Önizleme

35 3 5
                                    

Hikayeni yazmaya başla

           

Koşmaktan yorulmuş bacaklarım ve titremeye başlamış dizlerim kaldırımla buluştuğun da nerede olduğumu bilmiyordum. Nefes nefese etrafa bakınırken kaldırımdan kalkmaya çalıştım. Etrafta gözükmüyordu, sanırım atlatmıştım onu. Şimdi ise tek yapmam gereken bu karanlıkta evin yolunu bulmaktı. Geri dönmeye cesaretim olmadığından biraz daha ilerledim. Yakınlarda bir tabela bulduğumda evin iki sokak aşağısında olmam az da olsa rahatlamamı sağladı. Hızlıca ara sokaklardan eve doğru ilerlerken aklımda binlerce soru vardı.

Kimdi o?

Öldürdüğü kişi kimdi?

Neden öldürdü?

Beni de öldürecek mi?

-           -       -        -       -

Yatağıma girdiğimde derin bir iç çektim.  Yatakta bir sağa bir sola dönerken gördüklerimin etkisi hala devam ediyordu, ama ben ağlayamıyordum, abimi arayıp her şeyi anlatıp sığınamıyordum, korkuyordum ama yorganımın altına dahi saklanamıyordum. Ben de böyleydim işte.

Gece okula gitmeme kararı alıp, müzik dinleyerek uyumak için çaba sarf ettim. En sonunda yorgun bedenim uyku ihtiyacımdan dolayı daha fazla ayakta kalamadı.

Öğlene doğru kapı sesiyle uyanmayı beklemiyordum. Kapının şiddetli çalışı ve evde kimsenin olmayışı ürkütse de kapıya doğru ilerledim ve çekinerek açtım. Telaşlı yüz ifadesiyle yüzüme bakan Yağmurla karşılaştığımda rahatladım. İçeri atılıp,

"Olayları duydun mu?" dedi.

İçimden 'gördüm' desem de sessiz kalmayı tercih ettim. Salona geldiğimizde koltuğa oturup,

"Dün geceki cinayetten bahsediyorum kızım. Ceset bulunamıyormuş. Ama kan izleri sayesinde cesedin son sınıflardan Işıl olduğu ortaya çıkmış." dedi

Demek Işıl'mış. Peki ya katil?

Maral'ın devam etmesini ister gibi elimi salladığımda boş boş yüzüme bakarak,

"Ne?" dedi.

"Peki katil kim?" dedim bu sefer merak ettiğimi belirten bir sesle. Kaşlarını çatarak,

"Azıcık üzülsen ölür müsün?" dedi. Dün geceden beri kafayı yiyecektim, üzülmek ne ki?

Hiç bozmadan, "Kim?" diye ısrar ettim. Nefesini sertçe üfleyerek, "Tabi ki Baran, geçen günkü çıkardığı olaydan sonra başka kim olabilir ki?" dedi.

Baran, Işıl'ı 3 yıldır seven ama Işıl'ın ona bakmadığı son sınıflardan psikopat bir çocuktu. Geçen günlerde de Işıl'ın yanında bir erkek gördüğü için saçma sapan bir olay çıkartıp, tehditler yağdırmıştı. Ama yine de bunlar katil Baran demek olmuyordu.

Dün geceyi anımsadım, cinayeti işlediğini gördüğüm kişi uzun boylu, kalıplı ve geniş omuzluydu fakat Baran orta boylarda ve zayıf denecek kadar çelimsiz bir çocuktu.

Beni düşüncelerimden ayıran Yağmur'un sesi olmuştu,

"Hem Işıl'ın öldürüldüğü kanlı bıçak Baranların bahçesinde bulunmuş. Parmak izi de Baran'a ait çıkarsa kesin içeri alınır."

Bu nasıl olurdu? Tamam olurdu da nasıl bu kadar kolay olurdu? Kim bir cinayet işleyip bıçağını bahçesine koyar ki?

-          -      -      -      -       -      -

Ertesi sabah Yağmurla okula gittiğimiz de büyük bir kargaşayla karşılaştık. Bir tarafta okul müdürümüz etrafındaki çeşit çeşit velilere laf anlatmaya çalışıyordu, bir tarafta ise Işıl'ın arkadaşları ve ailesi ağlıyordu. Hele ki en yakın arkadaşı Aysu ve ailesi çok kötü haldeydi. Biraz etrafıma bakındım dün geceki çocuğa benzer biri gözüme takılır mı diye ama aksine ben izleniyormuşum gibi hissediyordum. Bu ağırlığa dayanamayacağımı düşünürken Yekta yanımıza yaklaştı ve soluk soluğa,

"Bizimkilerden duydum, okul böyle büyük bir şeyin atlından kalkamayacağı için kapatılıyormuş ve bilin bakalım haftaya naklimiz nereye alınıyor, KARAKÜL Anadolu Lisesi."

Yok artık!

-           -       -       -       -

Yağmur kolumdan çekiştirerek bizimkilerin yanına getirmişti beni. O sırada Günce'nin,

"Baran suçlu çıkmış ama suçunu itiraf etmiyormuş hem cesette yok ortada, yarın öbür gün hapisi boylar diyorlar." Dediğini duydum. Maral kolumu bırakıp muhabbete dahil olduğunda düzenli adımlarla oradan uzaklaştım. İzlendiğim hissini atıp aklımdaki düşüncelerle evin yolunu tutmuş yürüyordum. Keşke bizimkiler kadar habersiz olabilseydim. Ben sadece üç aydır her Pazartesi-Çarşamba saat 7 den sonra yaptığım gibi koşu yapmaya gitmiştim okula. Ne var ki o çığlığı duydum? Ne var ki yan bahçeye gidip gördüm onları? Bir kere şans benden yana olamaz mıydı?!

Evet, o gece gördüğüm kişi Baran değildi ama yine de bu.. aklımdaki sorulara tam yanıt olmuyordu.

Katil Baran değil mi?

E değilse kim?

Acaba birine mi yaptırdı?

Yaptırdıysa bile ceset nerde?

Acaba okuldan mı?

Okuldansa haftaya o katille yeni bir okula mı başlayacaktık yani?

Ah! Olamaz..

Işıl'ı öldürürken şahit olduğum ve bunu bilen bir katille hem de..


           

Ben Maral Alkan.

O Gece Olmaması Gereken Yerdeydi Bedenim, Görmemesi Gereken Şeylere Şahit Olmuştu Gözlerim. Benliğime Küçük, Siyah Bir Leke Bulaşmıştı O Gece.

Ve Şimdi Gözlerimin Önünde İse Tek Bir Mürekkep Var, Kendine Bu Denli Tutsak Edecek Tek Bir Mürekkep.

-          Bar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kahve RengiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin