O ÜNLÜ MÜ?

30 14 0
                                    

Gün çok çabuk bitmişti ama bu kadar çabuk bitmesi acayipti çünkü normalde gün hiç bitmezdi özellikle okuldayken.Benim anlamadığım bu telefon nereden geldi? Hırsız benim telefonumu çaldı eminim ama telefonumun iphone yedi olduğundan emin değilim.Bunları düşünmek yerine oturup en sevdiğim diziyi izlemek için televizyonu açtım.Yeni oyuncu eklenecekti diziye , televizyonu açar açmaz karşıma bugünkü telefonumu veren çocuk çıktı karşıma.Meğer sem o çocuk ünlüymüş çok şaşırmıştım hayatımdaki iki şanslı olay vardı şimdi üçüncüsü eklendi. Bunların ilki insan olmam, ikincisi bursluluk sınavının yarısını sallamama rağmen burs almam sonuncusu ise bir ünlünün benim telefonumu kurtarması.Sabah erkenden kalkıp Zehra'dan önce evden çıkmıştım o çocuğu çok merak ediyorum. Onunla konuşmak istiyorum. Bu kez ak bilimi almıştım ve telefonumu cebin yerine çantanın en alt köşesine koymuştum.Arabaya bindim tam alabilir basarken telefonum çaldı. Büyük bir ikilem içinde kaldım hemen akbilimi basıp yerime geçtim. Derken susmayan telefonum şimdi sanki daha şiddetli çalıyordu. Arayanın kim olduğunu biliyordum tabiki de bizim Zehraydı. Hemen çantamın içinden telefonumu bulmaya çalıştım bulmam biraz zor olacaktı ki öyle oldu.Telefonumu bulamayınca mecburen çantamın içindekileri dışarı çıkardım ama telefon hariç her şeyi bulmuştum. Telefonu çantada bulamayınca yine aynı şey oldu zannettim ve hemen bağırdım "telefonumu çaldılar" bu kez herkes umursamıştı ve telefonumu arıyordu .Ben de çantama eşyaları yerleştirirken telefonumun çantada olduğunu fark ettim etmesine de şu an herkes telefonumu aradığı için kimseye bulduğumu söylemedim. Yavaş yavaş ayağa kalkarak durağa yaklaşan arabadan inmek için hazırlandım araba durur durmaz  indim kimse beni fark etmedi. Okul durağına daha çok olmasına rağmen erken inmek büyük bir aptallık. Ben ne yapıyorum ya kendi kendime konuşuyorum bak hala konuşuyorum yeter ya delirecem her gün okula geç kalıyorum. Okula doğru yürümeye başladım yürüsem de ne fark edecek ki  Okula yinede geç kalacaktım. Birden yanımda bir araba durdu, içinde o ünlü olan çocuktu. Arabanın penceresini açtı ve bana dönerek

-Okula geç kalacaksın gel bende okula gidiyorum seni de okula bırakırım beraber gideriz.

-Şey çok teşekkür ederim sağ olun ama sizi rahatsız etmeyim.

-Yok ne rahatsızlığı benimle gelmeni çok isterim .

-Çok isterim derken?

-Yani şey bin işte canım

Arabaya bindim ve ona bir baktım. Evet oydu ama ünlü birinin buralarda ne işi olur. Bana dönerek gülümsedi o an kendime ben ne yapıyorum? Dedim. Ona dönüp :

-Şey ben bir şey soracaktım da

-Bekliyorum sorunu

-Sen ünlü müsün?

-Evet ama bak bu konuyu uzatmadan kapatalım tamam mı?

-Tamam ve bir şey daha soracaktım arabayı durdurur musun ?

-Niye?

-İneceğim

-Hayır olmaz zaten okula geldik

- Ben de onu diyorum ya biri yanlış anlayacak.  Yani seni beni düşüne biliyor musun ?

-Merak etme isteseler de düşünmezler çünkü benim gibi birinin senin gibi bir kızla olamayacağını bilirler.

Tersleyici bir şekilde kafamı arabanın camına doğru çevirdim çevirir çeviremez zaten okula geldiğimizi gördüm. Araba durunca hemen kapıyı açıp indim arabadan. İndiğim zaman herkes bana bakıyordu. Dediğim şey olmuştu işte herkes bir şey olduğunu zannediyordu. Herkese yok bir şey dercesine okulun girişine doğru ilerledim. Eğer babam bunu görseydi çok kızardı, böyle bir şeyi niye yaptım ki ?  'Sen bir genç kızsın hiç bir erkeğin arabasına binilir mi edep haya yani' derdi babam burada olsaydı. Aklıma Zehra geldi onu aramam lazım.

-Of ya kesin çok kızmıştır.

-Evet çok kızdım.

-Ben de onu diyorum ya.

Aklıma şimdi dang etti Zehra diyerek arkama döndüm. O kadar çok korkmuştum ki yerimden havaya doğru zıpladım. Zehra'nın benden önce gelmesi imkansızdı çünkü evden ona görünmeden çıkmıştım.Meğersem o bana görünmeden çıkmış yani benden önce çıkmış.Keşke evden çıkmadan önce Zehra'nın yatağına bir baksaydım.Sınıfa doğru ilerlerken karşıma yine o çıktı. Bu çocukta bir şey var nereye gitsem beni buluyor, mübarek çocuk mıknatıs gibi.Çıktığı yer mimarlık bölümüydü demek mimarlık okuyor. Suratımda bir tebessüm oluştu nedensiz bir tebessüm. Tam bana bir şey söyleyecekken içeriden bir arkadaşı ona Burak diye seslendi,demek ismi Burak güzel isim. Bana ne bundan diyerek yanından geçip gittim. Bana bir şey söyleyecekti sanki aman boş ver.Sınıfa girdiğimde herkes ahırdaymış gibi davranıyordu. Erkeklerin hepsi anırıyor gibi kahkaha atıyor ve seviniyorlardı tabi inek öğrenciler hariç onlara dokunsan ağlayacaklardı bunun sebebi öğretmenin hasta olmasıydı. Anlayacağınız üzere o inekler o kadar inekti ki artık bir öküze dönüşüyorlardı. Aslında doğrusunu söylemek gerekirse bende bu duruma çok sevinmiştim. Sınıftan çıkar çıkmaz ayaklarım beni mimarlık bölümüne götürüyordu . Nedenini bilmiyordum ama bunu hem istiyor hem de istemiyorum. Kalbim istiyor beynim gitme diyor bana ama ben kalbimi dinleyip mimarlık bölümüne gittim. Kalbim çok hızlı atıyordu o karşıma çıkacak diye ödüm patlıyor eğer onu görürsem hiç bir şey olmaz .(inşallah). Tam da istediğim gibi oldu onu görmeden aşağıya indim. Kantinden bir çay söyledim ve boş bir masaya oturdum. Düşünmeye başladım şu anlık tek hayalim matematik öğretmeni olup bu okulda öğretmenlik yapmaktı. İnşallah bu duam kabul olur.

GADALARINI ALIRIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin