Karanlığın ortasında bir beyaz ışık, koşmaya başlıyorum ona doğru ama o gittikçe uzaklaşıyor. Ellerimi uzatsam tutacak beni ama koşmaya başladığımda neden uzaklaşıyor..?
O benim karanlığımı temizleyemeyecek kadar küçük, masum ve saf, bense bu koskoca karanlığın içinde o beyaz ışığı hak etmiyorum. Ben Doruk Kaya' yı hak etmiyorum... O bana haram... Tıpkı gülmenin, mutlu olmanın haram olduğu gibi sevmek ve sevilmekte haram. Çimenlerine baktığım çocukluk aşkım Doruk Kaya artık bana haram. Hoş hiç gelmemişti zaten..!
Gözlerim açılırken yavaş yavaş nedenini bilmediğim bir şekilde hançer saplanmıştı sanki beynime, o kadar acı hissiz ve yorgunukla beraber ağır olan göz kapaklarım yavaş yavaş açılıyordu gerçek dünyaya...
Gözlerim tamamen açıldığında beyaz alçıpenli tavan girdi görüş hizama, ellerimle pikeyi iterek doğrulurken birden ayağımda hissettiğim sancıyla aniden elim ayağıma gitmişti. Ah tabi yaa ayağımı burkmuştum onun ağrısı olucaktı tabii salak kafam. Tamamen pikeyi üzerimden attıktan sonra ayağa kalktım şimdi tamamen ayaktaydım işte, ağrıyan ayağımla beraber yavaş yavaş merdivenlere doğru yürümeye başladım bir kaç merdiven inerken Keremle Doruk'un konuşmalarını duydum
"Böylece karşısına çıkman doğru değil ilk önce problemlerini hallet."
"Biliyorum, halledicem ama şu an hiç bir şey ondan önemli değil, hem sende çok iyi biliyorsun ki onun benden benim de ondan hiç bir farkım yok."
"Biliyorum ama kardeşimi korumak zorundayım Doruk ister senden ister senin..!"
"İster benim ne Kerem?"
"Yani sen veya başkası hiç önemli değil herkesten..!" Diyip geçiştirmişti konuyu iyi ama kimden bahsediyordu Kerem?"Hey hey benim için kavga etmenize gerek yok gençler " diyerek kahkaha içinde daldım odaya sırf onları sakinleştirmek adına...
"Hiç canımm ne kavgası aşk olsun biz kiim kavga etmek kim" diyerek bana katılmıştı Dorukta.
"Dilaram hadi gidelim kuzum kafanı dinlersin hemde bizde daha güvende olursun" derken gözleri sanki Doruk'u tehdit ediyordu iyi ama neden?
"Tamam Kerem gidelim, görüşürüz Doruk" derken yanağına ufacık bir buse kondurdum. Aman allahım bu bu koku sanki arayıp bulamadığım beni her zaman kendine çeken bir uyuşturucu gibiydi tek ve sadece bana özel olarak yapılması gereken... Son defa bakıyormuş gibi baktım gözlerine giderken tam kapıdan çıkarken duraksadım nedenini bilmediğim bir şekilde sadece kalbim yönlendiriyordu şu an beni.
"Doruk" diye bağırmamla bana baktı, sanki oda bekliyormuş gibi gitmememi. Yüzümde kocaman bir gülümseme ve koşarken buldum kendimi onun o bağımlısı olduğum çimen gözlerinin karşısında içimden gelmişti sımsıkı sarılmak o an karşılık almamda geç kalmamıştı işte şimdi kalbim ilk defa huzura ermiş ve içten içe mutluydum. Tıpkı rüyadaymışım gibi. Her rüya bozulur derlerdi bunu Kerem'in "Hadi Dilara" diye bağırmasıyla tecrübe edinmiştim. Zor gelmişti onun kollarından ayrılmak. Son kez gibi içime çektim o tarifi olmayan benim için yaratılan o muhteşem uyuşturucu kokusunu kollarım kayıp gitmişti kollarından ve son kez baktım o Çimen Gözlerine son kez bakacağım aklımın ucundan geçmemişti oysaki..."Kerem değiştir artık şu şarkıyı sıkıldım!"
"Hayır cadı sırf sana inadıma değiştirmiycem."
"Öyle mi abicim bak şimdi görürsün işte."
Elimi attığım telefonumu arabaya bağlamıştım bile çoktan. Ve işte o huzuru tattıran kadından gelmişti ses. "Ben seni seviyorum.
Ben seni seviyorum gururum yerle yeksan.
Kıyamazken gözlerine bakmaya sevmekten utanıyorum.
Çünkü ben hak etmiyorum seni uzaktan sevdiğim..."Kısa kesilmişti şiirim çünkü gelmiştik çoktan Kerem'e...
Elinde iki fincan kahveyle gelmişti Kerem. Hali ve tavrından belliydi tartışıcağımız.
"Bir daha Doruk ve Mertle muhatap olup konuşmanı görüşmeni istemiyorum Dilara! "
"Pardon da neden Kerem bey?"
"Çünkü, çünkü görüşmemen herkes için daha iyi olacak."
"Tamam Mert'i anladım da Doruk neden?"
"Çünkü Doruk, o, o seni kullanmak istiyor başkasını seviyor ve seni kuklası yapıcak emin ol gözünde zerre değerin yok Dilara..."Bu söyledikleri evet aramızda bişi yoktu olması imkânsızdı ama acıtmıştı canımı hem de o kadar çok ki hangi alkol hangi derin yaradan akan kan geçirebilirdi ki? Bu kadarı bile kalbimi sıkıştırmaya yetmişti ne demişti o bana?
" O seni sevmiyor, o seni kullanıyor kuklası yapacak, o seni sevmiyor, gözünde zerre değerin yok" demiştiSanki beynim alev almıştı. Ağzımdan sadece "ben, ben biraz dolaşmak istiyorum gelirim" komidinin üstünden o beyaz Mercedes'in anahtarlarını alırken bile mutlu değildim. Sanki beynimden vurulmuştum. Bu düşünceler beni çoktan alıp götürmüştü arabayla uzaklara çok hızlı kullanıyordum, gözüm buğulanmış yaşlardan yolu göremiyordum aklımdaki düşünceler yetmezmiş gibi birde Sezen Aksu'nun o sesi 'Giiitt-meee' git derken bile gitme deyişiydi canımı yakan ah o yeşil gözleri çimenlerim nası olabilirdi ki? Artık aklım hiç bir şey almıyordu. Iki yüz seksen, iki yüz doksan, üç yüzle girmiştim viraja. Çalan telefonumu açarken bupulu gözlerimden hiç bir şey gözükmüyordu
"Alo Dilara, iyi misin konuşmamız gereken şeyler var." Doruk'un sesiyle irkilmiştim daha dün yatapıma kahvaktı getiren insan bugün ben ne düşüneceğimi şaşırdım...
"Alo Dilara orda mısın?"
"Ben , e-evet evet burdayım söyle."
"Dilara ben seni üzmek istemiyorum ama-" o konuşurken hızımı iyi ce arttırmıştım üç yüz kırk üç yüz elli...
Birden bire önüme çıka gelmişti işte o koskoca tır. Sanki düşüncelerimden bir hediyeydi bana Allahda bunu uygun görmüştü işte. Zaten ne benim durdurmaya zamanım vardı nede halim. Umutsuz aşksız nereye kadardı birde üstüne son yaşadıklarım. Yetmişti bu kadarı ben yoruldum hayat benden bu kadardı. Üzgünüm bir daha görüşmemek üzere Elveda Çimen gözlüm...--Bamm--
"Dilara!"
"Dilara orda mısın ?"
"DILARAAAAAAAAAAAA..."1 Saat Sonra
"Alo kızım nerelerdesin sen ? Çok alıştın bak bu telefon kapatmalara kaçmalara."
"Kerem bey ?"
"Siz, siz kimsiniz?"
"Ben polisim sizi olay yerinden arıyorum, Dilara hanım kaza geçirmiş şu an ambulansla hastaneye götürülüyor."
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağımlılığın Aşkı
ChickLitBir bağımlı düşün, bir bağımlının morfin arzusu kadar arzulamıştım seni..! Maddelere değil ! Ben senin Çimen Gözlerine Bağımlıyım artık...