Ay Krallığı

102 8 8
                                    

Gözlerim merdivenlere doğru kaydı. Walter dedikleri bu olsa gerek. Yaşlı bir adamdı. Saçları hala dökülmemişti ama yüzündeki kırışıklıklar barizdi. Uzun, beyaz saçları ve çenesinden aşağı doğru uzanan beyaz sakalları vardı. Büyücü gibiydi. Biraz fantastik, biraz ürkütücü. Yanıma doğru geldi ve ''Demek sensin'' dedi. Anlayamadım. Ardından beni kaçıran çocuğa bakarak ''İyi işti Auron.'' dedi. Sanırım ismi buydu: ''Auron''  Yaşlı adam bana doğru yaklaştı. Biraz korkaklıkla ''Açıklama yapmayı düşünüyor musun?" dedim Auron'a. Yüzüme bile bakmadı. İsminin Walter olduğunu düşündüğüm yaşlı adama bakıyordu. Sanırım bu adama saygı duyulmalıydı. Auron kolumdan tutarak bana yolu işaret etti. Kulağına ciddi bir ifadeyle "Nereye gidiyoruz?" diye fısıldadım. ''Artık susar mısın? Siz kızların çenesi beni öldürüyor.'' diye karşılık verdi. Tek bir şeye eminim; kesinlikle ukalaydı. Merdivenlere doğru yürüdük.  Walter denilen yaşlı adam aşağıda bizi izliyordu. Üst kata çıktığımızda bir sürü kapı vardı. İçlerinden birine girdik. Büyük olması haricinde normal bir odaydı ve boştu. Sanırım neler olduğunu anlatacaktı "Eee anlatacak mısın artık?" dedim. Rahat bir şekilde odadaki koltuğa oturdu ve bana da oturmamı işaret etti. Siyah ve deri olan tekli koltuğa oturmuş ona bakıyordum. Kabul etmeliyim ki bakışları eziciydi. Sonunda dudaklarından kelimeler dökülmeye başladı ''Kolunda bir iz var. Ay izi. Öyle değil mi?'' ''O benim doğum lekem.'' diye karşılık verdim. Ne alakaydı şimdi? "Evet doğum lekesi diyebiliriz. Çünkü senin kim olduğunu anlatıyor." dedi ve ekledi " O sıradan bir leke değil, o kutsal bir işaret" ''Sanırım çok film izlemişsin. Sıradan bir insanım ve bu sadece Ay'a benzeyen bir doğum lekesi.'' diye cevapladım. ''Sıradan dünyandan çık. Şu an Günışığı ülkesindesin. Sana ihtiyacımız var.'' "Ne yani bu aptal şakayı ciddiye almamı mı bekliyorsun?" dedim. Bana cevap olarak: "İleride bunun ciddiyetini anlayacaksın şimdilik dinlen bu oda senin." dedi ve kapıya yöneldi. Elini kolunu sallayarak, rahat bir şekilde odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Odada pembe yatak örtülü bir yatak vardı. Ah, hayır. Ben burada uyuyamazdım. Ayrıca benim burada ne işim vardı? Lafta bana ihtiyaçları varmış. Ben çocuk değilim ki. 20 yaşında bir kızım. Gözlerim kolumdaki doğum lekeme gitti. Bu Ay'ın ne önemi vardı? Annem de kesin meraktan deliye dönmüştür. Buradan kurtulmalıydım. Belkide Auron ve o yaşlı adam tımarhaneden kaçmışlardı. Sanırım biraz abarttım. Yine de bana hiçbir şey söylememelerini kabul edecek değildim. Bilmediğim bir sebepten dolayı kaçırıldım ve bilmediğim bir sebepten dolayı burada kalacağım öyle mi? Hiç de değil! Sinirli bir yüz ifadesiyle kapıyı açtım. Hızlı ve emin adımlarla merdivenlere doğru yürüdüm. O sırada koridorun başındaki odanın kapısı açıldı ve içeriden Auron çıktı. ''Yerinde duramadın değil mi? Tamam İn aşağıya. Anlatacağız her şeyi.'' İç sesim "Sonunda." derken merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladım. Dönemeçli merdivenler; hiç sevmediğim! Merdivenlerden indiğimizde o yaşlı adam hemen karşımızdaki büyük koltuğa oturmuştu. Onun yanına doğru ilerlerken Auron beni kolumdan tuttu ve kulağıma "Sakın sesini çıkarma, sadece dinle." diye fısıldadı. Kafamı tamam anlamında salladım. Yaşlı adamın karşısındaki deri koltuğa oturdum. Meraklı gözlerle onun masmavi gözlerine bakmaya başladım. Söze başladı ''Hoş geldin Diana. Zor yolla getirildiğin için üzgünüm fakat mecburdum.'' Ismimi nerden bildiğini düşünürken dinlemeye devam ettim. ''Öncelikle anlatacağım şeyleri bilmemenin sebebi bunları sana unutturmuş olmaları. Unutturmaktan kastım bir büyü ile beyninde olan anıları silmeleri. Bunu annen yaptırdı. Her şeyden uzak bir hayat yaşamanı istedi. Güvende olmanı, normal bir yaşam sürmeni ve onun gördüklerini görmemeni düşledi. Sen 20 yaşında olduğunu düşünsen de bu sadece dünyadaki yaşın. Eğer buralardaysan çok daha büyüksündür. Burası Günışığı ülkesi. Sizinle komşuyduk. Onlar sizin ülkenizi yoketmeden önce birbirileriyle ilişkileri olan iki ülkeydik. Bir savaş oldu ve biz o savaşta size katılamadık. Elimizde değildi, engellendik. Birçok kişi kaybettiniz ve sonunda ise krallığınız sona erdi. Şimdi ise bize saldırmayı planlıyorlar. Onlarla bu kadarken baş edemeyiz. Senin yapman gereken Ay Krallığını yeniden kurmak. Hala ölmemiş olanları toplayıp halkına sahip çıkmalısın. Eğer bunu yapmazsan biz de annen ve baban gibi suya karışırız. Onların intikamını almalısın!''

Multimedia: Auron

Ay'ın KudretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin