Topkapı sarayının harem bölgesine girmek için bilet almak lazımdı. Hep beraber sıraya girdik ve aslında bu kadar kuyruk olduğunun farkında değildik. Yarım saat falan sırada beklemiş olabiliriz ama sonunda bileti aldık. Kendi aramızda bakalım harem nasıl olacak diye şakalaşarak bilet kontrolünden geçtik ve içeri girdik.
Ağustos ayının sıcağını geniş ve taş koridorlarda hissetmiyordun bile. Harem ile mutfak arasındaki ilişkiyi gösteren ve yemek tepsilerinin konulduğu koridoru geçtik. Anneme dönüp baktığımda huşu içinde duvarlardaki mozaiklere bakıyordu. Bana sanki bir sallantı oldu gibi geldi.
Bazı bölümler restorasyon yüzünden kapatılmıştı ve gözde odaları ile valide sultanın dairelerine kısa zamanda gelmiştik. Kapalı odaların birisinin kapısının altından bir duman geldi ve ardından bir sarsıntı oldu.
Bu sefer bütün herkes hissetti ve insanlar panik oldu.
Çünkü en 100 yıllık bir yapının alt katlarında bulunuyorduk ve eğer bir deprem olursa uzmanlar Topkapı sarayının çökeceğini açıklamıştı. Korkumu belli etmemeye çalışarak annemle beraber çıkışa doğru ilerlemeye başladık.
Yürüdüğümüz bütün taşlardan oluşan zemin birden bloklar halinde çökmeye başladı. Üzerinde bulunduğum yerle beraber karanlığa düşerken annemin elinin elimden kaydığını hissettim ve korkuyla bağırmaya başladım.
Ölmenin böyle bir şey olduğunu düşünerek karanlıklar içinde annemin yanına gitmek için dua ederek bilincimi kaybettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.yüzyıldan Harem' e
FantasyHep ailecek Topkapı Sarayını gezmek istemişlerdi ama nereden bilebilirlerdi ki tam gezmeye karar verdikleri günde büyük Marmara depreminin meydana geleceğini ve kendisini birden 17.yüzyılda bulacağını......