■
Çokta panik yapmadı önce. Derinde bir yerlerde olmalıydı. Yer yarılıp içine girmezdi ya.
Elini bir daha soktu ve yeniden aramaya çalıştı. Ama hala para yoktu.
"Buraya koyduğumu çok iyi hatırlıyorum. Yoksa bana şaka mı yapıyorsun Catrin? Hiç komik değil."
Heryere baktı ama bulamıyordu parayı. Steve'ye kahvaltı hazırlamak istiyordu. Şimdi yaşlı adam parayı kaybetti diye ona çok kızacaktı ve üzülecekti.
Hala sıcak olan yatağının içine girdi ve Steve'nin gelmesini bekledi.
"Steve gelene kadar parayı ortaya çıkaramazsan senin için çok kötü olur."
Leena çok sinirlendi. Soğukta elleri tir tir titrerken gidip sokakta dilenmek kadar onun için aşağılayıcı bir şey var mıydı acaba?
Aradan 2 saat geçti. Ama Steve hala gelmemişti. Leena'nın bir an parayı Steve'nin alıp kaçmış olabileceği aklına geldi.
"Hala gelmedi. Yoksa.. yoksa parayı o mu çaldı?"
Oturduğu yerde ellerine dizine koymuş sinirden ağlamaya başladı. Şu 1 haftadır herşey üst üste geliyordu.
"O şerefsiz alçak paramızı çaldı. Ne yapacağız şimdi ha? Nerede yiyip, içeceğiz? Hep böyle mi olacağız Catrin? Hep böyle mi yaşayacağız?"
Yaşadıklarının üstüne birde bu olayı yaşayınca tüm birikmişlikler aklına geldi ve gözleri daha da doldu.
"Herşey bir bir elimden gidiyor. Dayanamıyorum artık. Onca yükü taşıyamıyorum. Annemin gözündeki Küçük Kurabiye olmak istiyorum Catrin! Seninle küçükken yaptığımız gibi oyun oynamak, babamın işten geldiği vakit koşarak ona sarılmak istiyorum. Ben bu hayatı istemiyorum. Bıktım artık. Yemin ederim bıktım. Tek başıma dayanamıyorum. Olmuyor. Anladın mı? Önce ailem gözlerimin önünde öldü. Sonra sen beni istemedin. Bende hayattan bezdim. Bu kadar yeter. Ben bunları haketmedim. Küçük bir kızın oyuncağı kaybolmuş kadar umutsuz hissediyorum. Ayağımı sehpanın kenarına çarpmış kadar acı, hayatın sonu gelmişcesine umutsuz, geleceğim hakkında en ufak bir fikrim olmadığı kadar karamsar hissediyorum. Canım yanıyor artık. İçim acıyor..."
Hayat bu kadar mı acımazdı insana? İnsanoğlu bu kadar mı ucuzdu Tanrı için?
Yaşlı diye üzülüp, acıdığı adam saatlerdir gelmemişti. Leena uyurken parasını alıp kaçmıştı. Genç kız şu son 1 haftadır yaşadıklarını sadece ağlayarak idare edebiliyordu. Ne kalacak bir yeri vardı, nede parası...
Ellerini üşümemek için cebine soktu. Kalın mantosunun iç cebinde olan kağıtlar elini rahatsız etti ve hepsini çıkarttı. Alışveriş fişleri, mekan yerlerinin kartları, kullanılmış peçeteler falan vardı. Birden dün gittiği seminerde eline tutuşturulan kağıdı gördü. Dakikalarca düşündü. Acaba Samuel Johannson ona yardımcı olabilir miydi? Catrin'den ona bahsetmeli miydi? Kafasını kemiren bir ikileme arasında kaldı. Profesör Catrin'i ve Leena'yı belkide ayırabilecek ve onları özgürlüklerine salabilecek biriydi. Dünyaca tanınan birisi olabilir, gazetelerde ön sayfalarda koca koca gazete başlıkları ile ünlenebilirdi. Catrin'de kendi istediğini, özgür hayatını yaşamış olurdu. Bunların hayalini kurdukça içten içe mutlu oluyordu.
Daha fazla düşünmemeye çalıştı geçmişi. Ayağa kalktı ve yüzünü kullanılmış peçetelerden biriyle sildi. Gözü kızarmış olsada kendini biraz olsun iyi hissetti.
"Bu kadar acitasyon yeter. Kendimi toplamam gerek." dedi kısık bir sesle kendine.
Telefon bulmalıydı. Sokaktan geçen birinden isteyemezdi. Yakınlarda da hiç telefon kulübesi var gibi görünmüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leena
Khoa học viễn tưởngLeena özel güçlere sahip olan ve göremediği ama aralarında bir bağ olan Catrin isimli bir kız kardeşe sahiptir. Her iki kız, özgürlüklerine kavuşabilmek için mücadele vermeye kalkmakla başlarından geçen olaylar anlatılmaktadır.