Bölüm 1:Yeşil İblis

413 23 2
                                    

Yine lanet bir gün en azından geçmişten kurtulmak için yeni bir gün size kendimden bahsedim ben Ali arkadaşlarım bana 'Cin Ali' derler yaklaşık bir seksen boyunda sarı saçlı ve kahverengi gözlere sahip vücudu yapılı denebilir biriyim aslında tamda genç kız kitablarındaki playboy olan badboylar gibiyim ama sanırım bundan memnunum uyandığım gibi gözüm duvardaki takvime takıldı 10 eylül tarihi gördüğüm an yine kendime bir lanet okudum her şey o gün olmuştu bir kaç derin nefes alarak sakinlesmeye çalıştım bir süre sonra sakinlesince yatağımdan kalkıp kahvaltıya için mutfağa indim kahvaltımı yaptıktan sonra tekrar odama çıkıp üstüme giyecek bir şeyler aradım sonunda bir kot pantolon ve üstünede kırmızı bir t shirt buldum simdi eksik olan tek şey lanet olası deri ceketim dolabda onu koyduğum sandıktan çıkarıp giydim o sandıktan nefret ediyorum gerçi kendi geçmişimden de nefret ediyorum derin bir of çektikten sonra evden çıkıp kimsesizler mezarlığı'nın yolunu tuttum sonuçta ikimizde buraya aidiz diye düşünerek onun mezarını ilerledim yaklaşık on beş dakikadır yürüdüm ve sonunda lanet mezara vardım her yıl olduğu gibi mezarını üstü kurumuş yapraklar ile kaplanmış mermeri yağmur ve rüzgardan üstüne sürüklenen topraktan dolayı sarıya kaçmıştı her yıl yaptığım gibi yaprakları temizleyip mermerleri sildim ardından bir kenara oturup sakinlesmeye çalıştım yanımdan geçen kişiler bana tuhaf tuhaf bakıyordu gerçi haklılar her yıl sadece bir mezarı zirayet etmek için hep aynı kıyafetlerle geliyorum ama yapacak bir şeyim yok bunu benden o istemisti bu lanet ceketi giymemi o istemisti bir süre daha bekledikten sonra okula doğru yola çıktım yaklaşık on dakika sonra okula vardım lise 4 öğrencisi olsamda bir yetişkinden vazla şey yaşamıs ve yapmışımdır sınıfa gelir gelmez yerime oturup kafamı sırama gömdüm ve uyumaya çalıştım

"Hey uykucu uyan artık"

Kafamı duyduğum ses ile kaldırdım bu ses sınıf arkadaşım Hamdi'ydi Hamdi benim eski bir arkadaşımdı çocukluğumuz birlikte geçti aynı kardeş gibiydik kafamı kaldırdığımda yüzüme yapmacık bir gülümseme ile konuşmaya başladım

"Günaydın Hamdi"

"Günaydın mı?sabah nerdeydin dostum yoksa yine onu zirayetemi gittin biliyorsun bu yaptığın onu geri getirmez"

"Hamdi kes o sesini canını yakmak istemem"

"Tch...tamam ali sakin dostum biliyorsun onu bende severdim ama o senin bu halde olmanı istemezdi"

"Biliyorum dostum özür dilerim biliyorsun konu o olunca deliriyorum"

"Biliyorum dostum...off neyse hey yeni gelicek olan transfer öğrenciyi duydunmu"

"Huh ah su olay evet ama kız mı erkek mi onu bile bilmiyorum"

"Haklısın umarım güzel bir kız olur dimi Ali"

"Başımdan git seni sapık hihihihi"

"Dostum çok kötüsün"

Bir süre böyle gülüşüp konuştuk yeni gelecek öğrencinin erkek veya kız olması umrumda değil hatta kim olduğuda umrumda değil neyse Hamdi biraz daha konuştuktan sonra yerine geçti ne kadar geçmişten nefret etsemde Hamdi cidden iyi biriydi ona vaktinde çok borçlanmıştım Hamdi gittikten sonra geçmişi düşünerek derin bir iç çektim Hamdi gittiği gibi matematik hocamız Ayşegül hoca geldi ayağa kalkıp onunla selamlasıp oturduktan sonra o konuşmaya devam etti

"Evet bu gün yeni bir arkadaşınız aramıza katılıyor Selin içeri gir"

Ayşegül hoca konuştuktan sonra ben hariç herkes kapıya bakıyordu yeni gelen kişinin kim olduğu umrumda değildi kız kendini tanıttıktan sonra hoca sansıma onu yanımdaki sıraya oturttu kız her iki saniyede bir benimle konuşmaya çalışıyordu ben ise hiç o yanlı olmadım öğlene kadar kız benimle konuşmaya çalıştı öğlen molasında Hamdi yanımıza geldi kız benimle konuşmaya çalıştığı halde ben onun yüzüne dahi bakmadığımdan kız üzülmüştü bunu gören Hamdi hızla kafama bir yumruk geçirdi kız şaşkın bakışlarla bir bana bir Hamdiye bakarken ben bir elimle başımı tutarak konuştum

KİMSİN SEN(Bırakıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin