Selam millet! Okul nedeniyle yb geç geldi. Farkındayım fakat bundan sonra yeterli oy gelmedikçe cidden yazmayacağım. Hikayemi binbir emekle yazıp yayınlıyorum ama oy alamıyorum. Hem üzülüyorum hemde acaba iyi yazamıyormuyum diyorum kendi kendime. Neyse umarım dikkate alırsınız. Bölüm başı vote sayısı 10 şimdilik eğer devam ederse artırırım. Neyse sizi seviyorum umarım fazla konuşmamışımdır.
Riley'in anlatımı :
" Aşağıda duvara yapışmış bir insan var ve o insan annemin sevgilisi onu hemen soktuğun yerden çıkar. Yoksa başım belaya girer James."
Omuz silkip mutfağa indi. Peşinden gitmedim. Az önceki konuşması zaten ürkütücüydü. Birde üzerine mutfağa inersem beni sikebilirdi. - Cinsel anlamda değil.- Tam 2 saniye sonra geldi. " Tamam bebeğim. O piç kurusu hiçbir şey hatırlamayacak. Tıpkı sana bir keresinde yaşadığımızı rüya olduğuna inandırmak gibi." Bam! Ne dedi ne dedi?! Benim zihnimle mi oynamıştı. Oha yani James yuh ya! Oldu olası birini öldürt bana sonra rüya diye hatırlat seni pis pezevenk. İkimizde susmuştuk sadece ona bakıyordum. Hayalim olan adama. Dudakları , saçları ve gözleri aman Tanrım sen nasıl bir varlıksın? Sanki beni duymuş gibi - Of unutuyordum tabi ya o bir vampir ve o benim düşüncelerimi okuyabilir. Lanet olsun onunla ilgili fantezilerimi de mi biliyor! Rezil oldum.- " Hayatım senin herşeyini biliyorum. Utanmana gerek yok. Riley benim için çok değerlisin. Sen buna inanmasanda öylesin. Benim gitmem gerekiyor. Sonra ararım seni uslu dur kötü kraliçem." yanağıma masum bir öpücük kondurarak gitti. Ona ne kadar kızsam , nefret etsem ve sinir olsamda onu seviyordum. Evet itiraf ediyorum : " BEN JAMES BOKLUSUNU SEVİYORUM!!"
James'in anlatımı :
" Elimden kaçtı Luke. Biliyorsun normalde çok iyi savaşırım ama bu bir istisna oldu. Herkes hata yapar bend- " lafımı bile bitirmeden bay çok bilen araya girdi. " Bu kaçıncı oldu James. Hata değil artık bu prensip meselesi. O hain Taylor'un işini bitirmen gerekiyordu. Ama sen ne yaptın onu elimizden kaçırdın. O bizim hakkımızda çok fazla şey biliyor. Walter Holland soyu kurutulmalı. Taylor o soydan geldiğini sakladı çünkü biliyordu. Bizim onu yaşatmayacağımızı biliyordu." Bir o yana bir bu yana dolaşan sikimsonik kafalı abimden nefret ediyordum. Hatta bu aralar iyice soğudum ondan. Sürekli kendi bildiğini yapıyor. Luke bana doğru hızlıca gelerek " Bu hatalarının bedeli ağır olacak James Brandon." dedi ve gitti. İyi siktir olup gittiğin güzel oldu ağabeyciğim!
Riley'in anlatımı :
James gittikten sonra hazırlanıp alışverişe gitmeye karar verdim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp üzerime eşofman takımı geçirdim. Üşendim süslenmeye. ( Yazar kendisi üşengeç olduğu için aklından kombin yapamadı s..s :D ) Çantamı aldım ve çıktım.
AVM'ye doğru yürùrken arkamda bir el hissettim ona dönerken yumruk attı ve bilincimi kaybetmiştim.
2 saat sonra :
Gözlerimi açmamla başımın zonklaması bir olmuştu. Sessizce inleyerek yattığım yerden doğruldum. Üzerimde battaniye vardı. Kenara iterek ayağa kalkmaya çalıştım. Başımın dönmesiyle tam yere düşecekken biri gelip " Kalkmamalıydın." dedi. Sesi bir bebeğinki kadar narindi. Konuşsa sabaha kadar dinlerdim onu. " Ne..Nerdeyim ben? Ne oldu bana? " Yüzüme doğru bakınca mavi gözlerine odaklandım. Esmere yakın bir sarışındı ama çok tatlıydı. " Sakin olun. Biraz dinlenmelisiniz." dediğinde nerede olduğumu anlayamaya çalışıyordum. Kafam karışmıştı. Bana doğru eğilerek " Sizi ormanda buldum. 3 kişi sizi bir ağaca bağlamıştı. Sanırım niyetleri kötüydü. Bende müdahale ettim uyanır gibi oldunuz fakat tekrardan bilincinizi kaybettiniz. Şimdi iyimisiniz?" kafamı tutarak ona bakıyordum. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Neler olduğunu hatta kim olduğumu ve bu adamı tanıdığımdan bile şüpheliyim. Biliyorum garip gelecek ama kendimi boşlukta hissediyorum. Aklımın %95'i yok gibi. Bir yapboz gibi bayağı bir parçası eksik ve ben o parçaları nasıl bulacağım bi fikrim bile yok.
Nasıl oldu? Biraz saçmaladım ama sürtük ilham perilerim gelmediler -_- Neyse yb daha gzl olck söz hadi iyi okumalar...