Uçağa bindiğimizde bizden telefonlarımızı kapatmamızı istediler.Hemen Betty'e veda mesajı atıp telefonumu kapattım.Ve kemerlerimi bağladım."Nasıl hissediyorsun??.."suratımı buruşturarak"Berbaat.." "Ah hadi ama Londra okadar da kötü bir yer değil...""Şuan uçaktayız o yüzden... berbat hissediyorum..""Ah tabi şu uçak fobin...""Kaç saat sürecek??""4 saat.."yüzümü buruşturarak derin nefes saldım havaya"AMAN TANRIMM!!.. İğrenç 4 saat ...""şu 4 saat içerisinde ya gözlerini kapat yada çeneni...beni rahatsız etme..şuan okuyup imzalamam gereken bir sürü evrak var.." diyerek önünden büyük mavi bir dosya çıkardı ve okumaya başladı,bende gözlerimi devirip kafamı diğer tarafa çevirdim.ve gözlerimi kapattım.Hayal ettim Londra'da ne yapabilirim.. acaba orada kafa dengi birilerini bulabilecekmiyim?.. keşke Betty'ide alsaydık.esmer dostumu özledim.uçağın sessizliğinde kendimi uykunun kollarına bıraktım...
Harry'nin ağzından;
"Demek bu hafta yoğun olacaksın?"diyerek kahvemden bir yudum aldım.ağzındaki lokmayı bitirip peçeteyle ağzını silip konuştu."evet uluslar arası şirketlerle büyük bir toplantı yapacağız.benim için çok önemli... bir toplantı olacak..."gözlerimi babamın mavi gözlerine dikerek ağzımı araladım."Bu hafta sonu annemin ölüm yıl dönümü...kiliseye gideriz diye düşünmüştüm."bu sefer abim Greg atıldı."Evet baba bizim ailenin geleneği haline getirdik her sene ölüm yıl dönümünde kiliseye giderdik...umarım iptal edersin.."Babam kesik nefesini havaya salarak sandalyesini geriye ittirdi."Üzgünüm çocuklar...anneniz şuan burada olmasada onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz...ama bu toplantı benim aylardır beklediğim toplantı.Siz ikiniz gidin duanızı edin.Ben daha sonra gideceğim."babam ilk defa böyle yapıyordu.yani o öldükten sonra...annem öldükten sonra ailemiz derinden sarsılmıştı.Babam çok üzülmüştü.Hatta bir aralar şirketi batacak duruma bile gelmişti,ama daha sonra birbirimize daha kenetlenerek dimdik hayyata durduk.Babam annemin ölümünden sonra hayatına hiçbir kadını almamıştı.Bizi kendisi büyütmüştü.Ve şimdi ,İngiltere'nin sayılı zengin şirketlerin patronu olmuştu.Ben ve abimi hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmamıştı.ama şimdi boktan bir toplantı için bizim kutsal günümüzü ekiyordu.Sinirle çetalımı tabağa bırakıp ayağa kalktım."Tanrı aşkına zaten para içinde yüzüyorsun...bir boktan toplantı için annemi yanlızmı bırakıcaksın??.. onun bize ihtiyacı var...sen bize söz verdin bize ve ona sahip çıkıcaktın...o ölsede onu asla bırakmıyacaktın...hersene...bırak seneyi her ay giderdin...onu görmek için...ama şu son aylarda hiç ondan bahsetmedin bile..."diyerek ellerimi saçlarıma geçirdim.Babam olduğu yerde bana döndü.evet söylediklerimi arkası dönük dinledi.Gözleri dolmuştu..."Benim annene olan sevgimi anlayamazsın... bırak anlamayı anlamak için kafa bile yoramazzsın...Senin tahmin edmeyeceğin kadar annen için tanrıya dua ettim...hep onu düşündüm...şimdi götün kadar aklınla bana ahkem kesme...ve işlerimede burnunu sokma.!!"diyerek kapıyı çarptı.Gözlerimden göz yaşlarımın akmasına izin verdim.sinirle sandalyeye sert bir tekme savurdum.abim Greg hemen yanıma gelip kolumdan kavradı...ve sarıldı.Hıçkırıklarımı omuzlarına bıraktım.normalde sert bir yapım olsada söz konusu annem olunca...kendimi çok güçsüz hissediyorum.Annem konusunda abim her nekadar sevsede biraz soğuk ama ben annem konusunda çok hassasım.onsuz bir hiç gibiyim.Abim kolkarıyla beni sıvazlayarak"Şu an burada ve seni izliyor.seni böyle görmek onu üzer..."başımı omuzundan kaldırarak bağırdım."Lanet olsun...Ben bebek değilim...o burada değil hiç bir zaman burada değil...kokusu burada değil...gözleri....sesi burada değil...LANET OLSUN!!!..burada değil o..." diyerek kapıyo çarparak evden çıktım...
Megan'ın ağzından;
Ablamın beni dürtmesiyle uyandım.evet işte şu lanet şehire gelmiştik işte.Ellerimle yüzümü ovuşturarak uçağın kapısına ilerledim.Ablam ile birlikte uçaktan indik ve bir taksiye bindik."İnan bana çok srveceksin..""umarım dediğin gibi olur.."diyerek taksinin camından londra sokaklarını izledim.Aslında daha çok insanlarını izledim ve çok klşielerdi, hepsi aynı yaratılmış sanki.taksinin durmasıyla kalacağımız otele göz gezdirdim gayet büyük ve güzeldi.arabadan inip bavullarımızı otele taşıdık.....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
life compass
Fiksi Penggemar18 yaşında bir genç kız ve 35 yaşında bir kadın, abla kardeşin, anne ve babasının ölümünden sonra sımsıkı sarılarak bağlandıkları hayatı, Styles ailesinin küçük oğlu tarafından mahvediliyor...ve bu çekişmeli yaşam Megan ve Harry'i aşka sürükleyecek...