Uyandığım anda gözüme çarpan ilk şey tavanda sallanıp duran taşlı ve şaşaalı avize oldu. Yan tarafıma baktığımda ise küçük bir mumun üstünde dans edercesine sallanan alevi gördüm. Odanın duvarında muhteşem bir şömine ben hurdayım dercesine yanıyordu. Yerde ise çok pahalı duran ve gelişigüzel serilmiş kilimi fark ettim. Kilim gerçekten de çok güzeldi. Hatta hayatımda gördüğüm en güzel kilim sanırım buydu. Gözlerimi zar zor kilimden ayırdım ve bir pencere bulma umuduyla duvarda göz gerdirdim. Ama tek bir pencere bile yoktu. Nerdeydim ben? Burası neresiydi?
Sonra biraz düşününce aklıma dün gece geldi. Olamaz! Kaçırılmıştım. Uyandığımdan bu yana yarım saattir içinde bulunduğum odayı inceliyordum ama kaçırıldığımı yeni fark etmiştim. Ne yapacaktım şimdi ben? Beni kim kaçırmıştı? Peki ya motorsiklete ne olmuştu?
Kafamda tüm bu sorular yanıtsızsa dönüp dururken birden kapıda bir hareketlenme oldu. Ve o anda aklıma beni dehşete düşürmeye yetecek bir sürü senaryo geldi. Kendimi içeri girecek olan kişiden korumalıydım. Odayı tekrar taradığımda kenarda duran sehpayı fark ettim. Üstünde ise uzun ve değişik bir sopa duruyordu. Hiç düşünmeden sopayı sıkıca kavradım.
Kapı kilidi döndü ve içeriye yaşadıklarımı unutturacak kadar yakışıklı birisi girdi. O kadar sert ve mükemmel yüz hatları vardı ki onu saatlerce ağzım açık izleyebilirdim.
Önce bana sonra da elimdeki sopaya donuk bir yüz ifadesiyle baktı ve bana doğru gelmeye başladı. O geldikçe ben geriye gidiyordum. Sonunda durup elimi sıkıca kavradı ve bana "Yeni evine hoşgeldin Duru" dediği anda "Ne!" diye bağırmama kalmadan beni belimden tuttu ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Karanlığında Sen ve Ben
Teen FictionGecenin karanlığında onu gördüğümde afallamıştım. Kimseye göstermediği karanlık yüzünü görmüştüm. Geri dönemezdim. Çıkmaz bir yola girmiştim. Artık her şey için çok geçti. Ve ben bu çıkmaz yoldan bir daha ayrılamayabilirdim...