İnsanoğlu; puslu gözlerin arkasındaki gerçeği öğrenmek ister hep. Güçsüz, yorgun bakan gözlerin ardında ne yattığını bilmek ister. Belki de sadece ilgi duyduğunun bakışlarını tanımak istediğinden bunu yapar kişiler, belli mi olur? Bakışlar insanın ne durumda olduğunu anlatır, bir anlam yükleriz her bir bakışa. Ne oldu da böyle bakıyor deriz kendimize. Bazen tek bir bakışın anlam derinliği o kadar çok olur ki, büyük büyük anlamlar çıkarırız.
Yaşadığın her an bakışlarının derinliğinde gizlidir.
"Hayat; yaşarken geride bıraktığımız izlerden oluşan bir yoldur. Hepimiz iz bırakırız bu hayatta; kimini bilerek, kimini bilmeyerek..."Dur'u olmayan bir yola sürüklenir bedenler, soluk, gülmeyen yüzler, bitkin gözler.. Sonunu aydınlık görüp gitgide daha da karanlığa battığını göremez bedenler, göremedikleri için bir yardım eli isterler. Hep tutacak bir el arar kişiler, sarılacak bir beden. Yalnızlık korkulması gereken bir şey değil ki. Neden güçsüz hissederler bedenler? Sahip olduklarıyla yetinebilen insanlar fazlasını değil, sahip olduklarıyla mutludur zaten.. Ya yapayalnız olsaydınız.. O zaman ne yapacaktınız? Büyük kalabalıklar içinde yapayalnız olmanın ne demek olduğunu öğrenseydiniz belki de bu kadar üzmezdi sizi bu yorgunluk.