Yeter artık!
Şu siktiğimin hayatında bir tek benmi bu haldeyim.
Sabah doğan güneş,benim hergün karanlığım.
Neden?
Çünkü karanlık dünyanın içerisindeki karanlık tımarhanede her gün bir köşe başında düşünüyorum .
O iğrenç kadındanda,O iğrenç kocasındanda tiksindiğimi hatırlıyorum.
Sonra, nefesimi tutuyorum. Bu sefer bırakmam diyorum.
Nefes alamıyorum.Kararıyorum.
En çok acıtan da ne biliyormusun?
Bu lanet olası iğrenç dünyada hala yaşıyorum. Ölmüyorum.Hayatımı bir tımarhanede geçirmek için gelmemiştim ki ben!
Oraya asla geri dönmeyecektim.Üstümde siyah deri rock ceketim ve altımda deri taytım vardı.
Elimdeki siyah bavulumla kendimden emin bir şekilde yürüyordum.
Saçlarım rüzgarda geriye doğru savrulurken,kendimi bir mafya gibi hissediyordum.
Bundan sonra nereye giderim bilmiyordum.
Ben böyle kendimce düşünürken
Bir elin burnuma yaklaşması ile kendimden geçtim.
Uzun bir sonsuzluğa gidiyordum.Anlamsızca Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda, karşımda açık toprak rengi saçlı, ela gözlü bir erkek.
Bulunduğum koltuktan yavaş yavaş göz gezdirdim.
Eski bir mekandaydık. Daha çok birbara benziyordu. Fakat alakası yoktu.
Çocuk benim uyandığımı görmüş olmalı ki, koşarak yanıma geldi.
"Otur!"
Sanki biraz kendini beğenmişmi?
Dediğine aldırış etmedim.
"Sana otur dedim, algılama sorununmu var?"
Karşımda duran saate baktım.
5 saattir uyuyorum. Ah ne güzel, istesem bu kadar uyuyamazdım.
O iğrenç yerde her e saatte 1 verilen ilaçlar yüzünden!
Dediğini yaptım. Ve koltuğa oturdum.
Oturduğum anda koltuktan bir gıcırdama sesi duydum.
Evet, sesi kötü bir şeye benziyor.
Yanlış anlamasın diye bir kez daha o sesi yaptıktan sonra suratına boş bir bakış attım.
"Kimsin sen?"
Masaya doğru ilerledi ve eline turuncu bir şey aldı. Önce fazla göremedim. Bana doğru yaklaşınca elinde bir koli bandı olduğunu anladım.
Yanıma gelip bandın başını açtı , ağzıyla koparıp koli bandını yere attı.
Ağzıyla yırttığı koli bandını ise bir anda ağzıma yapıştırdı.
"Soru sorma!"
Ellerimi bağlamayı akıl edemediği için elimle ağzıma yapıştırdığı bandı hemen ağzımdan çektim.
"Emir verme!"
Tam ağzını açtı birşey diyecektiki,
Kapı yumruklanmaya başladı.
Sanki bir arabayı alıp kapıya çarpıyorlardı.
Gözlerimi büyüttüm ve karşımdaki çocuğa baktım.
İşaret parmağıyla dudağının ve burnunun ortasına yerleştirdi.
"Şşşt, sakın ses çıkarma ve yukarı çık!"
"Ama nede-" derken eliyle ağzımı kapattı.
"Soru sorma hadi!"
Dedi ve elimi tutup yukarıya doğru koşmaya başladı.
Küçük bir oda vardı.
Beni oraya doğru sürükledi.
"Yat?"
Anlamsızca baktım.
"Anlamadım?"
"Yere yatacaksın,lambayada bir ip asacagım ve seni intihar etti sanıp gidecekler,tabii konuşup herşeyi mahfedmezsen!"
Güzel plan!
Yere yattım ve lambaya ip asmasanı bekledim.
"Sen ne yapacaksın?"
"Çantayla birlikte balkona gideceğim."
Gözlerimi bir kez yumdum ve 'tamam' anlamına getirdim.
O sırada öyle bir ses duydum ki feleğim şaştı!
Kalktım ve beni kaçıran ukâlânın yanına koştum.
"O ses ne?"
"Yerine geri git ve yat!"
Dedi.
Sessiz ama bağırarak konuşmuştu.
Koşup hızla yerime gittim ve yattım.
Koşan ayak sesleri geliyordu.
Buraya doğru yaklaşıyordu.
İçim yanmaya başladığında gözlerimi çok sıkı yumdum.Ayak sesleri kesidikten sonra biraz bekledim.
Bu sefer buraya doğru geldiğini hissettiren ayak sesleri gelmeye başladı.
Sıkıca gözlerimi yumdum.
"Abi,kız intihar etmiş."
Kalın bir erkek sesiydi.
Sustuktan sonra o kadar sessiz olduki!
Nefes alış veriş seslerini duyabiliyordum.
Öldüm zannetsinler diye nefesimi sıkıca tuttum.
Biraz daha yanıma yaklaştıktan sonra bir ses onu durdurdu.
"Dur,gitme.Gidiyoruz!"
İçimden bir 'oh' cektikden sonra gittiğinden tamamen emin olana kadar bekledim.
Sonra gözlerimi yavaşta araladım. Turuncu bir ısık yansıması ile acılan göz kapaklarımdan sonra doğruldum ve parmak uçlarımla ayağa kalktım. Balkonuna kapısını yavaşca actım ve orada olduğunu sandıgım ama orada bulunmadığı Bir tutam ukalayı aradım. Ve tabii yanındaki siyah çantayı.
Sonra "Gittiler! Nerdesin? "
Diye seslendim ama ses gelmedi. Tam cıkacakken, yanıma Ukalanın çantası fırlatıldı.
Sagıma baktığımda diğer balkondan bu balkona atlayan ukalayı görmem ile durdum.
Ama artık tehdit sırası bende,
'bay ukalaa'...Balkon kapısını aniden actım ve koşarak odadan çıktım.
Arkama bile bakmadan savrulan saclarımı gözümün önünden çektikten sonra, koşarak yaklaşan bir cisim!
"Kaptan logar, bir cisim yaklaşıyor efendim! "
Kendimce gülüp hemen alt kata indim. Bu pis evden kurtulma zamanı!
Merdivenden inerken bir adet ukala kolunun koluma doğru uzandığını gördüm.
Kolumu kaçıracakken o çoktan yakalamıştı bile.
Kendine çekerken tökezledim., az daha düşüyordum ki belimden tuttu.
Düşüncelerim den sıfışıp kendime bir seneryo buldum.
"Eğer gitmeme engel olursan o kapıdan defolup giden adamlara seni yem ederim! "
Göz göze durmak çok rahatsız edici olduğu için gözlerimi biraz kacırdım. Belimi tutan ellerinden kurtulup son basamak merdiveni inerken kolumu bir daha tuttu.
"Bana bak! Öyle birşey olmayacak! "
Tabiiki olmayacak aptal. Tipleri görmedin mi!
Hem eğer söylersem mantık olarak hiç kurtulamam. Onunla birlikte bende yem olurum!
Blöfüm işe yarar!
"Evet olucak! "
Dedim ve dış kapıyı acıp aşşagıya doğru koşmaya başladım.
Hemen ardımdan peşimden koşmaya başladı. Tam son gaz ilerleyecektim ki, hesaba katmadığım bir şey vardı.
(Katarız ağaam!) iğreç iç sesime gülecek vakit bulamadan yavaşça yukarı cıktım ki bir kayaya çarptım.
Dönüp baktığımda ise karşılaştığım şey tabiiki de 'bay ukala.'
Ayak sesleri gittikçe uzaklaşırken.
Kalbim bir az daha rahatlıyordu.
Apartmanın gıcırdayan kapı sesi kapandıktan sonra bende asagıya dogru koşmaya başladım.
Tabiiki ukala da peşime düştü.
En alt kata indiğimde hıphızlı kapıyı açtım ve sertçe çarparken beyinsiz ukala kapıyı tuttu ve yanıma geldi. Beni kolumdan tuttu.
Kulağıma eğildi.
"Bak,oradalar"diyerek birkaç o kabadayı adamları gösterdi.
"Git söyle hadi."
Sinirle suratına baktım.
"O zaman bizi bulmadan birlikte kaçalım."
Apartmandan inip kolunu tuttum. Yan sokağa dogru koşarken o adamlardan birinin sesini duyduk.
"Bakın,ölü kadın canlanmış,yanındakide bizim pezeveng degilmi?"
Hemen arkamızdan koşmaya başladılar.
Salak ben!
Gitmeden neden çıkıyorsunuz kızım siz ordan!
Yan sokaktan biraz daha ileriye doğru koşmaya başladık.
"Daha hızlı ol!Ölmek mi istiyorsun?" Evet bıkmıştım hayattan. Bencede en mantıklısı
"Evet!" diye hızlıca cevap verdim. Sonra onun suratına baktım. Hayır saçmalama şimdi. Sırası değil."Yani hayır."
Biraz daha koştuk ve tek yön sağ taraf olarak son bulmuştu. Hızla arkama baktım. Biraz fark vardı arada. Ama eminim ki yetişeceklerdi
Siyah takımlar vardı üstlerinde.
Hızlandım ve sağa döndüm.Aah,hayır.Çıkmak sokak.
Sadece bir kerecik şanslı olsam ne olur şu s*çtığımın dünyasında.Beni kolumdan çekti ve bir çöp konteynırının yanında durdu. Kapağı açtı. Ciddimisin sen ya?
"Atla!"
Ne?Hayır tabiki! Yüzüne salak salak baktıktan sonra aceleci bir tavırla;
"Hadisene başka şansımız yok"
Lanet olası!
Saçlarımı tuttum ve zorla içeriye girdim. Ukalada yanıma atladı.kapağı hızla üstümüze kapattı.
"İğrenç kokuyor burası"
Gözlerini bir kez daha devirdi.
Ukala!
"Hani şuan çöpün içindeyiz. Haberin yoksa söyleyeyim. Bayan zeki!"
Gözlerimi kısıp dudaklarımı buruşturdum.
"Hıı."
Agzımı kapadı.
Duyamayacagım kadar kısık bir sesle,
"Şşt geldiler!"
Konuşmayı kestim ve dışarıdaki sesleri dinledim.
"Nerede lan bunlar. Size kaçırmayın demiştim!"
Diğer bir ses ise;
"Abi valla bu tarafa doğru geldiler.Buraya döndüler."
Biraz bagırıp çagırma sesini dinledikten sonra ses bir anda kesildi.
1-2 dakika aradan sonra "Buradan kaçmış olmalılar. Çabuk arabayı getir!" diye bagırdı. Nereyi gösterdiğini şuan da göremedeğim için bilmiyordum.
Malum bir harabenin içerisindeyim.
Gittiklerinden emin olana kadar bekleyecektik.
Bir kaç dakika daha bekledikten sonra ,
"Gittiler galiba!"
Ağzımı sıkıca tuttu ukala.
Buraya doğru yaklaşan ayak sesleri!
Gözlerimi sıkıca yumdum.
Hayır!hayır!
Bir anda kapak açıldı, gözlerimi dahada sıkılaştırdım.
Ve kafama inen iğrenç kokulu şey.
Hadi amaa,ciddi olamazsınız!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEJAVU #WATTYS2016
Mystery / ThrillerGözlerimi açtığımda yanı başımda duran bir ukala görmemle başladı herşey... Belki bir tuzak,belki bir kumpast, belki de Ne zaman oldugunu anlamadıgın bir Aşk. İşte tüm hayat bunlardan ibaret. Ama Nefes almış olmamız,yaşıyor olmamız demek degildir. İ...