Uyandığımda elimde kitabım vardı. Uyuya kalmışım.. Banyoya gittim ve suyu küvete doldurdum.
Birkaç tane duj jelini içine döktüm. Ardından üstümdekileri çıkarttım ve banyoya girdim.
-
15 dk sonra çıktım ve bornozumu giyindim. Daha uyanmamışlardı. Bende hemen üstümü
giyindikten sonra aşağı kahvaltı hazırlamaya indim. Mutfaktan kokular geliyordu. Mutfağa
girdiğimde ağızım açık Harry'i izliyordum. Beni farkedince 32 diş sırıtıp bana baktı.
"Heyy! Kahvaltıyı benim hazırlamam gerekti. Senin değil!!" Dedim sinirle.
"Dün hazırladın işte." Hala sırıtıyordu.
"Ama burda kalıyorum ve hiçbir şey yapmadan durmam kabalık olur.!" Dedim. Hala kızgın
değildim. Ama... Olsun işte böyle olmaz benim hazırlamam gerekirdi.
"Sen misafirsin o yüzden bize bırak." Domatesleri doğramaya başlamıştı. Elindeki bıçağı
alıp onu kenara ittim. Ve ben doğramaya başladım.
"Hey sen ne yapt-"
"Bir anlaşmamız vardı unuttun mu? Ben burda kaldığım sürece yemekleri ben yapıcam."
"En azından yardım ediyim." Madem yardım etmek istiyordu. O zaman etsinn(!)
"Tamam masayı kurmakla başlayabilirsin." Dedim. Tabi sırıtmadan edemedim. Bana
'Sen ciddi misin?' Der gibi bakıyordu. En sonunda çocuklar uyanmıştı. Hepsi mutfağa
geldi. Zayn pis pis sırıtıp bana bakıyordu. Ona 'ne var!' Bakışı attım. Sonunda öttü.
"Duyduğuma göre Luke'la buluşucakmışsın." Pis sırıtışına devam ediyordu.
"Dur biraz!! Bunu sana kim söyledi." dedim. Şu an kızarmış olabilirim.
"Micheal.."
"Sen ciddi misin!" Micheal'ı öldürücem..
"Evet hem de çoook." Hala sırıtıyor ya!!!
"Zayn böyle sırıtmaya devam edersen seni boğarım." Dedim ciddi bir şekilde. Diğerleri
gülmeye başlamıştı. Zayn benden kaçmaya ve o sırıtışı göstermeye devam ediyordu. Bende
onu kovalamaya başlamıştım. Masanın etrafında 30 tur atmışızdır herhalde. Sonunda pes ettim
ve nefes almak için durdum. O da aynı şekilde. Harry 'kahvaltı hazırrr!' Diye bağırdıktan sonra
masaya oturduk.
-
Kahvaltıyı bitirdiğimizde odama çıkıp hazırlanmaya başladım. Duştan çıkınca dolabımın önüne
geçtim ve kıyafet bakmaya başladım. Siyah dar kotumu, bol gri kazağımı ve siyah botlarımına
kararverdikten sonra üstüme geçirdim. Sonra telefonumun mesaj sesiyle telefonumu elime aldım
vemesajı okudum.
KİMDEN: Luke
Kafede bekliyorum.. xx
Zaten dalgalı olan saçlarımı açık bıraktım. Ve biraz makyaj
yaptıktan sonra parfümümü sıktım. İşte tamamdır... Çantamı alıp aşağı indim.
"Çocuklar ben çıkıyorumm!" Diye bağırdığımda Zayn'e yakalanmamak için hemen evden çıktım.
Arabama bindim ve kafeye sürmeye başladım. Fazla uzak olmadığı için 5 dk'da oraya vardım.
Arabadan inip kafeye girdim. Luke cam kenarında oturmuş beni bekliyordu. Masanın yanına
gittim. Beni görünce ayağı kalktı ve bana sarıldı. Tanrım.. Şu an kalbim durabilir.
"Merhaba." dedi. Tanrım çok tatlı gülüyor.
"Merhaba."
"Dünden devam edelim mi? "
"Ah.. Tabii."
"Sana bir şey sorucam ama kızma.."
"Sorabilirsin sorun değil."
"Şeyy.. Justin'den neden ayrıldın?"
--
Ona her şeyi anlattım.
"Kendi kaybetti. Bir de bu yönden düşün.." Gerçekten de kendi kaybetti.
"Aslında haklısın... Beni çok üzdü." Bakışlarımı Luke'tan kapıya çevirdiğimde onu gördüm...
"Luke.. O.. O burda." Luke ona bakmaya başladı.Justin bizi görünce yanımıza geldi.
"Liz.. Konuşmamız lazım." Luke'a baktı ve tekrar bana bakıp konuşmaya başladı. "Yalnız.."
"Ben gitsem iyi olur." Dedi ve Luke yerinden kalktı. Onu elinden tutum ve ona baktım.
"Gitmesi gereken kişi sen değil.." Justin'i işaret ettim. "O.." Luke yerine oturdu. Justin kapıya
yöneldi ve ''bu burda bitmedi''dedi ve gitti. Luke'a döndüm.
"Ben.. Ben gerçekten üzgünüm." Dedim ve iki elimle yüzümü kapattım.ellerini elime koyup
yüzümden çekti.
"Üzgün olmanı gerektiricek bir durum yok." Dedi ve gülümsedi. Ona da aynı şekilde gülümsedim.
10 - 15 dk daha oturduktan sonra hesabı ödedik ve kalktık. Kapıdan çıkmamızla Luke yüzüne
Justin tarafından bir yumruk yedi. Kaşı patlamıştı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun.!!!??" Diye bağırmaya başlamıştım. Justin 1 dk bile durmadan ordan
uzaklaştı. Luke'u arabama bindirdim ve bizim eve sürmeye başladım. Eve vardığımızda
kapıyı açtım ve onu koltuğa otutturdum. Hemen banyoya koşup ilk yardım malzemelerini
alıp yanına gittim. Çocuklar evde olmadığı için çok şanslıyım.
Koltuğa yanına oturdum ve pamukla kanamasını durdurdum. Daha sonra
yaraya bant yapıştırdım. Malzemeleri sehpahın üzerine fırlattım ve arkama yaslandım.
"Ben Justin adına özür dilerim. Böyle yapıcağını bilmiyordum. Sanırım.. Benim hemen
Avusturalya'ya dönmem gerek." Dedim üzgün bir şekilde. Tam ayağı kalkmış odama
eşyalarımı toplayıp gidicektim ki beni elimden tuttu ve kendine yaklaştırdı. Aramızda
2 cm ya var ya da yok.
"Gitme.. Burada kal.." Dedi ve dudaklarıma daha çok yaklaştı. Dudaklarını
dudaklarımda hissettiğimde kendimden geçtim. Karşılık vermeye başlamam uzun sürmedi.
Birkaç dakika sonra kapı açılma sesi duydum ve Luke'tan hemen ayrıldım. Bilin bakalım
kim gelmiş.. Tabii ki de 1D'nin mükemmel üyeleri(!)