Medya:Uzay
"Kızım hala nerde bunlar ölüyorum meraktan bu güneş de sabahtan beri gözüme vuruyor YAA GÜNEŞ Yeter çekil git artık işin gücün yok mu senin git başımdan git uff "
"Ya Ece Güneşe niye atar yapıyosun suçu ne ha onun suçu ne bide. ilk cümlende haklısın nerde bu yakışıklı çocuk hala? "
Aldığımız yakışıklı haberiyle heyecanla gelecek çocuğu okulun giriş kapısının önümde bekliyorduk.
Öğrendiğimiz birkaç bilgiye göre de bir kız kardeşi bir de ablası varmış. Ablası okulumuzda beden eğitimi öğretmenliği yapacakmış. Kız kardeşi de bizimle yasıtmıs. Büyük ihtimalle bizim sınıftadır. (EE kafa dengi müdür başka oluyor) Biz kardeşini karşılama ayağına bekliyorduk. Ama amacımız çocuğu görmekti.
Daha doğrusu benim amacım oydu. Ece hiç amacı oymuş gibi durmuyordu. Çünkü en iyi arkadaşımı tanırım. Öyle olsa şuan ayak uçlarına varana kadar titrerdi. Ama gayet sakindi. Bu bi işler karıştıyor ama hadi bakalım...
Beklemekten sıkılınca önüme bakmayı keserek ojelerimi sürmeye başladım. Çünkü geçmek üzerelerdi. Okulun ilk günü böyle dolasamazdım. Yakışmazdı.
Gel gelelim ben ojeyi sürerken tam en kritik yere gelmişken Ece bir anda kıkırdamaya başladı. Kıkırdadıktan 5 saniye sonra minik bir dua edip ayağıma sert bir şekilde çelme taktı ve o anın paniği ile oje elimden havaya fırladı fırçası elimdeyken bende öne doğru uçtum. O sırada önüne bakmayan bir gerizekalıya sertçe çarptım. Fırça hem benm hem onun üstünü oje yapmıştı. Daha yüzünü görmemiştim. Henüz sadece onun kollarının arasında olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum.
Kısa süreli yaşadığım şokun ardından kafama düşen oje sayesinde ayıldım ve yüksek bir çığlık patlatarak çocuğun kollarının arasından kurtuldum.
"Ya gerizekalı mısın önüne baksana şu halime bak koskoca Sena Korkmaz nasıl böyle gezer tüm gün salak çocuk"
"Şşşş güzelim sakin ol. Bana çarpan sendin ben olmasam koskoca Sena Bilmemne yere kapaklanacaktı ha? " deyip bir kahkaha patlattı. Sesi tanıdık gelmiyordu. Kafamı kaldırdım ve çocuğun yüzüne baktım.
LAAAAN OHA OKULA YENİ GELEN YAKIŞIKLI ÇOCUK BUU.
"Merhaba YÜCE BÜCÜR Sena Bilmemne. Ben pek yüce olmayan Uzay memnun oldum demeyi çok isterdim ama yalan söylemeyi beceremiyorum" diyip elini uzattı.
Elini kangren edercesine sıkarak "Duygularımızın karşılıklı olması ne güzel YÜCE OLMAYAN EROR Uzay Soyadsız. Tanıştığıma memnun olmadım"
FLASHBACK
3.kişi ağzından anlatılmaktadır
"Siz kimsiniz adımı nerden biliyorsunuz beni neden aradınız"
Ece'nin bu sözleri üzerine Ela gayet sakin bir tavır ile
"Sakin ol Ece niyetim kötü değil. Çok çaresizim. Yardımına ihtiyacım var bir saat sonra vereceğim adrese gel her şeyi anlatacağım sana"
"Pppppeki tamam ama saçma bir şeyse polise şikayet ederim sizi"
"Tamam TROYA Cafe'ye gel"
1 saat sonra
Ece hızlı adımlarla ve büyük bir merakla cafeye doğru ilerliyordu.
Cafeden içeri girdiğinde garson eşliğinde Ela'nın oturduğu masaya doğru ilerledi
Ela onu görünce "Hoşgeldin Ece ne içeceksen söyle sonra sus ve dinle beni.
"Ben bir türk kahvesi alayim.
Buyrun Ela Hanım sizi dinliyorum. "
Ela anlatmaya başladı
"Yeğenim Uzay küçükken babası trafik kazasında Vefat etti. Annesi Uzay kızkardeşi Serra ve ablaları Dicle bundan daha fazla etkilenmesin diye annesi babasının bütün akrabaları ile ilişkisini kesti. Zaten bir çoğu aynı gün o kazada öldüler. Ben onların Halası Ela. Onların hayatlarına hizmetcileri olarak girdim. Ama asıl amacım Uzayın hayatının aşkını bulmasını sağlamak. Bunun için o okula geldim hepinizi teker teker inceledim. En doğru kişiyi buldum. O senin en yakın arkadaşın bunun için bana sen yardım edeceksin Ece. Bir şekilde ikisini ayarlayacaksın. Bana yardım edebilecek tek kişi sensin çünkü seçtiğim kız senin en iyi arkadaşın. Sena KorkmazFlashback sonu
Eveeeeet bölüm bitti. Bölümler çok gecikiyor. Çünkü okulda yoğun bir sınav haftasındayım. Ama yavaş yavaş okul bitiyor artık. Bölümler hızlı hızlı gelmeye başlar.
Kitabı arkadaşlarınıza onerirseniz hiç değilse büyük bir aile oluruz. Hepinize koskocaman öpücükler😘😘