UYANIŞ

37 1 14
                                        

Yatağın üzerinde ne kadar vakit geçirdim bilemiyorum. Kapı sesi ile kafamdaki düşüncelerden kurtulup kendime geldim.  Alec gelmiş olabilirdi. ' Evet' diye seslendim ama cevap yoktu. Kapıdaki her kimse benim dışarı çıkmamı bekliyordu. Yatağımdan kalkıp kapıyı araladım. Karşımdaki  Gabriel'di.  Onu odama kadar getiren şey ne olabilirdi ki? 

'Alanis seni rahatsız etmek istemezdim ama yardımına ihtiyacım var. Sage için birkaç şifalı bitki bulamam gerek ve ben bu konuda pek iyi değilim. Alec'in dediğine göre sen bu otları bulabilirmişsin?'

'Sage'in durumu nasıl Gabriel? '

'Endişelenmeni gerektiren bir durum yok bunları bulmamız daha hızlı iyileşebilmesi için.'

Kafamı sallamakla yetindim üzerimi değiştirip hemen gereken otları öğrenip, aramaya başlamalıydık. Bu otlar şifalı oldukları kadar da zor bulunuyorlardı. Sage ile ilgilenen şifacı düşündüğümden daha az bitki istedi Ban otu ve Alıç. Bu evden dışarıya atacağım tek bir adımdan dahi korktuğumu itiraf etmeliyim.  Ama Sage için herşeyi yapabilirim, o artık benim sahip olamadığım babam gibi...

'Ben hazırım Gabriel gidebiliriz.'

Bu oğlanı her gördüğümde kalp atışım hızlansa da bunu ona belli etmeye hiç niyetim yok, onun Sage'in hayatını kurtarmış olması güvenebilmem için yeterli bir sebep değil.

'Bulmamız gereken bu bitkiler neye benziyor Alanis?'

Ahh! Doğruya yanımda her zaman şifalı bitki topladığım dadım yok bu sefer işimiz daha zor olacak.

'Bulamamız gereken iki tane bitki var Gabriel, ban otu ve alıç. Ban otu orman da yol kenarlarında kendiliğinden yetişen yaprakları açık yeşil renkte olan yumuşak ve tüylü çiçekleri de sarı veya mor renklidir. Alıç bulmak daha kolaydır her yerde yetişebilir küçük ağaç şeklinde meyvesi de küçük ve sarıdır.'

'Tamam aklımda tutmaya çalışırım. 

Bunun mümkün olmadığını ikimizde biliyorduk şifalı otları öğrenmek uzun zaman ve zahmet gerektiren bir iş. Neyse ki yıllarca seyahat etmenin bana kattığı tek şey sürekli farklı şifalı bitkileri öğrenmek. Evden dışarı çıkmak için koridoru geçince hiç görmediğim merdivenlerden indik, kapı hemen karşımızdaydı. Evin giriş kapısı olmak için fazla eskiydi. Gabriel kapıyı açıp dışarıya adımını atana kadar bu kapının evin girişi olduğuna kendimi inandırmıştım ama öyle değildi. Evin arka kapısından çıkmıştık. Ev hemen ormanın bittiği yerdeydi, köydeki insanların yerleştikleri yerlerden biraz uzaktı. Sage'in henüz tanışmamış olduğum arkadaşı da bizim gibi gözden uzak olmayı seviyordu anlaşılan. 

'Ormana girmek üzereyiz Alanis benden uzaklaşma!'

Nefret ettiğim emir cümlesiyle karşılaşmam bütün moralimi bozsa da bunu belli etmedim. Onunla kavga etmeye hiç gerek yoktu, nasıl olsa birkaç gün içerisinde yüzünü bir daha görmeyecektim...

 Bu düşüncenin canımı acıtmaması gerekiyordu ama öyle olmadı. Kalbimde bir sızı hissettim ve bu sızı ilk defa oluyor.

'Alanis bu orman vahşi hayvanlarla dolu dikkatli ve olabildiğince hızlı davranmalısın. Hayatlarımızın tehlikeye girmesi ikimiz içinde hoş olmaz.'

Ahh! Burda vahşi hayvanların olması çok ürkütücü. Ormanın içlerine doğru ilerliyoruz ve köyden yardımın gelmesi neredeyse imkansız. Yani Gabriel 'in korumasına muhtacım. İlerlemeye devam ettikçe karşımıza çıkan bitkiler çeşitlenmeye başlıyor. Bu ikimiz içinde iyi, eğer keçi yoluna rastlarsak ban otunu bulabiliriz.

'İşte orada Gabriel.' 

Sevinç çığlıkları atarak alıç ağacına doğru koştum. Tam karşımda duruyordu. Ağaç beklediğimden fazla meyve vermişti. Hemen toplamaya başladım. Ben toplama işini yaparken Gabriel etrafı izliyordu, sanki bir şeyler hissetmişti. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SONSUZ KADİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin