Öğle arası yaklaştıkça heyecanım kat kat artıyordu. Hala tuvaletteydim ve öğle arasından bir önceki derse girmemiştim. Ağlamaktan gözlerim şişmiş olabilirdi.
Öğle arası gelmeden müzik odasına çalışmaya gittim. Vay canına! Burası bir stüdyodan farksızdı. Gerçekten bu çok havalı. Demi Lovato - Heart Attack şarkısını seçip söylemeye başladım tam nakaratı söylemeye başlayacaktım ki, BAM! Kapı açılmıştı ve içeri o egoist manyak dalmıştı. Oradan ışınlanmak, (nereye olduğu önemli değil) yok olmak istiyordum. Ah! Lanet olsun rezil oldum!
Gerçekten şaşırmışa benziyordu. Ne olmuştu şimdi bu çocuğa? Ben, benimle dalga geçip hakaret eder diye umuyordum. Bana "Biran için playback yaptığını bile düşündüm." dedi. Zafer kazanmışçasına sırıttım ve ona "Ön yargılı olmak iyi bir şey değildir odun." dedim. Ona odun demek hoşuma gidiyordu. Bana "Sakın bir daha bana odun, egoist vb. şeyler deme!" diye çıkıştı. Bende sırf ona inat "Odun, egoist, manyak. Odun, egoist, manyak. Odun, egoist, manyak..." diye bağırmaya başladım. Benim bu hareketimi beş yaşındaki çocuklar yapmazdı! Bazen çocuk ruhlu olabiliyordum.
Bana "Gerçekten inatçısın." dedi. "Bu yarışmaya katılmayı çok mu istiyorsun?" diye sordu.Ona 'evet' diyecek oldum ki, "Rüyanda görürsün, çünkü elemeleri ben geçeceğim" dedi ve bana göz kırptı! Boşuna egoist manyak demiyorum bu çocuğa. Bu sırada yavaş yavaş insanlar gelmeye başlamıştı. Ve tabiki kalabalığın önünde, yürüyen estetik vardı. Oduna "Şu kısa gününü göster Özgür!" dedi ve öpücük yolladı. Bu kızın saçına yapışmama az kalmıştı. Adının Özgür olduğunu yeni öğrendiğim odun, yürüyen estetiğin bu hareketine karşı yüzünü buruşturdu. Ben ise göz devirdim.
Ve Özgür söylemeye başladı! Aman Tanrım sesi o kadar mükemmeldi ki etkilenmeden edemedim. Rezil olacaktım! Cidden beni ezip geçecekti. Korkudan ve heyecandan yine karnım ağrımaya başladı. Özgür'ün söylediği şarkı: Theneighbourhood - Sweather Weather'dı. Bu şarkıya cidden bayılıyorum!
Olanca karizmatikliğiyle şarkıyı bitirdi ve herkes birden alkışlamaya başladı. Hayalini kurduğum tezahüratları benim için değil, Özgür için yapıyorlardı. Arkadan bir ses "Hadi Lara! Bundan daha iyisini yapacağına adım gibi eminim!" dedi. Herkes birden arkasını döndü ve ben karşımdaki kişiyi görünce şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Bunları söyleyen kişi,
çocukluk aşkım Berk'ti! Kalabalığı yarıp ona doğru koştum ve sıkıca sarıldık. Onun da bu okulda olduğunu bilmiyordum. O sırada Özgür'ün bize öldürecekmiş gibi baktığını gördüm. Dışımdan sadece Berk'e sarılıyor gibi gözüksemde, içimden Özgür bize öyle baktığı için resmen havalarda uçuyordum.
Berk, "Şimdi oraya çık ve hepsini yerle bir et!" dedi ve yanağımdan öptü. Özgür bu sefer de onaylamayan bakışlarla bize bakıyordu. Estetikli sarışın onu yanağından öperken ben öyle bakmıyordum ama! En sonunda şarkıyı söylemeye başladım. Söylediğim şarkı: Christina Perri - Human'dı ve herkes konuşmayı kesmiş beni izliyordu. Şarkıyı bitirdim ve herkes çılgınca beni alkışlıyordu. İnsanların önünde şarkı söyleyemememe rağmen, hırsım sayesinde söylemeyi başarmıştım.
Özgür, "Sanırım durum berabere, o zaman seçmelerde kapışacağız!" dedi ve hemen ardından bir ses "Aslında ayrı ayrı değil, beraber o seçmelere katılacaksınız!" dedi. Bu ses bizim müzik hocasının sesiydi ve ikimizde şaşkınlıktan bir şey diyemiyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Sürprizi
Teen FictionŞarkı söylemek için doğmuş bir kız... Ailesi İstanbul'a taşınınca okul değiştirmek zorunda kalan Lara, eski okulundan ziyade oldukça popüler olmaya başlar. Tek hayali sahneye çıkmaktır. Özgür adında bir genç bu konuda oldukça usta sayılır ve bera...