aşağı inip kahvaltı etmemiz gerek. Daha sonra okula
gideceğim. Off okul off! Seni kim icat ettiyse şu önümde duran şirin varlığı izleme imkanımı
elimden alıyor.
Hala ölmemişsen seni bulup ben öldüreceğim.
"Justin. Hadi uyan artık." diye onu dürterken o yorganı kafasına kadar çekti. "Bu 2 ayda bile
değişmemişsin. Tembel Bieber." diye yorganı kafasından çektiğim sırada beni belimden yakalayıp
kendine çekti. Justin yaptığı şeyin komik olduğu sanıp gülerken, ben ise, beni saran kollarını
karnımdan çekmeye çalışıyordum. Bayağı ciddi ciddi kas yapmıştı.
Tanrım! Bu sabahla aynı durumdayım. Bu çocuk benim organları iflas ettirecek bir gün..
"Hadi ama Justin. Okula geç kalacağım." diye sızlanıp aynı zamanda kollarından kurtulmaya
çalışıyordum. Normalde olsa böyle bir şeyi hayatta yapmam, ama okulun ilk günü ne yapabilirim.
"Bugün gitmesen olmaz mı?." diye sorduğunda beni bırakmıştı ve yanına uzanıp dirseklerimden
destek alarak yüzümü ona çevirdim. "İlk gün olmasa gitmezdim. Zaten 1-2 ders işleyip bırakırlar."
dediğimde başını salladı. "Hadi kahvaltı hazır." dediğimde kocaman bir gülümseme yüzüne yayıldı.
"Lustin kahvaltılarını özlemiştim." dedi yataktan kalkıp beni yanına çekerken. "Justin zaten aynı
evdeyiz dibinde dolaşmama gerek yok." dedim kıkırdayarak. "Olsun ben böyle iyiyim."
^^^***^^^
Kahvaltının ardından Jusin beni okula bırakıp, stüdyodaki bazı işleri halledeyeceğini söyleyip gitti.
Ben ise bu sıkıcı 'ilk gün' karmaşasından kurtulmaya çalışıyordum. Sonunda sıkılıp kendimi
bahçede ki insan selinden kurtardım. Okula girip boş bir sınıf buldum ve arka sıralardan birine
oturdum.
Çantamdan koyu pembe bir defter ve kalem çıkarttım, yazmaya başladım.
Sevgili Günlük,
Son birkaç günde bu olayı düşünüyordum. Yani günlük tutma işini..Yaşadıklarımı anlatacak biri
olması güzel olur diye düşündüm. Bu sadece bir defter olsada..En azından bir defter beni
yargılamaz, bağırıp, çağırmaz ya da küsmez. O sadece dinler.
Küçükken günlük tutardım. Bunu seviyordum. Ama bu büyüdükçe değişti. Küçükken o kadar şey
yaşadım ki.. İlk aşklar, en iyi arkadaşlar,.. Her şey o zaman daha kolaydı. Senden yaşça büyük
bir erkeğe 'ben büyüyünce seninle evleneceğim." dersin, gülüp geçersin. Daha sonra bir
bakmışsın 2 erkeğin arasında kalmışsın. Hangisini gerçekten sevdiğini bilmiyorsun. O an
kaçmak, kimsenin seni tanımadığı bir yere gitmek istersin. "Kötü kader benimle dalga geçiyor!"
diye milyon kere düşünürsün. Şu an bunu ben bile düşünüyorum.
Kötü kader benimle dalga geçiyor!
