"Hayat aslında hepimize adil değildir. Kimsenin mükemmel bir hayatı yoktur. Çünkü kimse mükemmel değildir..."
Yine oturmuş sokak lambasıyla konuşuyorum. Keşke Ece'yle odalarımız ayrı olmasaydı. Müdüre sadece şaka yapmıştık. Saçları yandı.
Banane ya?
Bizde şimdi 6 yıldır başka odalar da kalıyoruz. Şey biz yetimhane de kalıyoruz da. Ama iki gün sonra bundan kurtuluyoruz. Ben buraya ondan iki gün sonra gelmişim. Burda tek özleyeceğim şey lamba olacak.
"Seni çok özleyeceğim. Ben başka kime dertlerimi anlatacağım. Ama merak etme, sürekli yanına geleceğim. Anne ve babamın intikamını alıp, yanına geleceğim."
Evet, ben sokak lambasıyla konuşuyorum. Buraya geldiğimden beri bir alışkanlık. Ece de var ama o çok fazla soru soruyor. İntikam meselesine gelelim.
Benim ailem öldü, yani öldürüldü. Şirketimizin ortağı tarafından. Şirketin %52' si bizimdi. Yani söz sahibi bizdik. Fakat, Faruk Amca, para göz olduğu için ailemi öldürdü. Böylelikle şirket ona kalacaktı. Hesaba katmadığı bir şey vardı. Ailem bunu önceden tahmin etmiş ve tüm hisse ve mal varlığını bana verdi. Bunu apaçık yapamazlardı, bu yüzden bir yardım kuruluşuna verilmiş gibi göstermiş. Ve mal mülk olmadığı için, ne anne tarafı, ne baba tarafı beni almadı. Bende yetimhane de kalmak zorunda kaldım. İki gün sonra, şirketin başına geçeceğim. Ama bu bana yetmez. Ben para değil, intikam istiyorum. Kana kan yani. Faruk Amca (!)'nın oğlunu öldüreceğim.
Ama önce şirketi almam lazım...
"Hadi gitmiyor muyuz?" dedi, Ece. Göz devirdim. "Tamam, hadi."
Kuaföre gidiyoruz. Yani iki gün sonra, holding kadını oluyorum.
KALENDER HOLDİNG
Evet soy adım, Kalender.
"Saçlarını bu sefer hangi renk yapacaksın," dedi.
"Mor. Mor yapmak istiyorum."
Ne holding kadını olacağım diye, tarzımdan vazmı geçeceğim. Hı.
"Yapmak istediğinden emin misin?" dedi, Ece. Ne kastettiğini anladım. Onu öldürmek istediğimi biliyor. "Evet. Hiç olmadığım kadar eminim," dedim. Bana yaşattığını, ona ödeteceğim.
👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊
"Nasıl olmuş?" dedim. Aynada kendime bakarak. Hoş gözüküyordum.
Şimdi eşyalarımı toplamak için yurda gitmeliyim.
👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊
"Eee, bitti mi?" dedi, Ece. "Sayılır. Şimdi git kendi valizini topla. Ev bakacağız," dedim.
Sonunda ikimizin de eşyaları toplanmıştı. Ve herkese veda edip, yurttan çıktık. Yeni hayatımıza ilk adımızı attık. Aslında ertesi gün çıkmam gerek ama, müdür bizden nefret ediyor. Ne yapabilirim ki?
"İşte orda, pepu. Yeni evimiz," dedim. Evet, birbirimize 'pepu' diyoruz. "Harika, pepu. Harika," dedi. Arabadan indim. Para, size ehliyette verir...
Evet benim küçük evim.
İKİ GÜN SONRA
"Kahvaltı hazır," dedim. Sabaha kadar uyku tutmamıştı. Yani bugün şirkete gideceğim. Ece meldivenlerden kuğu misali yavaş yavaş indi. "Sen... Sen kahvaltı yapmak. Sen..." bu daha uzun sürecek gibiydi ki... kapı sesi böldü. Galiba Demir geldi. Kapıyı açtım. "Hoşgeldiniz, Bay Demir," dedim. İçeri girdi. "Bak çok fazla uzatamayacağım. Holdingin %52'si senin. Ailenin mirasi da hesabına aktarıldı. Bugün gidebiliriz. Ve onları şok edebiliriz. Hazır mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske ( #Wattsy2017 )
Teen FictionOnların ki olmamalı gereken bir hikayeydi. Uzaklaşması gerekirdi, kaderin onlardan. Av ve avcı aşık olmazdı ki. Olmamalıy dı. Fakat, kader bir farklılık yapmıştı bu sefer, kendini avcı sanan, av. Avsa avcıydı. Bunlardan, onların haberi olacakmıy dı...