life compass

İYİ UYU MEGAN ÇÜNKÜ YARIN ÇOK YORULACAKSIN

kızlaarr umarım bu bölüm hoşunuza gider...ben çok beğendim bu arada yorum atın..:(hiç yorum yapmıyonuz...

"Buranın ızgara bifteğine bayılıyorum...harika"dilimin yardımıyla zar zor yuttuğum lokmanın ardından kaşlarım havada tutmakla birlikte şaşkın bakışlarımı ona yolluyordum.Sonunda ağzımda birşey kalmadığını hatırlayınca konuşmaya başladım."Sen...daha...önce buraya geldinmi?.."elindeki peçetesiyle ağzının kenarını silip içkisinden bir yudum aldı...evet karşılıklı içki içiyorduk..."Evet...ama çok önceden bir grup arkadaşımla gitmiştim."Arkadaşlarının isimini vermediğine göre benim tanımadığım yani eski arkadaşlarıyla gitmişti.acaba sevgiliside varmıydı diyerek de içimden geçirmedim değil"O zamanlar sevgilim yoktu..."hey bir dakika ben...kesinlikle sesli düşünmedim...ama..o-..yani...nasıl....ııhhhh...tamam.Kekelememeye her nekadar dikkat etmeye çalışsamda bunu başaramamıştım.Lanet olsun."S-sen nasıl...""Tanrım Megan duygularını ve düşüncelerini yüzünde ayna gibi yansıtıyorsun..."gözlerimi tabağıma dikerek içimden Acaba bu söylediği iyimi kötümü?? sorusuna cevap ararken..."Ve bunu iyi anlamda söyledim...olduğundan daha tatlı oluyorsun.."deyince hiç bir şey düşünmemeye karar verip yemeğime geri döndüm.Tanrım...bu biftek harika.."Evet buranın aşçıları bu biftekleri süper yapıyorlar.""Şunu kesermisin beni korkutuyorsun.."hafifçe kıkırdayarak içkisinden bir yudum daha aldı.

"EDWAAARRDD.."diyerek uzun koridorda sesimin yankılanmasını sağladım.düşmeme engel olmak amacıyla belimi sıkıca kavrarken bir kes daha hemen yanımda olduğunu hatırlattı."M-megan tanrı aşkına ne vardı o kadar içecek..şuan deli gibi sarhoşsun"dediğinde elimi eliyle omzuna attıktan sonra hala otelin uzun koridorunda sendeleyerek yürüyorduk.Hiç beklenmedik bir zamanda büyük bir kahkaha attım."Haha...Tanrı aşkına...sen...sen..kimsin be!..."diyerek ellerimle onu ittim.Ama sarhoş olan ben olduğum için geriye sendelenen de ben oldum...doğal olarak."İMDAAAAATTT....yardım ediiin....taciz ediliyorum...kimse yok-hıçkırık-..muu??"edward beni kolumdan tutarak hızlı adımlarla koridorda itekledi ama ben direnmekte ısrar ediyordum.Tekrar ağzımı açarak sesimi oldukça yükselterek"Yaaaa YARDIM-hıçkırık-EDİİİNN....TA-.."ağzımı kaplayan büyük ellerle sesim kesildi.Ama hala kucağında çırpınıyordum."NOLUYO BURADA?.."duyduğumuz kalın ve bir o kadar da yüksek sesle olduğumuz yerde döndük.Ve sebebini bilmediğim şekilde Edward'ın hala ağzımda olan elini ısırıp büyük bir kahkaha attım.kendine not;bir daha kendini kaybedecek kadar sarhoş olma! Bir dakika...bu kıvırcık...

"Size bir soru sordum...burda neler oluyor..."Edward öne atılarak..."Sen...sen o çocuksun...hem sanane lan.!!"dediğinde alkışlayarak sersem adımlarla ikisinin arasına geçtim."Sizi asi ve sexi şeyler...hımm düş-hıçkırık-üneyim...bence kafası marul sepetine benzeyen şey...her ne kadar sexi olsada..kaybede..cek...ama şu...uzun...boylu.."diyemeden kendimi yerde buldum.Tanrım şimdi kusacam.Kıvırcık bana doğru ilerleyerek"Dur yardım edeyim."diyerek bir elini sırtıma diğerini dizkapağımın altına yerleştirerek  beni kucağına aldı.Edward bu sefer sertçe atılarak önümüze geçti.hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmezken başım iki taraftan matkapla deliniyormuş gibiydi."Sen ne yaptığını zannediyorsun...hemen onu bırak!!"şu başımı yasladığım şeyin kahkası koridoru doldururken kafamı omzundan kaldırıp yüzüne bakmamı sağladı.Tanrım...dişler...dudaklar...gamzeler.."HAHA...ahh...çekil önümden seni piç kafa.."dedi kıvırcık....ben bu çocuğu bir yerden...hatırlar gibiyim...Edward sesini yükselterek"Çekilmiyorum..lan!!"benmi?... ben sadece bu iki adamı izliyordum.Tabiki hala ayılmadım...arada attığım kahkahalarda bunun göstergesiydi...kıvırcık Edward'ın üzerine yürüyerek"Lan Bak...""Şşşşşş...ahh...beni sinirlendirmeyin....hahahaha...sadece beni odama götür seni marul sepet kıvırcık kafa..."Dediğimde kıvırcığın çenesinin kasıldığını farkettim.Hiç umursamadan kafamı geri koydum omzuna.

Sırtım soğuk ve yumuşak zeminle buluşunca gözlerimi yuvalarından fırlatırcasına açtım.Ve hemen beni bırakmak üzere olan bedeni tekrar kavradım.Sonra o muhteşem koku...burnumla temas edince kafamı bir an hiç ordan kaldırmak istemedim.Ama buna izin vermeyen kollarla ondan tekrar ayrıldım.Beni tekrar yatağa yatırırken gözlerim yeşillerine ordanda beyaz dişlerine kaydı.Yüzü...fazla...yakındı...ve daha yakınlaşarak kulağıma eğildi."İyi uyu Megan çünkü yarın çok yorulcaksın..."