Kale Kapıları

Dans Et Benimle +18

Azra tanışma faslından sonra kendini toparlayıp sunumun başına geçmişti. Gece çalışmasının hakkını vererek başarılı bir sunum yapmış,gelen soruları ustaca cevaplamıştı.Yükseller grubundan gelenlerin etkilendiği kesindi ama önemli olan Oğuz beyi etkilemekti.Artık bunu anlamıştı.zira sunum boyunca ne zaman kafasını çevirse gözlerini üstünde görüyordu. Dikkati dağılmadan bu sunumu gerçekleştirdiği için kendisiyle gurur duymalıydı çünkü adam takım elbise içinde oldukça çekici görünüyordu.Toplantı odasında bulunan herkesten farklıydı;oturuşu,bakışı ve mimikleriyle konuşmadan yönetiyordu. 

Sunum bittiğinde Cengiz bey onu apar topar yemeğe çıkarmak istese de onu duymamış gibi gözleri Azra'ya kilitlenmiş bir şekilde yanına gidip elini uzattı.

-Tebrik ederim Azra hanım.Oldukça başarılı bir prezantasyon oldu.Beklentilerimizin üstünde bir performans alacağımızı düşünüyorum sizden

-Rica ederim Oğuz bey.Sizlerle başarılı bir iş ortaklığı kuracağımızdan şüphem yok.

Salondan çıkarken notlarını toparlayan Azra'ya bir kez daha dönüp baktığında yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamamıştı.

XXX

Üç gün süren sıkı denetim sonrası ve bir hafta süren bekleyişten sonra nihayet Yükseller holding artık yeni müşterimizdi.Yeni müşteri için hazırlanan teknik grupta ben de operasyonlar şefi olarak görev yapacaktım.Kararın açıklanması herkes tarafından "artık" beklenen bir sonuç olsa da benim içim sürpriz olmuştu çünkü bu görev direktörlüğe bir adım daha yaklaşmam anlamına geliyordu ve Cengiz bey buna nasıl izin vermişti aklım almıyordu.Yeni görev yeni sorumluluk demekti ama bu sefer korkmuyordum...

Çok yoğun bir döneme girmiştim ve daha kızlarla bu güzel işin kutlamasını bile yapamamıştık.Yeni grup ürünlere ait her toplantıda Cengiz beyle gırtlak gırtlağa gelsek de umurumda değildi çünkü artık özelikle görevlendirildiğim bir alan vardı ve nispeten ondan bağımsız hareket edebiliyordum ama resmi anlamda hala ona bağlı olduğum için arada can sıkıcı durumlar ortaya çıkabiliyordu.

Oğuz bey in adını arada sadece maillerin CC bölümlerinde görüyordum .Her adını gördüğümde aklıma koyu lacivert takımı içindeki adam geliyordu.Ne spor salonunda ne de spa da gördüğüm şımarık çocuk değildi. Emin ve kararlıydı,ezici ve küstah bakışları olan bir adamdı.Sinek kaydı traşı,baharat kokusu ve minik ellerimin arasında kaybolduğu iri elleri vardı.Gözleri bal rengi ve iriydi. Biçimli kaşlarıyla karşısındaki insanın içini okumuşcasına bakıyordu ve korkutucu gelmişti bana.Mühendis ekibiyle kalite şartnamelerinin imzalarını tamamlarken yine bunları düşünüyordum. Derken Didem den gelen aramayla irkildim.  

-Yavruuuu neredesin yahu?Tam iş kadını oldun

-Yaa haklısın.Kafamı kaldırmak çok mümkün değil maalesef ama iyi gidiyor en azından

-Eeeee Cengiz piçi deliriyordur.

-Hıhı...

-Konuşamıyor musun?

-Aynen canım ya..Ben seni arasam mı sonra?

-Aaaa hayatta olmaz .Şu işi bir ıslatalım dedik kaldı yahu.Bugün cumaaaaaa. Seni kaçırıyoruz İpek'le. Şehir dışına doğru yeni bir klüp açılmış denize karşı süper bir yer.Açılışı kaçırdık ama bilet bulabildim bu hafta için.Seni eğlendireceğiz.

-Aaama..

-İtiraz yok. Saat 9 da evden alırız.

-Ya Didem yorgun olurum şimdi yaaa