Aslıdan:Dünkü kafede gördüğüm adam şuan tam karşımdaydı.Bu kadarı artık tesadüf olamazdı deilmi? O da beni gördüğüne şaşırmış ve memnuniyetsiz bir yüz ifadesi takınmıştı. Hatta tamda şuan bana doğru geliyordu ya da ben öyle sanmıştım. Çünkü o bana doğru deil arkamdaki Cemre Hanıma doğru geliyordu. Ben ne yapacak diye merakla ona bakarken o Cemre Hanıma anne diyerek bana ikinci bir şok daha yaşattı.Annesine yaklaşıp bişey söyledikten sonra bu sefer gerçekten bana doğru gelmeye başladı. Biraz yaklaştıktan sonra durdu ve konuşmaya başladı.
-Dünya ne küçük deil mi bak tekrar karşılaştık.
Adama bak ya bu ne rahatlık böyle? Sanki kafasına bir tabak pasta o değil de ben yemiş gibi. O ben olsam bana bunu yapanı ilk gördüğüm yerde boğardım. Ben hala olayın şokunda olduğumdan kısa bir süre cevap verememiştim. Aslında böyle şaşırmamın nedeni rahat davranmış olması değildi. Çünkü tam da ondan beklediğim hareketleri sergiliyordu şuanda. Ama asıl şaşırdığım böyle kaba bir adamın böyle naif bir kadının oğlu olmuş olmaıydı. Benim sessiz kaldığım sürede Cemre Hanım sessizliği bozdu.
-Siz tanışıyormusunuz?
Ben yine cevap verememiştim. Ama yine konuşan birileri vardı.
-Evet annecim tanışıyoruz. Yani dün tanışık ama yine de hemen kaynaştık.
Dedi ve sırıtmaya başladı. Yok artık bu yalandamı söylüyordu?
O hala sırıtmaya başlarken annesinin sorduğu soru üzerine şimdi zafer gülüşü sırası bendeydi.
Zelişten:Bu adam ne sanıyordu kendini böyle nasıl benimle böyle konuşabilirdi? Bana ne dediğinin farkında mı. Ama dursun o hastanede kaldığı sürece bunun intikamını ondan alacaktım. Aklıma gelenlerle şimdiden moralim düzelmeye başlamıştı. Hadi bakalım Mert Bey bana ne kadar dayanacaksın? Ben bunları içimden geçirirken kurbanımda içerden bana sesleniyordu. Hadi bakalım eğlence başlasın o zaman. Daha fazla oyalanmayıp hemen içeri girdim. E bir yerden başlamak gerekiyor deil mi?
Gamzeden:Dün geceki doğum gününde olan adam şimdi karşımda duruyordu. Şimdi diyeceksiniz ki o kadar insanın içindin bir onumu farkettin diye ama etrafında o kadar kız olunca ister estemez insanın gözüne çarpıyor. Şimdi bu egolu bir şeydir de işin yoksa bütün gün uğraş dur bununla. Ah Zeyno ah ne işler açtın başıma. Düşüncelerimden sıyrıldığımda yanımda duran adam da konuşmsya başladı.
-Burası davetin verileceği alan. Davetlilerin sayısı 200'den aşağı olmaz.
-Peki. Ben alana bir göz gezdirim ondan sonra ne yapacağımıza karar veririz.
-Tamam siz bakın. Bir şey soracak olursanız veya bir şey lazım olursa ben burdayım zaten.
-Tamam teşekkürler.
Sanırım az önce biraz ön yargılı davranmıştım. Çünkü konuştuktan sonra farkettim hiç öyle egolu birine benzemiyordu. Sanırım öyleydi ya da umarım öyledir. Birde şimdi o kadar işimin gücümün içinde bunun egosuyla da uğraşamıyacaktım. Ben de alanı biraz daha dolaştıktan sonra kafamda bir şeyler belirleyip kapının önüne doğru yürüdüm. Tam çıkacaktım ki adının Ateş olduğunu öğrendiğim hafif sarışın uzun boylu adam konuşmaya başlayınca olduğum yerde durdum.
-Siz dünkü doğum gününü de organize edenlersiniz deilmi?
-Evet biz organize etmiştik. Umarım beğenmişsinizdir. Sizin içide bir mahsuru yoktur umarım. Dedim yapmacık bir şirinlikle. Bu halim komiğine gitmiş olacak ki sırıtmaya başladı. Ama tabiki bu benim hoşuma gitmemişti.
-Pardon komik bir şey mi vardı? Çünkü ben ortada sizden başka gülünç bir şey bulamıyorum. Yani sizde kendinize gülüyor olamazsınız.
Ben söylediklerimden sonra sinirlenir hatta işi bile artık bize vermezlerdi diyordum ama o hala karşımda gerizekalı gibi sırıtmaya devam etti. Sonra bi an kaşlarını çatınca bu sefer gerçekten içimden geçenleri yapacak dedim ama sonra tekrar sırıtmaya başladı ve konuşmaya başladı.
-Zor kızım diyorsun. Ama bende zorları severim. Eminim ki beni birdahaki sefer gördüğünde yanımdan ayrılmazsın. Çünkü hiçbir kız bana karşı koyamaz.
Dedi ve bir kağıt uzattı sonra tekrar konuşmaya başladı.
-Al bu benim şahsi numaram. Arayacağına eminim.
Sanırım ikinci kez önyargılı olmuştum. Çünkü bu fazlasıyla egolu bir şahsiyetti. Ama ben bunun altında kalmicaktım. İşe elinden aldığım kağıtı alıp yırttıktan sonra suratına çarpmakla başladım.
Zeynepten:Gamzede evden çıktıktan sonra kendime gelebilmek için sert bir kahve yapıp içeri geçtim ve koltuğa yaylandım. Kahvenin yarısını içtikten sonra biraz kendime gelmiştim. Kızlar ne yaptı diye onları aricaktım ama tabiki o baş ağrısıyla telefonumu nereye koyduğumu hatırlamıyordum. Neyseki telefonuma gelen mesajla telefonumu görmüştüm. Allahtan bide telefonu da aramak zorunda kalmamıştım. Telefonuma gelen mesajı okuduğumda donup kalmıştım...
Oh sonunda yeni bölüm yayınlayabildim.Artık düşüncelerinizi belirtirsiniz. En yakın zamanda görüşmek üzere.
:-):-):-):-)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Mevsimi
RomansKarakterler Aslı Elif Doğan Gamze Biran Damla Yılmaz Zeynep Burcu Özberk Zeliş Simay Barlas Deniz Yalçın Hafızoğlu Ateş Mustafa Mert Koç Ediz Berk Atan Mert Deniz Can Aktaş