MG.5.

0 1 0
                                    

Sarılmanın çocuğu büyüğü olmaz insan istediğinde istediği yerde , istediği kişiye sarılabilmelidir..."(yazarınız :* )
yazar'dan biriciklerine bir nasihat; sarılın sonunu düşünmeden, umursamadan sarılın ...Yarınınızı bilemezsiniz.Sarılın gitsin



Eve girdiğimde saat 17.34'ü gözteriyordu koca gün bitmişti ha ?

Ama yalanda olsa bugünün güzel olduğunu bilmek, hissetmek istiyorum.Beni , bende onu sevmesemde.

Kilidi çevirerek içeriye yorgun bedenimi attığımda gözüm istemsizce yüzüğe kaydı.yalın'ın -zorlada olsa- taktığı yüzüğe..

Gülümserken kapıda içerideki duvara yaslanmış babamı gördüğümde gülümsemem gamzelerimde söndü ve anlamadığım bir şekilde kendimi kötü hissettim , evin içinde giydiği beyaz kısa kollusu vardı üzerinde altında ise geniş siyah eşofmanıyla eski , yıllar öncesinde olduğu gibiydi

İçeri girince ilk yaptığım tepelerden kurtulmak oldu , babam hala beni izliyordu ayakkabılardan kurtulduğumda zerre onunla konuşmak gelmiyordu içimden . nedenini bende bilmiyorum.

Onun yanından geçerek odama çıkan merdivenlere yöneldim ve dinç sesi kulaklarımı doldurdu

"Mutlusun ?"

Derin bir nefes alarak merdivenlere ona döndüm elini çenesine yaslamış bana bakıyordu.Derdin nedir baba?istediğin yalancı hayatımı yaşıyorum işte.

"Ne?"

Sesim bıkkın ve kısık çıkmıştı.

"Mutlu musun ?"

Benim bu soruyu sana sormam gerek .Ama kıyamıyorum sana baba.Herşeye rağmen

"Öyle veya değil ne fark eder baba?"

"Benim kızım evleniyor ve ben ona mutlu olup olmadığını soramaz mıyım?"

"Peki benim dokunmaya kıyamadığım babam bana yalandan şeyler yaşatıyor ve ben sana 'Mutlu musun baba?' diyor muyum önce bunu bir düşün istersen.İyi geceler"

Tam adımı mı atacakken yine sesini duydum

"Annene gidecek misin?"

Canım çok yanıyor be baba?

"Bilmiyorum"

Bu sefer canımı acıtmıştı . Evet . Biliyordu nasıl üzüleceğimi.

Arkam dönük olduğu için koşarak merdivenlerden çıkarak odama ulaştım ve kapıyı kilitleyerek kendimi elbiseye aldırmadan yatağa öylece bir kuş tüğü misali bıraktım.

Bir süre öyle durduktan ve yaşadıklarımı düşündüm

Yine bitik.Yine silik bir hayat .

Kalkarak günün son ışıklarının çarptığı cam balkonun kapısını açtım ve sokağa baktım sokakta içim gibi bomboştu gün ışıklarıyla gözlerimi kısarken parmağımdaki minik taşa baktım .

Neden mi ? Çünkü ilk yüzüğümdü , belkide bir daha çıkarmama gerek kalmazdı.Ne saçmalıyordum böyle!.

Düşüncelerime göz devirerek içeri , tekrar odama döndüm. Ayaklarımı sürüye sürüye gardolabın önüne geçtim ve gri eşofmanı ve mavi V yakamı alıp banyoya ilerledim ...

Üzerimi değiştirdikten sonra altını açık bırakıp ördüğüm kısa saçlarımı dapdağınık bir topuz yaparak yüzümü soğuk suyla buluşturdum ve makyajdan kurtulmuş oldum.Şebnem neredeydi kim bilir ?

MUTLUYMUŞUM GİBİ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin