Tanıtım

150 30 42
                                    

Uçurumun ucundaydım. Ölüme bir adım kadar yakın, bir adım kadar uzak. Çoğu şeyden de habersizdim oysaki. Bana söylenenlere inanmıştım. Nerden bilebilirdim ki doğruların yalanlardan daha çok canımı acıtacağını.

Ben annemin yokluğuyla, babamın fazla ilgisiyle, arkadaşlarımın yapmacık davranışlarıyla, insanların gözdesi olarak büyümüştüm. Mutlu olmasam bile mutluymuş gibi yaparak hem kendimi hem de insanları kandırmıştım.
"Mış gibi yapmak" belki de en çok bu yüzden kaybetmiştim. Çünkü ben annemin yokluğuna alışmış gibi yaparak, babama inanmış gibi yaparak, arkadaşlarımın yapmacık davranışlarını seviyormuş gibi yaparak, insanların gözdesi olmanın hoşuma gidiyormuş gibi yaparak hem kendimi hem de onları kandırmıştım.

Küçük bir kız çocuğuydum ben oysaki. Büyümemiştim, büyümek istememiştim belki de. Susmuştum çaresizce. Ama ruhum ve içimde ki çocuk isyan ediyordu.

Babam da biraz kuralcıydı, belki de annemin yokluğunu unutmam için çabalıyordu. Ama ben annemi unutmak istemiyordum. Hayatın benden çaldıklarını asla unutmayacaktım. Geçmişimin kırıkları olduğu gibi geleceğime yansıyacaktı. Ve bende hayatımı buna göre yaşayacaktım.

Geçmişim geleceğimi mahvetmek için çabalasa da, ışık tutacaktım ben geleceğime. Zaten annemde bunun için bana Alin ismini koymamışmıydı.

Hayatın karşıma ne çıkaracağını bilmeden bir oyuna adım atmıştım. Asaf'ın da yardımıyla oyunun sonuna gelecektim.

***

İyi okumalar...

Ruhumun ÇığlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin