Bilincim gitgide karanlığa gömülürken.Geçmişim gözümün önünde canlanıyordu.Anılarım,hüzünlerim,mutluluklarım öyle güzeldi ki bırakmak istemedim.
''Baba korkuyorum beni yalnız bırakma''
''Baekhyun arkandan tutacağım sadece pedalları çevir oğlum'
''Düşmem değil mi baba''korkuyordum daha küçükken korkuyordum ama babam sayesinde kendime daha çok güvenmiştim.
''Herkes hayatta düşer oğlum önemli olan düştüğün yerden kalkıp mücadele etmektir.'' Pedalları çevirirken babamın destek sağlayan kolları yavaşça beni bırakıyordu.İlk başta panik yapıp dengemi kaybetmiş olsam da sonunda bisikletimi sürebilmiştim.Ama bir an da bisiklet devrilmiş ve ayağımda boylu boyunca uzun bir yara oluşmuştu.Sonra içimden babamın söylediği sözleri tekrar ettim.''Önemli olan düştüğün yerden kalkıp mücadele etmektir.Tekrar ayağa kalkıp ayağımın acısını umursamadan bisikletimi sürmeye devam etmiştim.Peki şimdi neden kalbim acıyordu.Oysa her şey ölünce güzel olmaz mıydı?babamın yanına gidecektim.Karanlık beni daha fazla içine doğru çekerken hiçbir şey görmüyordum.Üşüyordum ama bu fiziksel bir üşüme değildi manevi olarak üşüyordum içim buzlarla kaplı,acı doluydu annem canımı öyle yakmıştı ki babamın hayatta olsaydı görmek isteyeceği en son şey bana tokat atıp annemin başka bir adama inanmasıydı.Uzaklardan çok uzaklardan bir ses kulağıma bir şey fısıldıyordu.Duyamıyordum karanlık beni yutmuştu,''Oğlum ayağa kalk Baekhyun'' Babamın sesiydi.Acı içinde ''Kalkamıyorum Baba çok geç'' demiştim.''yaşayacaksın oğlum benim için yaşayacaksın''.Duyduğum son fısıltının ardından kendimi karanlığa teslim etmiştim.
Işık gözlerimi parlatırken cennete veya cehennem de miyim diye zar zor açtığım gözlerimle etrafı incelemeye başlamıştım.Pencereden süzülen güneş ışınları yüzüme yansıyordu.Elimde serum ve karşımda sandalyede öylece uyuya kalmış benimle aynı yaşıt olan biri vardı.Bu ölürken gördüğüm yüzdü.Kirpikleri kırılgan bir şekilde havalanmış.Bir meleği andırıyordu.Dudakları ıslak bir şekilde buğulanmış fazlasıyla yorgun olduğu her halinden belliydi.Ben kusursuz yüzünü incelemeye kendimi kaptırırken içeriye birisinin girmesiyle hemen gözlerimi yumarak uyuyormuş taklidi yapmıştım.Bileklerimi kavrayıp nabzı normal dediğini duydum.Bu saniyede ''iyileşiyor mu durumu nasıl doktor.'' dediğini duydum .Sesi normal insanların aksine kalın ve tok geliyordu.En son dayanamayıp gözlerimi açmıştım.''Nerdeyim ben?''Doktor yanıma gelip çok ağır bir kaza geçirdiniz.Eğer zamanında sizi hastaneye getiren bu Beyfendi olmasaydı hayatta olmaya bilirdiniz.Histerik bir şekilde dudaklarıma belli belirsiz bir tebessüm yerleştirerek.''Yaşamak istediğimi düşünmediğim için intihar etmiş birisine zamanında yetişmeseydiniz ölürdünüz demek komik olmuyor mu ?''Yönelttiğim soru karşısında Doktor kapıyı kapatıp çıktığında.Sadece ikimiz kalmıştık.Ne diyeceğimi bilmiyordum teşekkür edemezdim sonuçta intihar eden bendim değil mi ?.Boğazımı temizleyerek.''Beni buraya kadar getirdin yardımcı oldun sağ ol artık gidebilirsin.'' diyebilmiştim.Gözlerime bakıyordu sanki diyecek çok şeyi varmış gibi öylece bakıyordu.Rahatsız olmuştum en son ağzını aralayıp.''Önemli değil.'' demişti.Kapıyı gösterip çıkmasını ima ettim,kaba davranıyordum biliyorum bu olaylar yaşanmasaydı daha farklı davranabilirdim ama Gözlerini bana dikip tekrar konuşmaya başlayınca dinledim.''Ailene haber vermedim'' durdu ve iç geçirdi.''Telefonumdan aileni arayabilirsin.''şaşkınlıkla ona bakıp telefonunu tekrar uzatarak.''Arayacak kimsem yok''diye kestirip atmıştım.Ne yapacağını bilemeyip tekrar sandalyeye oturdu.''Bak sana çarptım tamam mı.İzin ver sana yardım edeyim.İntihar etmiş olsan bile,seni burada yalnız başına bırakıp hiçbir şey olmamış gibi davranamam.'' Alaycı bir şekilde konuşarak cevap verdim''İstemiyorum şimdi çık bu odadan'' kızdığı o kadar belliydi ki gözlerinden ateş çıkıyordu.''Ne halin varsa gör lazım olur diye çekmeceye para bıraktım.''Tekrar önüme dönüp duymamış gibi yaptığımda odadan çıkmıştı.Ayağa kalkıp lanet olası hastaneden kurtulmaya başlamıştım ki kalktığım yerden yere kapaklanmıştım acıyla inledim''Lanet olsun AH popom acıdı be'' kapı bir hışımla açıldı ve bileklerimi sıkıca tutan bir el ile karşılaştım kafamı çevirip o melek yüzü gördüğüm de yutkundum.Sinirle soluyordu.''Bu kadar sakar olup tekrar intihar etmeye mi kalkıştın.!''
''Tabi ya her fırsatı kolluyorum ne demezsin '' diye yanıt verdim.Bileğimden tutarak tekrar yatağa yatırmıştı.Bir süre sessiz kaldık.O odadan çıkmamış gözleriyle beni yiyecek gibi bakmaya devam ediyordu.Ben ise içimde düşündüğüm şeylerin dışa yansımaması için şükredip ona manasızca bakmayı sürdürüyordum.Gözleri kahverengiydi.Hayatımda hiç bu kadar güzel yüz hatları olan birisiyle tanışmamış olduğum için kendime küfrediyordum.Dudakları aralanırken ''Bakışlarınla beni yemen bittiyse seni eve bırakacağım''demişti.Duyduklarıma inanamayıp öksürdüm.''Gidecek bir evim yok.''tekrar göz göze geldiğimiz de ''Çocuk değiliz o yok bu yok bugün hastaneden ayrılacaksın nereye gitmeyi planlıyorsun söylesene?.''dedi.Kendimi daha fazla tutamayıp ''Seni ilgilendirmez artık odadan çıksan diyorum.'' diyerek sinirle önüme dönüp gözlerimi kapattım.Belki bu sayede çıkıp giderdi.sandalyeden kalkıp yanıma eğildi.''Benimle kalacaksın üstünü değiştir.'' gözlerimi aralayıp şaşkınca bakarken odadan bir kez daha çıkmıştı.Hızlıca üstümü değiştirdim canım acısa da hastaneden kurtulmaktan iyidir diye mırıldanıyordum.Kapıyı sessizce kapatıp hemen çıkışa yöneldim.Karşımdaydı işte yine bana bakıyordu.''Gel arabam şurada'' sesi kalın geldiği için biraz ürpermiştim açıkçası.''Gelmiyorum'' dedim.Yanıma doğru adımlarını hızlandırırken kolumdan yakalayıp arabaya bindirmişti bile.Yarım saatin ardından geniş lüks bir evin önünde durmuştuk.Her tarafında koruması olan,hayatımda göremeyeceğim kadar güzel olan bir evdi.''Geldik hadi in'' dediğini yapıp indim.Eve doğru gittiğinde arkasına geçip onu takip ettim boyu uzundu o yüzden adımlarına yetişmek için koşar adımlarla ilerliyordum.Kapıyı açtığı sırada ''Ben'' dedi yüzümü ona çevirip kusursuz yüz haltlarına ve dalgalanan saçlarına dikkatlice bakıyordum.''Park Chanyeol''yağmur damlaları saçlarını ıslatırken bana bakıp.''Peki sen'' dedi. ''Baekhyun'' dedim.''Byun Baekhyun.''
Ben yağmuru sevmezdim ama o güzel yağmur damlaları Chanyeol'ün saçlarını yüzünü ıslatırken içimden tek düşündüğüm şey;Şimdi yağmuru seviyordum, şimdi yağmuru seviyorum, yağmuru seviyorum...
Yorum yapmanızı çok isterdim.Merak ediyorum düşüncelerinizi ama ficimi neredeyse kimse okumuyor. Yine de seviliyorsunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRUST // Chanbaek
FanficO gece çaresiz,mutsuz,hayata veda edeceğim gün...kafama sert bir şeyin isabet etmesiyle gecenin karanlığında ben de hayata veda ediyordum.Son gördüğüm şey iki çift kahverengi bana nefretle bakan büyüleyici gözlere son kez baktım.Ben o gözlerde kendi...