altı: çok ve az

202 37 36
                                    

[GÜNEŞ tepeye çıkar.]

[YALNIZLARIN omuzlarındaki yük kısa süreliğine kalkar.]

FRANCES:
Sana inanmak istiyorum, Milena.
Senden çok, ona inanmak istiyorum.
Ama o nasıl kaybettiyse insanlığa olan güvenini,
benim de kalbim nasır tutuyor.
Hâlbuki böyle olmaması gerekirdi, aziz Milena.
Daha çok gençtik,
çok saftı kalplerimiz.
Neden böyle olduk?
Ne mahvetti bizi?
Niye her gece kalbimizde bir sızıyla uyuyoruz, Milena?
Niçin geçmiyor bu acı?

MILENA:
Geçiyor, Frances.
Bütün acılar geçiyor ama
izi kalıyor.
Bütün sevgiler geçiyor ama
düşleri kalıyor.
Franz istemez miydi Milena'sıyla güzel bir hayat sürdürmeyi?
Ya da Romeo dilemez miydi sonsuza dek Juliet'iyle olmayı?
Ne durdurdu onlar?
Neden böyle oldu?

FRANCES:
Belki de kendi sevdalarımızı ölümsüz aşklarla kıyaslamayı bırakmalıyız.
Çünkü benim sevgilim Milena değil
tıpkı benim onun Franz'ı olmadığı gibi.
Ben Romeo gibi ölemem onun için,
tıpkı onun sonsuza dek benim olmayacağı gibi.
Biz basit insanlarız, değerli Milena.
Ben ve kalbimin sahibi,
sen ve senin tanımadığın aşığın,
çiçekçideki adam ve kadını...
Sevgilerimiz aynı, değerli Milena.

MILENA:
Belki de bu iyi bir şeydir.
Çünkü saydığın bütün o aşklar,
hepsinin kötü bir sonu var.
Bazıları kendi yollarına gidiyor,
bazılarını ölüm ayırıyor.
Basit insanlar olmamız bir lanetten çok lütuftür.
Eğer basit olursak,
basit sever
ve basit ölürüz.

FRANCES:
Peki doğru mudur her zaman bir tarafın daha çok sevdiği?
Kalplerin asla birbirleriyle tam eşleşmediği?

MILENA:
Ne yazık ki doğrudur, aziz dostum.
Ama mevzu değildir ki çok sevmek ya da çok sevilmek,
sadece sevilmek ve sevmektir.
Çünkü herkesin duyulmayan çığlıkları vardır.
Biri bütün gücüyle seni sevdiğini bağırıyorsa ama sen sağırsan,
ne gelir o sessiz sevgilinin elinden?
Sen dizlerinin üstüne çökmüş ve kalması için yalvarıyorsan ama sevgilin körse,
ne gelir senin umutsuz kalbinden?

milena'ya mesajlar :: girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin