-4-

282 19 3
                                    

Üstümüzü değiştirip kahvaltı için aşşağıya inmiştik. Herkes masadaydı. Sandalyelerden birine oturup bağdaş kurdum. Harry'de karşıma oturmuştu. Hepimizden önce Niall ve Ashley yemeğe başlamışlardı. Bizde yavaşca başlamıştık. Aç değildim. Hemde hiç. Ama yinede ağzıma bir kaç tane birşeyler atmıştım. Sonra Harry'i bekledim. O hala yiyordu.

"Dün gece berabermi uyudunuz?"

"Evet"

"Neden"

"Ne demek neden? Sevgililer beraber uyumazmı?"

"Her neyse"

Liam önüne dönüp tekrar yemeğe devam etmişti. Ne alakaydı bu soru? Benim birşey dememe gerek kalmadan Harry cevap vermişti zaten. Ashley çatalını bırakıp doğruldu. "Bugün ne yapıyoruz?" Harry bana baktı. Bende ona. Sanırım ikimizinde aklında bir şey yoktu. Niall atlamıştı.

"Bence benim yazlığa gitmeliyiz. Bir kaç gün orada kalırız." Kulağa güzel geliyordu. Zayn Niall'a dönmüştü.

"Dostum ben gelemem. Perrie'nin ailesiyle tanışacaktım bugün."

"Sorun değil. Sende sonra gelirsin" Ordan Liam araya girdi.

"Benimde bir kaç işim var. Uzun sürmezse gelirim yanınıza."

"Liam,bende seninle geleyim. Sonra geçeriz yanlarına"

"Tamam Lou." Bu demek oluyor ki Niall, Ashley, Ben ve Harry gidecektik. Liam ve Louis'in işleri biterse geleceklerdi.

"Sel gel biz hazırlık yapalım"

"Tamam Ash"

Ayağa kalkıp ve yukarı çıktık. Ashley bütün bikinilerini yatağa döktü.

"Bunların hepsini yanına almayacaksın değil mi?"

"Tabikide alıcam!"

"Havuzdaykende mi bikini değiştiriceksin Ash? Saçmalama."

"Ya kaç tane alayım ki?"

"Ben 3 tane almayı düşünüyorum."

"İyi bende 3 tane alayım."

Bavuluna alacağı her şeyi yerleştirmişti. Bende odama geçmiştim. Harry'de gelmişti. Tek bir bavula ikimizinde eşyalarını koymuştuk.

"Daha bir şey alıyomusun?"

"Yok,yok"

"Tamam bitanem"

Bitanem. Sevmiştim bunu. Bavulu alıp aşşağıya indirmişti. Bende onunla inmiştim. Niall Ashley'in bavulunu ve kendi bavulunu arabaya yerleştirirken Harry'de gidip bizim bavulumuzu yerleştirmişti. Harry'le ben arkaya binmiştim. Niall ve Ashley'de öndeydi. Arabayı Niall sürüyordu. Ash şarkı açmıştı. Eliyle ritim yapıyordu. Harry'nin karnına sarılıp başımı göğsüne koymuştum. O da saçlarımı öpmüştü. Uykuya dalmak üzereydim. Harry'de öyle. Bir kaç saat sonra araba durmuştu. Gelmiş olmalıydık. Harry'i bırakıp esnedim. "Hadi inelim" Harry inip arkasından ben indim. Harry bavulu alıp yürümeye başladı. Baya büyük bir yerdi. Bahçeye girmek üzereyken uzun boylu bir kız geldi gülerek Harry'e yaklaştı.

"Harry? Sen buralara gelirmiydin?"

"Gelirmişim demek ki" Şaşkınla kıza bakıyordum. Kimdi acaba?

"İyi. Uğra bir ara.Özlettin"

"Sanmam." Elimi tutup bahçeye girmişti. Yürüyorduk.

"Kimdi o?"

"Eski bir arkadaşım"

"Ne kadar çok eski arkadaşın var" Başını sallamıştı. Eve girmiştik.

-Ashley-

Eve girip kendimi direkt koltuğa atladım ayaklarımı önümde duran sehpaya uzattım. Niall'ın kafasının içindekileri şu zamana kadar hiç çözemedim. Ne yapmaya çalıştığını, seviyor mu sevmiyor mu cidden bilmiyorum. O kadar uykum vardı ki gözlerim yavaştan kapanmaya başlamıştı. Niall üzerime atlayana kadar. Ciğerlerimin çıktığını hissettim. Yemin ederim. "Niall..Nefes alamıyorum" diyerek inledim üzerimden tepine tepine kalktı. "Hayvan mısın Niall sanırım ciğerlerim ağzıma geldi" Sağ elimi kalbimin üzerine koyup öksürmeye başladım.Niall endişelenip kafamı kaldırmaya çalıştı. Ellerimle göğsünden hafifce ittirip yerimden kalktım. "Ciddi misin?" boyu benden uzun olduğu için mavilerimi yüzüne diktim ve kaşımı kaldırdım. Omuz silkip hızlıca yürümeye başladı ve sonunda gözümün göremeyeceği bi noktaya gitti. Gördüğüm tek şey Harry ve Selena'nın yukarı çıktığıydı. Midemden gelen seslerden acıktığımı düşündüm karnımı ovuşturarak mutfağa doğru yürüyüp kendime yiyecek birşeyler baktım. Bu dolap bomboştu. Hayal kırıklığımla içeriye geri yürüdüm. Tabii ki yürürken ayağım takıldı, her zaman ki gibi. Yüzümü buruşturup odalar gezmeye başladım. İlk girdiğim oda sanırım buras spor salonuydu. Kapıy geri kapatıp merdivenlerden çıktım ve ilk sağda ki odaya girdim. Oda beyaz, yeşil ve turuncu renkleriyle dizayn edilmişti, köşede duran beyaz komidinin yanında kocaman bir boy aynası vardı, odanın içine tamamen girdiğimde aynanın kenarlarına sıkıştırımış fotoğraflar gördüm. Sıkıştırılmış fotoğraflarsan bi tanesini alıp incelemeye başladım.Sıkılıp fotoğrafı geri yerine sıkıştırdığımda komidinin üzerindeki parfümlere bakmaya başladım. Çeşit çeşit erkek parfümü sırayla dizilmişti. Bir tanesini elime alıp bileğime sıkıp kokladm. Bu kesinlikle Niall'ın parfümüydü. Kendi kendime yarım ağız güldükten sonra arkam döndüm. Hafif belirgin karın kasları ve bele dolanmış bir havlu görünce otamatik olarak başımı kaldırdım. Niall. "Senin odamda ne işin var" Elimi enseme götürüp ovuşturup dudağımı dişlerimin arasına aldım. "Ben odalara bakıyordum ve uhm kendimi burda buldum" Hafifce gülümseyip parmak ucuma kalktım. Saçlarından düşen su damlacıkları bende onu öpme isteği uyandıryordu. Ama yaptığım tek şey gülmekti. “Pekala artık çıksan iyi olur” dedi “Ama üzerimi giyinirken beni izlemek istiyorsan tabi kii kalabilirsin” Güldü. Gözlerimi kısıp baktığımda hala sırıtıyordu. Kapıya doğru kıvırtarak yürüdüm. Kapyı kapatıp karşıdaki boş odaya geçtim ortada kocaman beyaz çarşaflı yatak vardı omuz silkip yatağa uzandım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 28, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Will Love You UnconditionallyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin