Limeon Krallığı Mitolojisi

Yeraltının Tanrısı; Grfa

Grfa, karanlık ve gizemli bir varlığı temsil eder. Gücünü ve tanrısal yeteneklerini yansıtan etkileyici bir görünüme sahiptir. İhtişamlı bir taç başındaki karanlık saçları, yerin derinliklerinden gelmiş gibi görünür. Gözleri, gece yıldızları gibi parlar ve derin bir bilgelik barındırır. Koyu renkli bir cübbe içinde duran Grfa, etrafına gizem ve dehşet saçan bir varlık olarak belirir.

Yeraltı Tanrısı Grfa, Kserya adındaki önceki boyutta, Tanrı Dfeur'un yaratılmış varlıkları imtihan etmek amacıyla oluşturduğu bir dünyada kendine bir yol buldu. Ancak, bu boyutun yapısını değiştiren bir güce rastladı ve bu gücün etkisi altına girdi. Dfeur'un kontrolünden çıkan Grfa, bu güçle bağlantı kurarak kendi varlığını şekillendirdi.

Dfeur, Grfa'nın bu güce ulaşmasını fark etti ancak onu durduramadı. Yaratılan dünya içinde yeraltı bölgelerini yönetmeye başlayan Grfa, kendi krallığını inşa etti ve doğu bölgesini ele geçirdi. Dfeur, Şremba adını verdiği varlıkları Grfa'ya karşı gönderemiyordu, bu yüzden onunla mücadelede ve yaptığı ani saldırıları engelleyebilmek için kendine güçlü müttefikler yaratmaya karar verdi. Bu tanrılar arasında Aqus ve Asle gibi güçlü varlıklar yer aldı.

Aqus, denizlerin ve suların efendisi olarak yaratıldı. Kusursuz güzellikte ve olağanüstü bir güce sahip olan Aqus, Dfeur'un dünyasında denizlerin hükümdarı oldu. Asle ise şefkatin tanrıçası olarak belirlendi. Xie, Arivz, Seriyas, Rohea gibi 4 elementin temsilci bu hanımlarda Dfeur'un çağrısına cevap vererek dünyayı korumak ve düzeni sağlamak için varlıklarını ortaya koydular. Ve daha nicelerini yarattı...

Bu yeni tanrılar, Dfeur'un yarattığı dünyayı korumak ve dengeyi sağlamak amacıyla görevlendirildi. Ancak, Grfa'nın güçlenmesi ve kendi krallığını kurması, Limeon Krallığı'nın doğusundaki yeraltı topraklarının başlangıcını oluşturdu. Grfa'nın karanlık krallığı, bu topraklarda zorlu bir düzen kurarak varlığını sürdürdü.

Dfeur'un, Grfa'yı yok etme fırsatını defalarca elinde bulundurmasına rağmen bu adımı atmamasının sebebi, dünyada dengeyi sağlamak ve iyilik ile kötülüğün bir arada var olmasını istemesiydi.

Kserya'nın tamamen yok olmasıyla birlikte tanrılar, fanilerin yaşadığı bu dünyaya daha yakından müdahale edebilir hale geldi. Dfeur, diğer tanrılar ve yaratılmış varlıklar arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ancak Grfa'nın yeraltı topraklarını ele geçirmesi ve kendi krallığını kurması, dünyada belirli bir gerilimi de beraberinde getirdi.

Tanrılar, fanilerin yaşamlarına arka planda müdahale ederek dünyayı izlemeye ve dengeyi korumaya çalıştılar. Bu süreçte Dfeur, Aqus, Asle ve diğer tanrılar, fanilerin kaderini etkileyen olaylara müdahale etmeye devam ettiler. Limeon Krallığı'nın doğusundaki yeraltı toprakları, Grfa'nın karanlık krallığı altında şekillenirken, diğer tanrılar da kendi alanlarında varlıklarını sürdürdüler.

Büyük kitabelerdeki yazıları kaybolmaya başlamış ufak bir kısım:

Grfa'nın aşkı, Freyu'ya olan derin sevgisiyle başlamıştı. Ancak, Freyu'nun kalbi Jersus'a aitti ve bu durum Grfa'nın içinde derin bir üzüntü ve kıskançlık yaratmıştı.

Freyu, Grfa'ya duyduğu saygı ve minnettarlıkla ona teşekkür etti ancak kalbinin Jersus'a ait olduğunu açıkça ifade etti. Grfa, bu gerçeği kabullenmek zorunda kaldı ve platonik aşkı hayal kırıklığıyla sona erdi.

Ancak, onun kalbinde aşk ve duygusal karmaşa bulunur. Freyu'ya olan sevgisi, onun sert dış görünüşünün altında duygusal bir yan olduğunu gösterir.

Grfa, kendi dünyasında hükmeden bir tanrı olmasına rağmen, insan duygularını anlama ve hissetme kapasitesine sahiptir.