Dışarı görmek için neler vermezdim ki bir ses geldi bir dakika galiba kapı açıldı. -"Günaydın derin hadi yemek hazır!" -"Günaydın deniz ben artık gidim çok kaldım lütfen izin ver gideyim." -"Hayır burada kalıyorsun! dedi sinirle. -"Ama...!" sözümü kesip; -"Israr istemiyorum kalıyorsun dedi dışarı çıktı." -"Bu arada ben namaz kılıcam sonra da kendime iş bulucam." -"peki, bana perdeyi açar mısın güneş girdin içeri!" Açtı gözüme gelen güneş hissedebiliyorum kuş sesleri rüzgarın vücuduma işleyişi özlemişim. Denizin derinliği gerçekten çok karanlık simsiyah işte hoşgeldiniz benim karanlık dünyama... Zil çaldı geliyorum diye seslendiğini duyuyorum denizin -"aa hoşgeldin ışıl nasılsın?" ışıl kimdi acaba galiba benim artık gitmem lazım diyip ayağa kalktım. -"Dur nereye gidiyorsun?"dedi ve beni kolumdan tutup yerime yavaşça oturttu. -"Bak bu sana bahsettiğim kardeşim adı ışıl" -Memnun oldum ışıl neyse ben gidim deniz çok kaldım hem misafirin var ben sana yük olmak istemiyorum. -Hayır derin ne yükü otur lütfen dedi ve beni oturttu. bir an bir sessizlik oldu bu sessizlik bir süre devam etti artık dayanamayıp konuşmaya başladım. -"Abin çok iyi birisi." -"Evet öyledir." -"Çok şanslısın." bir an durdu yanıma gelip kulağıma yaklaşıp -Unutma Allah sabredenlerle beraberdir"dedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
