4. Bölüm -Katil-

646 28 4
                                    

Odama girdiğimizde gözleri odamda dolaştı.

''Güzel oda cici kız'' dedi

''Cici kız mı?'' dedim kucağından atlarken.İşaret parmağını havaya kaldırıp döndürdü.O an odamı gösterdiğini anladım.Omuz silktim.

''Açık renkler seviyorsam ne olmuş yani''

''Cici kız olmuş oluyorsun'' dedi gülerek

Bilmiş.Arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü.Acaba bir şeyler yapmayı teklif etsem mi ki?Sonuçta çocuk beni buraya kadar taşımıştı.

''I-ıı şey...'' diye gevelediğimde bana döndü.Gözleriyle beni süzerken konuşmama devam edemedim.Kaşlarını kaldırdı.

''Şey teşekkürler'' 

Sonunda konuşabilmiştim.Kahkaha atınca gözlerim açıldı.Komik bir şey mi dedim acaba?Yoksa suratımda bir şey mi var?

''Çok gülünçsün'' dediğinde gözlerim daha da irileşti.

''Sana teşekkür eden de kabahat'' dedim gözlerimi devirip.Gülmesini kesip 

''Seni öldürmediğim için bana daha çok teşekkür ediceksin güzelim'' dedi.Kapıyı arkasından sertçe çarpıp gitti.Dediği ile 5 dakika yerimden kıpırdayamadım.

Acaba beni öldürebilir mi?Tabii ki öldürür hatta bir kere bu girişimini başarıya ulaştıracaktı.Aklımdaki diğer soru acaba birini öldürmüş müydü?

...

Gözlerimi güneş ışığıyla açtım.Okulun olmamasının verdiği mutluluk ile yataktan zıpladım.Elimi yüzümü yıkayıp üstüme kot pantolon ve salaş tişört giyip dışarı çıktım.Kahvaltı için kendime bir şeyler almam lazım.Haftasonu ama benim gezicek bir yerim olmadığı için yine yurttayım malesef.Em de ailesi ile zaman geçircek.Ah mükemmel yine yanlızım.

Tost ve elamsuyu alıp odama yürümeye başladım.Anahtarı cebimden çıkartmaya çalışırken bir odanın kapısı açıldı.Arkamı döndüğümde üstü çıplak altında sadece basketçi şortu olan yeni uyanmış Fin duruyordu.Uykulu gözlerle bana bakarken

''Günaydın'' dedim.Hiçbir şey demeden içeri girdi.Odun, hayvan, öküz.Anahtarımı bulunca bende hemen kendimi içeri attım.Artık odunluklarını kafama takmıyorum.Odamdaki pencerenin önüne gidip koltuğa yayıldım.Tostumdan bir ısırık alıp kafamı dışarı uzattım.Bahçede dolaşan bir kaç kişi vardı.Haftasonları yurt hep böyleydi.Kapım çalınca Em'in geldiğini düşündüm ama o dün gece bana sabah erken saatlerde çıkıcağını söylemişti.Tostumu geri poşete koyarken üzerimi silkeledim ve kapıya yürüdüm.Delikten baktığımda tanımadığım bir çocuk gülerek dışarıda bekliyordu.Kapıyı açtığımda suratındaki gülümseme büyüdü.

''Merhaba'' dedi.

''Merhaba''

Çocuk sanırım yeni gelen öğrencilerdendi.Çünkü çocuğu daha önce hiç bizim okulda görmemiştim.Ellerini önde bağladı.

''Şey bu akşamboşsan beraber bir şeyler yapalım dicektim de' dedi utanarak.Aslında sevimli çocuk.Sarı saçları buğday teninde mükemmel duruyordu.Yeşil gözlerine zaten birşey demiyorum ama randevuya çıkmak pek bana göre değildi.

'Üzgünüm benim bir kaç işim var'' dedim.

''Ne gibi?'' dediğinde benden nasıl hesap sorabilir diye düşünüp sinirlendim.

''Mesela Supernatural izlemek emin ol senden daha önemli'' diyip kapıyı çarptım.Büyün salaklar beni mi bulur ne?

Tostumu yemeye devam ederke 'çok mu sert çıktım' diye düşünmeden edemedim ama o da benm sinirimi bozmuştu.Yemeğim bitince bu sefer kahve almak için yemekhaneye inmeye karar verdim.Merdivenlerden yavaş yavaş inerken köşede Matt ve arkadaşlarını yani futbol takımını gördüm.Onlarda beni gördüklerinde adımlarımı hızlandırdım.Tam önlerinden geçerken Matt'in dediği şey ile olduğum yere çakıldım.

DarknessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin