Hayatım boyunca hukuk okumak başarabilirsem hakim olmak istedim. Kendimi bildim bileli tek isteğim buydu. İlk sene sınava girdim olmadı. Bu kadar karışıkken hayatım olması da mucize olurdu zaten. Sorun bitmiyordu ki. Bazen bakıyorum da şimdiye göre gene iyi bir halde miymişim yoksa daha mı kötüymüş tanımlayamıyorum. Buralarda çok iyi dershaneler olmadığı için Ankara'ya ablamın yanına gittim. Ablamla yaşamak da evde yaşamak kadar zor. İnsanın damarına damarına basan hiç bir şey bilmediği halde herşeyi bilirim havası var. Görüp görebileceğiniz kendini en çok beğenen ukala insan olabilir. Bide ben gittiğim dönemde hayatına kendi gibi bir yarım akıllıyı almıştı. İki yarım akıllı evde bana kök söktürüyorlardı. Ablam sözde ben seni okutacağım gel burda dershaneye git dersini çalış dediği için gelmiştim ama her gün kavga gürültü ve ablama hizmetçilik yapmaktan ders çalışamıyordum. Gözü kendinden başkasını görmüyor her hareketinden bencillik akıyordu. Bir yandan da o dönem Ali ile de aramızda bozuktu. Benden gittikçe uzaklaştığını hissediyordum ve sadık değildi bana. Birileri ile görüşüyor bir şeyler yapıyordu bunu hissediyordum. Ablamın nasıl arkadaş olduğunu anlamadığım bir arkadaşı vardı Berna. Onunla daha sık görüşmeye başladık bu dönemde. Gerçekten iyi bir kızdı derdimi kendi derdi gibi dinliyor benimsiyor benimle üzülüyor benimle gülüyor ve bunların hepsini numaradan değil tüm samimiyetiyle yapıyordu. Ara sıra ona gidiyordum ablam sevgilisiyle kalacağı için beni istemiyordu sen git Berna da kal bugün diyordu. Berna'ya yük olur muyum düşüncesi beynimi kemirsede onun yanında huzur buluyordum. Çünkü bu kadar yalan insana rağmen o gerçekti sözü gülüşü göz yaşı verdiği değer kıymet hepsi gerçekti. Keşke diyordum bu kadar kardeşim olacağına bir tek Berna olsaydı o bana yeterdi. Zamanla kardeşten öte beraber yer beraber içer olduk. Çok iyi anlaşıyorduk ona çok güveniyordum hala da öyle. Kimler geldi kimler geçti bu hayatımdan ama bir tek o kaldı yanımda. Bir yandan dershaneye gidiyordum bir yandan ablama hizmetçilik ve Berna'nın yanı derken günler geçiyordu. Buarada Ali'ye olan aşkımı düşkünlüğümü anlatmama gerek yok herhalde. 6 yıl boyunca tek can yeleğim tek sığındığım liman güvendiğim insanlar oydu ve ondan başka kimsemin olmayışı beni ona daha çok bağlamıştı. Onsuz yaşayamam gibi geliyordu nefes alamam onsuz diyordum. Ama zorluklar da vardı. Onun ailesi ailemi tanıyordu. Ve ailemin yaptığı saçmalıkları biliyorlardı. O yüzden beni istemiyorlardı. Annesi babası biz o aileden kız almayız diyor Nuh diyor peygamber demiyorlardı. O yüzden Ali sürekli Buse okuman lazım ancak bir üniversite okuyup kendi ayakların üzerinde durursan seni ailemin karşısına çıkarabilir bakın buse onlardan değil o farklı ben bu kızı seviyorum ve evleneceğim diyip karşılarına çıkarabilirim. Yoksa bu seferde bizimkiler hayatı zindan ederler çalış kazan üniversiteyi ben hep yanındayım diyordu. Ne bileyim doğru söylüyordu Ali'de ailesi de bizim ailemizden kız almak demek oğlunu ateşe atmak demekti. Tamam ben farklıydım ailemden ama bunu benden ve Aliden başka kimse bilmiyordu. Bir de Berna biliyordu işte. İşte hem okuma isteğim hem Aliye bir şekilde kavuşmak onunla ömrümü birleştirme isteğimle tüm zorluklara rağmen ders çalışıyordum her fırsatta. Sonra bir gün telefonum çaldı bilmediğim bir numara arıyordu açıp açmamakta tereddüt etsem de efendim dedim. Bir kadın sesi sen buse misin dedi evet benim buyrun dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Hikayesi
ChickLitAcı dolu bir biyografi ve isimler hariç herşey tamamen gerçek. Okurken bu kadarı da olmaz artık dedikleriniz de gerçek, bari bu kurgu olsun dedikleriniz, diyeceklerinizde. Kalbi, hayatı paramparça bir genç kızın hikayesi.