Telefonu kapat dedim ona. Bütün gece nasıl dayanacaksın sen? Kapat bir şey olursa ben tekrar ararım seni. Ya arayacak vaktin olmazsa Buse? Komidini kapının arkasına çektim zaten Ali vaktim olur merak etme hem yarın işe gideceksin uykusuz nasıl çalışacaksın ben başımın çaresine bakarım uyu lütfen bide sana üzülmeyeyim bu halde nolur.
Ama Ali kapatmadı uyu hadi dedi gözlerim bedenim uykuya yenik düştü günlerdir yaşadığım herşeyin yorgunluğuyla ve Ali'nin telefonun diğer ucunda olmasının huzuruyla uykuya teslim oldum. Günlerdir bu haldeydik işte. Ailem kardeşimin uyuşturucu bağımlısı olması ve krize girdiğinde hepimize yaptıkları dövmesi küfür etmesi nedeniyle kaçıp ablamın yanına Ankara'ya gitmişlerdi. Belki gitmesi gereken asıl ben iken onlar gitmişti ben kalmıştım. Kardeşimdi çünkü o kendinde değildi candı bir kere herşeyden öte. Terk edemedim onu. Ve günlerimiz Mesut'un evde sekiz on tane gerçek anlamda serseriyle yaptığı uyuşturucu partileriyle geçiyordu. Evde bilmediğim tanımadığım o tehlikeli kafası güzel adamlar varken odamdan çıkmıyor odanın kapısının arkasına da bulduğum ağır eşyaları itiyordum. Çünkü adamların ve kardeşimin kafası güzeldi kendilerinden geçmiş oluyorlardı. Onların biri odama gelse mesut evin bir yerinde bayıldığı için ruhu bile duymazdı. İşte o yüzden her gecem bir nevi nöbette tetikte ve Allah'a dua ederek geçiyordu. Ali de bu yüzden telefonu kapatmıyordu bir şey olursa hemen gelip beni kurtarabilmek için uyumuyordu, bekliyordu, dinliyordu telefonun diğer ucunda. Gündüzleri de Mesut'la kavga ediyorduk yalvarıyordum ona yapma içme diye kapıları kilitliyordum gitmesin içmesin diye. Bir gün anahtarı vermedim diye kafa attı burnumdaki kırığı kardeşime borçluyum yani..
Korku nedir biliyor musunuz? Korku gözü dönmüş bir halde kendinde olmayan kardeşinizin sizi öldürme ihtimalinden korkmaktır. Korku nedir bilir misiniz? Korku kendi evinizde odanızda hiç tanımadığınız bir adamın size tecavüz etmesinden ya da öldürmesinden korkmaktır. Bu coğrafyada ölüm bir anlıktır çünkü bazen çok uzun uzadıya bir hikayesi olmayabilir. Kafası güzel bir şahıs tarafından öldürülen genç kız bugün toprağa verildi gibi kısa bir haberde ya da gazetede iki cümleyle geçiştirilir. Gidebilirdim aslında ama onu da yapamadım ne geliyorsa başıma bu olmaz olasıca vicdanımdan geliyordu zaten. Ha bu arada tüm bunlar olurken okumaya çalışıyordum birde. Tüm ailemde okuyan okumaya çalışan tek kişi benim. Üstelik biz okumadık bari kızımız okusun diyen destek olan kimsede yok. Tam tersi biz okumadık sen okuyup ne yapacaksın diyorlar ve asla destek olmuyorlar. Yani kısaca çoğunuzun ailesi okuyun diye yalvarıyor kurslara gönderiyor özel hocalar tutuyor ya da iyi bir liseye gidin diye uğraşıp didiniyor ya bu coğrafya öyle değil işte. Kazandığım okula bile göndermemek için elinden geleni ardına koymuyor ailem. Zaten gecesinde bunları yaşayıp sabah kalkıp okula gitmek çok da akıl işi ve kolay iş olmuyor aslına bakarsanız. Okulum bir kolej. Ben kazanarak girdim okula ama diğerleri üst tabakanın çocukları. Dertleri, yaşadıkları, hayat tarzları ile benimki arasında tek bir ortak payda yok. Dolayısıyla okulda da yapayalnızım. Çocukluğumdan beri yaşadıklarım yüzünden olsa gerek sert bir mizacım var belki de o yüzden yüzüme karşı dalga geçemiyor, aşagılayamıyorlar ama ben tüm ruhumla hissediyorum düşüncelerini bana bakışlarından. Ali var işte tüm bu kaosun içinde yanımda olan, güven veren yegane can yeleğim. En azından bir şey olursa arayabilecegim biri. Elinden geleni yapacak yapamıyorsa da beni dinleyecek, rahatlatacak dünyamdaki tek kişi. Berbat bir kaderimin olduğu, olacağı ; berbat bir ailede doğduğumu anladığım gün belli olmuştu zaten. Çünkü onlar gibi değildim onlara doğru gelen bana yanlış geliyordu ve bu ailenin yaptığı yanlışları kader birine yükleyecekti. Şimdilerde bir kız arkadaşım hikayemi dinledikçe sen çamura düşmüş bir elmassın Buse diyor bende o çamur bu yaşımda ömrümü tüketti diyorum. Yazdıklarım yazacaklarım eğlenceli komik şeyler değil, olmayacak. Tabi ki zaman zaman bende gülüyorum işin tuhaf tarafı yaşadığım hayata rağmen gerçek bir espri yeteneğim var. Allah vergisi derler ya tam da öylesine işte. Ne diyordum, ama genelde komik fıkra vari birşeyler okumak istiyorsanız yanlış yerdesiniz. Benim hayatımı okuyarak ancak ibret alıp, belki şükredebilirsiniz. Buarada bende şükrediyorum herşeye rağmen çünkü bebeklerin öldürüldüğü bir çağda çoğu zaman benim acılarım bile un ufak kalabiliyor.
Günlerin yorgunluğuyla öyle derin uyumuşum ki az kalsın okula geç kalıyordum uyandım göz ucuyla masadaki saate baktım yediyi çeyrek geçiyordu. Telefonu elime aldım orda mısın dedim günaydın bitanem dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Hikayesi
ChickLitAcı dolu bir biyografi ve isimler hariç herşey tamamen gerçek. Okurken bu kadarı da olmaz artık dedikleriniz de gerçek, bari bu kurgu olsun dedikleriniz, diyeceklerinizde. Kalbi, hayatı paramparça bir genç kızın hikayesi.