4. BÖLÜM

84 6 2
                                    

"Baktım olmadı, ben yine sana baktım kalbimin tek yönlü sokağı..."

1 Ay sonra

Okuldan çıkmıştık ve bugün Cuma idi. Haftanın son günüydü çok yorulmuştum. Serel ve Ersel haftasonu için plan yapıyorlardı, tabi bu planın içinde Ateş ve bende vardık. Bu arada evet Ateş bizim okulda okuyor. Ateş ve Ersel'in aileleri ortak olduğu için okulu birlikte yürütüyorlardı ve okul ikisinin sayılırdı. Ersel, Ateş' i ve beni yanlarına çağırdı. Plandan bahsetti biraz, hafta sonunu full Ateş'in evinde geçirecekmişiz, yani biz yine yetimhaneden kaçıcaktık ve evet yine ekşın, yorulmuştum artık bu kaçmalardan. Akşam 20.30'da yetimhanenin iki arka sokağından alıcaklardı Serel' le ikimizi. Ama bu sefer de geç kalırsak Ateş öldürürdü bizi. Çantalarımızı hazırlamıştık ve herkes yemeğe indiğinde biz yetimhaneden kaçmıştık daha saat 17.00' dı erken kaçmıştık çünkü Ersel, Serel' e " Bikinide alın havuza girmek isteyeceğinizden eminim." demiş. AVM' ye geldik ve tabiki Penti' ye girdik. Beğendiklerimizi denedik aldık ve çıktık AVM' den saat 19.20 olmuştu, umarım yetişiriz. 1 saat yol yürüdükten sonra varmıştık. 10 dakika bekledikten sonra Ateşler de gelmişti ve Ateş' in evi gözlerden ırak, ıssız bir ormanın içindeydi bu arada ailesiyle eski sorunları yüzünden yaşamadığını da öğrenmistim. O akşam geç yatmıştık hemde baya sabah 06.00 gibi o yüzden öğlen 13.30' da uyandık, Serel ve Ersel hâlen uyuduğu için kahvaltı masasını Ateşle beraber hazırlamak zorunda kalmıştım. Kahvaltıyı yaptıktan sonra, herkes havuza girdiğinde, ben de bir şeyler hazırlamak için eve girmiştim. Evin alt katından bir camın kırılma sesi geldi. Korkmuştum ve tabikide çok merak ediyordum. Aşağıya inmek için bir merdiven aradım ama hiç bir yerde merdiven ya da bir kapı yoktu. Merdivenin altındaki kitaplığın yanından geçerken bir rüzgar geldi ve kitaplığın arkasına bakmak için çekmeye başladım ve kitaplığı çektigimde aşağıya inen uzun bir merdiven çıktı karşıma tam gidiyordum ki Ateş girdi içeri Lavin diye seslendi ve onu duyduğum an kitaplığı kapattım, raftan bir kitap aldım, arkadaki tekli koltuğa oturdum.

Ateş : Ne yapıyorsun burada, hadi gel seni bekliyoruz!

Lavin : Her zaman yaptığım gibi, ilgimi çeken bir kitap olunca orada hemen okurum, kusura bakma.

Ateş: Önemli değil ama bir daha buradaki kitapla dokunma yukarıda benim odamdaki kitaplar gidip orada okuyabilirsin, haydi şimdi gel!

Lavin : Yok ben gelmicem, hem biraz rahatsızım.

Ateş : Tamam, ama dediğim gibi buradaki kitaplığı karıştırma.

Lavin : Tamam.

Ateş gittiğinde tabiki alt kata inmedim çünkü şu an beni izliyordu. Şüphelenmişti. Bende yerimden kalkıp onu fark etmemişçesine yukarı onun odasına çıkmıştım. Tabikide odasını karıştırmıcaktım yoksa anlar ve gelir sonrası...

Kitaplara bakarken kitapların arkasına gizlenmiş  bir kutu bulmuştum ama bunu cidden çok merak ediyorum ve o kutuyu açan anahtarı bulucaktım. Ateş' in yatağının yanında duran çekmeceleri aradım ve alt çekmecede ipek bir kumaşın altında bulmuştum. Kutuyu açmaya çalıştım, biraz daha zorladıktan sonra o anahtarın elimdeki kutuya ait olduğunu anlamıştım yani kutuyu açmıştım. Kutudan, üstündeki yazıları silinmiş ve üzerinde kan izleri olan bir kitap çıktı, kan izleriyle doluydu. Kitabı okumamıştım çünkü elime aldığımda içinden bir zarf düşmüştü yere hemen eğilip onu aldım elime içindeki kağıdı çıkarttım. Bir mektuptu belliydi ve eski bir mektuptu hemde. Açtım ve olmaya başladım. Şöyle yazıyordu;
 

       " Eski Sana..."

       " Bazen bir yara öldürmez belki ama bütün bir hayatı elinden alır...

SADİST SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin