3/3

868 78 39
                                    

Kafamı, bu sabah üzerime giydiğim siyah tişörtü, kot pantolonu ve uzun mavi salaş hırkamı aynadan kontrol edebilmek için kaldırdım ve gördüğüm görüntüden memnun kaldım. Açık saçlarımı yüzümü daha iyi kapatabilsin diye omuzlarıma aldım.

Big Hit Entertainment binasının bu koridorlarında, 2 haftadan daha uzun bir süre sonra tekrardan yürüyordum. Oysaki bir daha asla buraya gelemem diye düşünmüştüm.

Ayağımdaki yeni spor ayakkabılarım, parlak zeminde ileri hareket ederken, gelmem gereken odaya yaklaşınca yavaşladım. İçeri gerçekten girmeye cesaretim yok gibiydi.

İçeriden gelen sesleri dinledim bir süre. Haftalardır üzerinde çalıştığımız beat çalıyordu. Bugünse buraya son kaydımı yapmak için gelmiştim. Nasıl hissediyordum, açıklamak zordu.

***

"Eonni, telefonun titreye titreye bozulacak. Sadece bir kez açıp konuşmayı denesen?"

Gözlerimi Han Dok Mi'nin beklentiyle bakan gözlerine çevirdim. Elindeki, hala titreyen telefonu bana doğru uzatıyordu.

Sonunda uzanıp telefonu aldım. Ekranını kendime çevirdiğimde arama sonlandı. Kilit ekranı gözümün önünde belirdiğinde üzerinde yazan sayıları inceledim.

34 cevapsız arama

59 mesaj ileti

Ekrana boş boş baktım.

Kilidi kolaylıkla girdim ve cevapsız aramaları görmek için bildirimin üzerine bastım. Beklediğim gibi olmadı, tek bir isim yoktu.

Yaklaşık 6-7 tane isim vardı. Hepsini teker teker incelediğimde, yanılmadığımı anladım. Hepsi Bangtan'dandı. Yoongi'nin numarasından sonra en fazla Namjoon'dan arandığımı gördüm. İçimden bir ses Yoongi'nin, herkesin telefonundan açarım diye aramış olabileceğini söylüyordu ama, Namjoon'un üzerinde çalıştığımız şarkı için arayabileceği ihtimalini göze alarak onun ismini sola doğru kaydırdım ve arama penceresi telefonumun ekranını kapladı.

Telefon bir kez tam çalamadan açıldı. Duyduğum ses, iç sesimi onayladı.

"Mi Ji?"

Yoongi'nin sesini duyar duymaz, dudaklarımı birbirine kenetledim. Yorgun ama bir o kadar da heyecanlı sesi sanki kulağımdan kalbime indi ve oradaki tüm yaralarımı sardı.

Benden tepki alamayınca, tekrardan konuştu.

"Özledim."

Duyduğum bu 7 harf, bir elin parmakları gibi gelip tüm duygularımı kavradı ve var gücüyle sıktı.

Ben de çok özlemiştim.

"Benden böyle uzaklaşma, lütfen. Hadi gel, konuşalım. İçinde ne var ne yok, söyle bana. Her şeyi. Ama daha sonra benim konuşmama izin ver. Sana kendimi affettirmeme izin ver, Mi Ji."

Kalbimin üzerine defalarca iğneler batırılmış gibi hissediyordum, tüm hatayı yapan oydu ama sorarsanız kendimi ondan uzaklaştıran ben miydim?

Hiç sesimi çıkarmadan dinlemeye devam ettiğim telefon görüşmesi, Yoongi'nin dakikalarca nefeslerimi dinledikten sonra "Pekâlâ," demesiyle son buldu.

Pekâlâ?

Elimdeki telefonu kulağımdan çekip yüz hizama getirdim ve mesaj kutusuna girdim.

Bunların hepsi Yoongi'dendi.

Lütfen telefonlarımı aç, Mi Ji.

Bu kadar aramaya rağmen açmadığın için endişelenmeli miyim?

Söz | MYG✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin