6.Bölüm | "Lunapark"

111 9 0
                                    

Günlüğüm, Bu gün neler öğrendim Nelerr!

Herşey sabahın köründe başladı ...

Sabah daha güneş perdemden sızıp göz bebeklerime ulaşmamışken kulaklarım bir kaç tıkırtı işitti.İlk başta rüya falan sanmıştım, e birazda uyku sersemiyim tabii. Neyse birkaç  tane  daha  "tık" sesinden sonra gözlerimi araladım. İçimden söylenip mızmızlanarak cama yöneldim. Perdeyi araladım ve aşağıya baktım Bora tam karşımda duruyordu. Elinde bir kaç küçük çakıl taşı vardı. Gelen "tık tık"ların ne olduğu anlaşılmıştım...

Hemen kafamı camdan çektim. Bir türlü uslanmayan saçlarım,morarmış ve çokmüş göz altlarım, kısacası sıfatsızca pencereden bakamazdım sonuçta...

Hemen elime bir fırça aldım ve kıvırcık ve dalgalı arasında kalmış karmaşık saçıma birer ikişer darbeler savurdum. Açılmamakta ısrarcıydı Boraya rezil olmamı mı isityordu ??

Hemen banyodaki saç spreyini alıp saçımın uçlarına isabet etecek şekilde bir-iki fıs sıktım. Böylece saçlarım daha hızlı açılacaktı. Neyse uzun ama sprey sayesinde az da olsa kısa bir zamanda saçımı açan ben. Üstüme saten açık pembe sabahlığımı giydim. Ayağımda gri tavşancıklı o panduflarım vardı, Pencereyi tekrar açtığımda Bora'yı göremedim gitmiş miydi ? Hem beni sabahın köründe kaldır , hem ben saçımla o kadar savaşa gireyim. Ve sen git.

"Hmm Ok." der gibi bir şey olmuş seninkisi...

Neyse, artık uyanmıştım hazırlanmıştım ve uyumaya da hiç niyetim yoktu, zaten uykumda yoktu. Uslanmış saçımı ,elime geçirdiğim düz siyah lastikle toparladım, lastiği saçıma üç kez doladım ve üşengeçlikten yapıldığı çok belli olan bu atkuyruğumla mutfağa doğru ilerledim. Masamın üstünde duran Vampirli cadılı bir kitap vardı, katagorisini bilmiyorum sanırım aksiyon , macera falandır. [Kitabı Sude hediye etmişti] Kitabımı alıp kaldığım sayfayı buldum ve okuyarak yavaş ve dikkatli adımlarla , pandufumu yere sürüyerek mutfağa doğru ilerledim. Resmen körlerin bastonu eşittir benim panduflarım...

Mutfağa girdiğimde büyük bir çığlıkla kitabı elimden fırlattım mutfakta duran şahısın...Bora olduğunu anladığımda elimi ağzıma götürdüm ve çığlığımı bastırdım.

Bora hiç bu tepkiyi beklemiyordu sanırım. Oturuşu falan rahat rahat böyle...

Benim çığlığımla hemen ayağa kalktı ve "şştt..Sessiz ol.Korkma benim..Benim"

Ayy Tanrım !! Buraya nasıl girmişti ?? Daha da önemlisi ne zamandan beri buraya giriyordu ? Beni mi izliyordu ?

[+ Derin ,  - Bora  ]

+Sen ne yapıyorsun burda ! Sapık mısın ?? Sesim gereğinden fazla sinirli çıkmıştı

-Sadece küçük bir süpriz...Korkmana gerek yoktu, Cuma günü olanlar için sana bir açıklama borçluyum . Kendini acındırmaya çalışan masum köpekler gibiydi bakışları.

+Birincisi süprizler güzeldir ama senin yaptığın bildiğin sapıklık Bora ! İikincisi Korktum ve "korkmana gerek yoktu" gibi gereksiz bir cümleyi kullanman bile garip çünkü kim olsa korkardı. Üçüncüsü . açıklamanı dinliyorum.   Emredici ve kendimden emin bu ses tonumu sevmiştim.İçimdeki Bitch'e göre bir konuşmaydı bu. Eminim İçimdeki Bitch beni ayakta alkışlıyordur.

-Onun adı Ada.

+Biliyorum.

-Onunla sekiz yaşından beri arkadaşım... Bizim okula yeni geldi. Annesi de bana güvendiği için ona göz kulak olmamı söyledi. Hepsi bu...

DERA ♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin