Hava iyice kararmıştı. Bir ağacın altında öylece oturuyorduk. Ormanın ortasında olduğumuz için etraftan gelen ürkütücü hayvan sesleri daha çok gerilmemize sebep oluyordu. Yanımda başını omzuma koymuş, uyuyan Özgür'e baktım. Bir anlık deli cesaretiyle onu korkutmak istedim ve birden onu sararak "BÖÖ!" diye korkutmaya çalıştım. Özgür panikle yerinden sıçradı ve etrafı taradı. Zafer kazanmışçasına sırıtıyordum. "Hala beş yaşında gibisin." dedi. Homurdanmalarının arasından ne söylediğini çok zor seçebilmiştim. Ormanın derinliklerinden uluma sesi gelince korkarak Özgür'e sığındım. Fakat sonra, bunu yaptığım için pişman oldum. Kaşlarını kaldırarak "Ne o, korkuyor musun?" diyerek alayla beni süzdü. Sinirle "Sanki sen korkmuyorsun. " diyerek nefesimi dışarı üfledim. Kısa süren bir sessizlikten sonra Özgür konuştu "Açıkçası ben kurtların yerinde olsam, senini tipini gördüğüğümde korkup kaçardım." dedi ve gülmeye başladı. "O zaman sen niye kaçmıyorsun?" bu sorum üzerine biraz afallamış görünüyordu. "Şimdi kaçmaya kalkışsam, beni kurtlar yer. En azından sen ısırmıyorsun." dedi. "Emin misin?" diye sorduğumda gözlerini pörtleterek bana bakmaya başladı. En sonunda oflayıp "Tabiki hayır aptal. Isırmıyorum." diye cevap verdim. Ardından somurtmaya başladı.
Sanırım gece olmuştu. Boş boş yıldızlara bakıyordum ki Özgür'ün fısıldayan sesiyle başımı ona çevirdim. " Acıktın mı?" bu soru midemin büzüşmesine sebep olmuştu. İster istemez aklıma leziz yiyecekler geliyordu. Ürkek bir sesle "Evet." dedim. "Ben de acıktım. Lanet öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız neden bizi almaya gelmediler acaba?" dedi ve o da yıldızları izlemeye başladı. Dayanamayıp "Biraz daha burada kalırsak bizi hayvanlar yiyecek ayrıca donarak veya açlıktan ölebiliriz. Belki buralarda bir klübe vardır." diyerek umutla Özgür'e baktım. Cevap gelmeyince "Biliyorum daha çok kaybolabiliriz ama belki yemek buluruz." dedim. Yine cevap vermeyince onu hızlıca dürttüm ve "Ha ne?" diye aptal aptal bana bakmaya başladı. "Ya, sen salak mısın? Beni dinlesene!" Biraz öfkelenmişe benziyordu. "Bana ikidebir hakaret etmeyi kes. Bana hakaret edecek samimiyeti bile kendinde görüyor musun?" diye sorduğunda gözlerim doldu. Niye doldu bilmiyorum. Bu gerizekalı, sevdiğim insanlara hakaret etmeyi sevdiğimi tabiki bilmiyordu. "Sen ne demiştin?" Soruyu soran Özgür'e tekrardan klübe arama planını anlattım. Ve kabul etti.
Yaklaşık yarım saattir yürüyorduk ama buralarda klübe falan yoktu. Bu fikri zorla kabul ettirdiğim için hem kendime kızıyordum hem de utanıyordum. En son umutsuzca, bir ağacın altına oturduk ve beklemeye başladık. Upuzun bir sessizlikten sonra Özgür, sessizliği bozdu "Üşüyor musun?" tir tir titriyordum. Ama yalan söyledim "Hayır, üşümüyorum."
Ardından yine bir sessizlik oldu ve Özgür bana doğru yaklaşmaya başladı. Sonra daha da yaklaştı! Yüzümü çevirmek istiyordum ama resmen kaskatı kesilmiştim. Aramızda çok az bir mesafe kaldığında durdu ve uzaklaştı. Bir açıklama yapmasına zaman kalmadan öğretmenin ve bizi arayan öğrencilerin seslerini duyduk ve "Buradayız!" diye bağırarak yaklaşmaya başlayan ışığa doğru koşmaya başladık. Öğrencilerin ve hocanın görüş alanına girdiğimizde hepsinin ağzından sevinç çığlıkları dökülüyordu. Berk bana doğru koşarak, sıkıca bana sarıldı. Simten de Özgür'e koşa koşa sarılmayı denedi ama beyefendi buna izin vermedi. Aferin Özgür, gözüme giriyorsun. Ne saçmalıyordum ben?
Zavallı hocamız bizimle özlem giderdikten sonra Özgür'ü azarladı. Duyduğum kadarıyla kendisi zaten sık sık disipline giden biri olduğundan hocalarla arası pek de iyi değilmiş. Bütün bu bulunma coşkusu bir yana, ben hala az önce yaşadığımız olayın etkisindeydim. Ya beni öpseydi? Birbirimizden bu denli nefret ederken aynı zamanda nasıl birbirimizi çekmeyi başarıyorduk? Özgür her söyleyişinde hissettiğim duyguya ne demeli? Buna aşk diyorlar Lara, dedi iç sesim. Ama malesef, o benimle sadece kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu. İşte en kırıldığım şey de buydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/13092203-288-k370006.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Sürprizi
Fiksi RemajaŞarkı söylemek için doğmuş bir kız... Ailesi İstanbul'a taşınınca okul değiştirmek zorunda kalan Lara, eski okulundan ziyade oldukça popüler olmaya başlar. Tek hayali sahneye çıkmaktır. Özgür adında bir genç bu konuda oldukça usta sayılır ve bera...