28. Bölüm •Düşen Krallar

9.6K 990 181
                                    

YAZARDAN NOT: Merhabalar canımlar, işte yeni bölümümüz.

Bu bölüm de (fark ettiğiniz üzere) final bölümümüz değil, 3500 kelimeden daha fazla yazmama rağmen yine de kurgu bitmediğinden final bölümümüz bir sonraki bölüm olacak ve büyük ihtimalle özel bölümleri de finalin içine ekleyeceğim.

Bir sonraki bölümün geç gelmeyeceği sözünü de veriyorum, bu kez söz veriyorum ^-^

Ayrıca ikinci kitap da ya bu kitabın finaliyle ya da bu kitabın finalinden önce ilk bölümüyle aramıza katılmış olacak ^-^

Uzun zamandır bölüm gelmediğinden daha fazla sizi tutmayayım ve bu upuzun bölümle sizleri baş başa bırakayım.

Keyifli okumalar efendim, oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen. Çok çok seviliyorsunuz <3


İnsanların bizlere evlerinden getirdiği birkaç yiyecek ve büyüsüz geçen birkaç dakikanın ardından gücümüzü daha da toplamıştık. Zawe sinirlerine hakim olmaya çalışıyor, arada bize çıkışıyordu ancak artık durumdan haberdar olan ejderhalar ve Keto ona karşı çok daha anlayışlı davranıyor ve çok büyük bir saygı duyuyorlardı.

Kendimizi bir nebze olsun topladığımızda ejderha yumurtalarının etrafındaki büyüyü kırmak için yardım etmeye gittik ancak umduğumuzun aksine büyülerin çoğu Etsas ile birlikte yok olmadığından ve bizim şimdilik büyü yapacak gücümüz olmadığından bu işi sonraya bıraktık.

Babamı bulmak tahmin ettiğimizden daha zor olsa da sonunda ejderhalarımızın kullandığı ufak bir büyü gücüyle onu bulmayı başarmıştık. Babamın yanına gittiğimizde onu koruyan büyülerin tamamının Etsas ile yok olduğunu görünce rahatlamıştım ancak onun yanına girecek olmak beni geriyordu.

Saray'ın gizli tek kişilik hücrelerinden birindeydi ve askerler bile burayı bilmiyorlardı, eğer büyü kullanmamış olsak onu bulmamız çok zor olurdu.

"İçerisi hepimizi almaz, girin ikiniz." dedi Zawe bizi hayata döndürerek.

Keto ile bir süre birbirimize baktıktan sonra gerekli gücü birbirimizden bulup içeriye girdik. Babam son gördüğümden de zayıf bir haldeydi. Saçı hiç olmadığı kadar beyazlamıştı, artık saçının neredeyse tamamı bembeyazdı. Oldukça uzamış olan sakalında da beyazlar çoğunluktaydı. Birkaç ayda birkaç yıl birden yaşlanmış gibiydi.

Babam kapının açılma sesini duyunca irkilerek uyandı ve bize bakmadan konuştu.

"Dışarıdan o kadar ses gelince geberip gittiğini ummuştum ama kötülere pek de bir şey olmuyor ha?"

"Baba?" dedim usulca.

Babam hızla başını çevirip bize baktı ve ayağa kalkmaya çalışarak

"Karel? Keto? Burada ne işiniz var? Etsas gelmeden biran önce gidin, burası büyüyle korunuyor beni çıkartamazsınız. Gidin ve kendinizi kurtarın, anneniz nasıl? Ya İciza?" dedi birbirinden bağımsız konuları sıralayarak.

"Baba Etsas öldü." dedi Keto.

Babam bir saniye afalladıktan sonra

"Nasıl?" dedi.

"Onu ve ejderhası Subarm'ı biz öldürdük." dedim.

"Ama- ama, nasıl?" dedi babam.

"Zawe, Karel ve ben artık birer Süvari'yiz baba. Etsas'ı bu şekilde öldürdük." dedi Keto.

"Çocuklar yüz yılı aşkın bir süredir Süvariler ortaya çıkmıyor. Hayır, bekle! Siz Etsas'ın bir oyunusunuz değil mi? Gerçek değilsiniz öyle değil mi?" dedi babam parmaklıklardan uzaklaşıp gerileyerek.

Camdan YumurtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin