Abdest alabiliyor , tam kıblenin karşısına geçiyor , unutmadığı ayetlerle namazını kılıyor , dua edebiliyordu. Bütün ümidi doğduğu yere Edremit'e kavuşmaktı. Otuz yıl boyunca tek bir an bile ümidini yitirmedi." Öldükten sonra diriliceğime nasıl inanıyorsam elli yıllık esirlikten sonra da memleketine kavuşacağıma öyle inanıyorum." derdi.