3-Kontrolsüz güç

625 87 15
                                    

Özet: Angela ve Helena, emekli General Dexter'ı ziyarete giderler. Dexter bir pansiyon almıştır ve May adında bir kadınla nişanlanmıştır. Jules babası ile telepatik bağ kurar. John oğluna dünyanın başına gelecek felaketi söyler ve yolda olduğunu ekler. Jules olanları Helena ve Angela'ya anlatır. Karl evde onları beklemektedir. Olacakları bir de Karl'dan dinlerler.

*** Yeni Bölüm ***

Karl gözden kaybolduktan sonra ortamda garip bir sessizlik oluştu. Jules hâlâ ailesiyleyken rahat hissetmiyordu. Angela, kardeşinin yanında sanki kızı gibi duruyordu. Helena sessizliği bozmak için konuşmaya başladı.

"Umarım bizimle kalırsın Jules. Şu anda her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var sana."

Jules ayakuçlarına bakarak mırıldandı. "Peki anne."

"İşte bu kardeşim" diyen Angela, Jules'un yanağına abartılı bir öpücük kondurdu.

"Dur Angie, her yanımı salyanla kapladın."

Angela kardeşine daha fazla yüklenip, "o salya değil, sevgi sıvısı" dedi.

Helena bu iki kardeşin atışmasını sevgiyle izliyordu. Jules çocukluğunu yaşayamadan hızla büyümüştü ama Angela her zaman ona karşı ablası olarak davranıyordu. Kendinden büyük gözükmesini hiç umursamıyordu.

"Hadi yeter şakalaşmanız, yemek hazırlamama yardım etmenizi istiyorum."

"Peki anne" diyen Jules, kızı kolayca üzerinden atıp ayağa fırladı. Angela yatakta ayağa dikilip Jules'un sırtına atladı.

"Deh, deh!" diye bağırıyordu. Jules kızar gibi görünse de, Angela ile oynamaktan memnundu. Dünya yılı ile altı yaşında olmasına rağmen otuzlu yaşlarda gözükmesini, sadece ailesi anlayabilirdi.

"Tamam Angie bunu sen istedin" diyen Jules, tüm hızıyla koşarak odada dönmeye başladı. Angela zorlukla tutunup çığlık atıyordu. Jules aniden bağırarak yere çöktü. Ablası kendisinin bir şey yaptığını zannederek endişe ile sırtından indi ve yanına yanaştı.

"Jules ne oldu?"

Jules çevreye bakıyordu ama gözleri bembeyaz kesilmişti. Sanki çevrede diğerlerinin göremediği bir sahneyi izliyor gibiydi. Angela korkuyla annesine seslendi. Helena içeriden koşarak geldi ve Jules'un gözlerini gördü.

"Jules, bebeğim bana bak."

Jules kendisine seslenen annesini duymuyordu. Beyaz gözleri ile önünde kimsenin görmediği bir şeye bakmaya devam ediyordu. Helena da paniklemişti. John'a her zamankinden daha çok ihtiyacı vardı. Hemen rehberinden doktorun telefonunu bulup aradı. Jules'un durumunu tarif etti. Doktor hastayı sarsmadan yatırmaya çalışmalarını ve mümkünse gözlerini kapatmasını söyledi. Hemen yola çıkacağını da ekledi.

Helena konuşarak Jules'a ulaşmaya çalışıyordu. Onu geriye doğru yatırmak isteyince, görünmeyen bir güç kendisini geri fırlattı. Angela annesini bilerek fırlattığını düşündüğü için Jules'a bağırıp sarsmak istedi ama o da aniden geriye doğru savruldu.

Jules ileri geri sallanmaya başlamıştı. Gözleri ileriye sabit baksa da, bedeni sürekli hareket ediyordu. Helena çaresizlikle oğluna ulaşamaya çalışıyordu. Odadaki eşyalar savrulmaya başlamıştı. Angela kendisini ve annesini korumaya çalışıyordu.

Savrulan bir çervenin köşesi başına çarpınca acıyla inleyen Angela, elini yarasına götürdü. Eline bulaşan kanı görünce ağlamaya başladı. Helena kızının üstüne kapaklanıp başka yara almasını engellemek istedi.

KOZA-2: Yeni bir başlangıç (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin