sweetheart, what have you done to us?

418 61 35
                                    

Keith; Lance'in odasının onunkinden büyük olduğunu, yatağının daha yumuşak olduğunu ve yastığının onun gibi koktuğunu farketmişti. Fakat onun odası kendinkinden daha loştu, belki de odası bile tepki veriyordu Lance'in gitmesine.

Lance yıldız olduğundan beri Hunk daha çok antreman yapıyordu ve yaşamasına yetecek kadar yemek yiyordu. Yemek yapmayı bir süre önce bırakmıştı, çünkü her yemeği hazırladığında arkasını dönüp "Lance, bu sefer tarifi tutturdum!" diyordu.

Lance'in asla yemeklerini tatmayacağını farkettiğinde bırakmıştı.

Pidge Galra teknolojisini anlamak için Shiro'nun protezini inceliyordu. Bazen 2 gün boyunca uyumuyordu. Bazen yemek yemiyordu, sadece antreman için odasından dışarı çıkıyordu. Fakat son zamanlarda belirli bir uyku düzeni tutturmuştu, ve yemek için odasından dışarı çıkıyordu.

Lance'in gelip uyuması gerektiğini söylemeyeceğini farkettiğinde hayatına devam etmek zorunda kalmıştı.

Coran her zamanki gibiydi, en azından onların yanında böyle davranıyordu. Bir keresinde Keith'e ikinci kez oğlunu kaybettiğini söylemişti. Ve bu sefer on bin yıllık uykuyla geçiremeyecekti bunu.

Bu acı geçebilir miydi hoş?

Shiro ve Allura... Şey, Lance onun yerine hemen birisini bulacakları hakkında yanılmamıştı. Diğer paladinlerin itirazlarına rağmen Allura Blue'nun pilodu olmuştu. Her ne kadar takım arkadaşlarıyla arasındaki bağı zayıflatsa da Shiro bunu yapmak zorundaydı,

çünkü Lance geri gelmiyordu;
ve evren için iyi olanı yapması gerekiyordu.

Derin bir nefes alarak yatağın altına sakladığı diğer kayıtları çıkardı. Hep birlikte sadece Lance'in son kaydını izlemişlerdi, çünkü Lance diğer kayıtları sadece Keith'in bulabileceğini bildiği bir yere koymuştu. Veya Keith böyle düşünmeyi seviyordu; Lance'in onun için bir şey hazırlamasından hoşlanıyordu. O (burda kimden bahsettiğini bilmiyordu, yaşıyor muydu şu an?) hayattayken sadece ikisinin davetli olduğu spa geceleri düzenlerdi. Birbirlerine oje sürer, hatta tırnaklarına çiçek yapmaya bile çalışırlardı (ve çoğunlukla yapamazlardı).

Keith tırnaklarına baktı, mora boyalı tırnaklarında ufak papatyalar vardı. Lance ona kendisinin bir papatya olduğunu söylemişti. Keith ise ona göre leylak veya güldü, o varken papatyanın varlığından haberdar bile olmuyorlardı. Özel bir yanı da yoktu hem, öldüğünde kokardı sadece.

Ve şey, papatyalar satılmazdı.

Titreyen eliyle kaydı başlattı. Fakat bu sefer Lance son gördüğü gibi Blue'nin kokpitinde değildi, bir bahçenin ortasındaydı; mavi papatyalarla dolu bir bahçenin ortasında duruyordu.

"Hey Keith." dedi aralarından bir papatya. O kadar fazla papatya vardı ki hangi papatyanın konuştuğunu anlamıyordu. "Kayıtları sakladığım yerleri bulmana sevindim. Gittiğimde yokluğumu fark etmemen için yapıyorum, değerimi bil."

Papatya öksürdü, ve diğer papatyaları kırmızıya boyadı.

"Mi amor, umarım gittiğim için kızgın değilsindir bana. Veya görüşürüz diyemediğin için kendine kızgın değilsindir. Her öpüşmemizi bir görüşürüz olarak saydığımı bilmeni istiyorum." Kıkırdadı. "Belki daha fazla görüşürüz demen iyi olabilirdi bu durumda."

Keith güldü, Lance ile beraber güldü. Hâlâ yaşıyor gibiydi, az sonra kapıdan girecek ve birbirlerine sarılacak gibiydi.

Lance yaşıyordu bu kayıtlarda. Sevgilisinin onu bulmasını bekliyordu.

Lance Keith'in gözlerinin içine baktı. "Mi amor, bir kişiyi özleyen tek kişinin sen olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun. Her ne kadar yıldız tozu olsam da sana sarılmayı, yanında uyumayı ben de özlüyorum. Hem de o kadar çok özlüyorum ki..." Burnunu çekti. Gözyaşlarının yanaklarından aşağıya düşmesine izin verdi.

Keith elini uzatırsa Lance'in yumuşak tenine ve gözyaşlarına dokunabileceğini hissetti. Ve dokundu, fakat hissetiği Lance değil soğuk camdı.

"Bu günlük bu kadar konuşalım, tamam mı mi amor? Daha sonra konuşuruz."

Daha sonra konuşuruz. Lance yaşıyordu, nefes alıyordu, ve Keith'in onu bulması için bekliyordu.

Fakat onu aramak yerine, kaydı kapatıp başını Lance'in yastığına koydu.

Yastık papatya kokuyordu.


İSPANYOLCA ÇEVİRİ

mi amor: sevgilim, aşkım

lel çoktan sevgililerdi.
lel coğrafyadan 11 sayfa not çıkardım
lel telefondan yazamıyorum
hayat işlediğim günahların acısını çıkartıyor lel

tapes from certain paladin  //klanceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin