O gün arkadaşlarımla beraber büyük bir lunaparka gitmiştik. İlk olarak kapısının üstünde "Sihirli Oda" yazan bir çadıra girdik. Çadırda çeşit çeşit aynalar vardı. Bazısında bir çöp şişe bazısında ise resmen bir armuda benziyorduk. Ordan çıkınca dönmedolaba bindik ve dönmedolaptayken bir anda dönmedolap durdu. Herkes noldu diye aşağıya baktı ve bir elektrik arızası çıktığının,birazdan tamircinin burada olacağını öğrenince rahatladık. Kısa bir süre sonra elektrik arızası giderildi ve dönmedolaptan inmeyi başardık.
Karnımız acıkmıştı. Oradaki büfeden bisküvi tarzı şeyler aldık ve bir güzel karnımızı doyurduk. Sıcaktan bunalınca birer dondurma alalım dedik. Yazın en güzel şeyin dondurma,kışın ise kalorifer olduğundan hemfikirdik. Tabiki de dondurmalarımızı yedikten sonra biraz ferahlamıştık. Sırada "Adalet Kulesi" denilen, kocaman bir şey vardı(ne olduğunu bilmeyenler araştırsın). Bunu ilk gördüğümüzde bayaa korkmuştuk çünkü daha önce hiçbirimiz böyle bir şeye binmemiştik. Gerçekten çok korkutucu birşeydi. En yukarıdayken önce pıss diye bir ses geliyor,sonrasında herkes noldu acaba diye bakınırken birden yere çakılıyorduk. Ondan indik,çok yorulmuştuk. Acaba "Korku trenine hiç binmesek mi ?"
dedik ama korku trenine binmeden bizim için lunaparka gelmenin bir anlamı yoktu.