Bölüm 1

71 12 19
                                    

Hava yine her zaman ki gibi çok sıcaktı. Biz de görev izinde olduğumuz için arkadaşlarla buluşmuştuk. İçimi soğutacak bir şeyler yapıp beynimdeki akıl almaz yangını söndürmem gerekiyordu. Bunun için de Antalya'da gidilebilecek en iyi yer olarak denizi seçmiştik.

Denize ilk girdiğim an hani bazen çizgi filmlerde olur ya hani karakerlerin eli ayağı falan yanar sona suya tutunca -coss diye- söner. Ruh halim aynen o şekildeydi... Derin bir oh çektim. Eh polis olmak zor tabi...

Arkamdan duyduğum Merve'nin sesiyle irkildim. "Melisaa! Davut Komiser acil yanına çağırıyormuş. Yalçın arabada. Ben de yanına gidiyorum. Acele et." Dedi. Ona doğru döndüm ve "Tamam! sen arabaya geç ben de geliyorum "diye seslendim.

Hemen denizden çıkıp kurulandım. Kabinlerin olduğu yere gidip üzerimi değiştirdim ve arabaya doğru ilerledim. Arabaya bindiğimde her zaman ki benliğimi konuşturarak " Eh tabi bensiz iki gün bile yapamıyorlar. Bari bir gün sabredin değil mi yani? Ama yok ben olsam bende yapamazdım. Anlıyo-" Derken Yalçın lafımı böldü. " Melisa... Sen daha sadece iki yıllık polissin ve sadece bir operasyona katıldın. Onda da bütün psikopatlığını kullandın zaten. Okey" İçimden sen şimdi görürsün Yalçın efendiii diye geçirdim. Suratımı asarak konuştum " Sende mi brütüs ha, sende mi? " Kıpkırmızı kesilmişti eee sen misin bana bulaşan. " Melisaa " dedi uyarır bir tonda. Korkmadım değil hani .

Yalçın'ın soyadı Brüt idi ve ona böyle bir lakap takmıştık. Onun bu lakaptan pek hoşlandığı söylenemezdi. Ama bizi sinir ettiği zaman biz de koz olarak ona böyle hitap ederdik. Aynen şimdi olduğu gibi...

Karakolun önüne geldiğimizde arabadan indik ve koşar adımlarla içeriye girdik. Davut Komiser'in bizi odasında beklediğini öğrendik ve oraya gittik.

Davut komiser biz odasına girdiğimizde masasında bekliyordu. " Geçin " dedi önündeki koltukları işaret ederek. Koltuklara geçtiğimizde anlatmaya başladı:

"Sizi buraya bir görev için çağırdım çocuklar. Fakat bu görev için bazı sorumluluklar yapmanız gerekiyor. " Davut Komiser görev dediği anda benim için akan sular durmuştu zaten. Fedakarlık yapmaksa benim için sadece bir hiçti. Yani her zaman hazırdım. Davut Komiser'in sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. " Görev için ailenizden, arkadaşlarınızdan ve bu şehirden uzaklaşmanız gerekecek. "

" Neden? "diye sordu Yalçın. Bunun üzerine Davut Komiser " Çünkü, bu gerçekten gizli bir görev. Kabul ediyor musunuz? "üçümüz de aynı anda " Evet, kabul ediyoruz "dedik. Oley, uzun zamandan beri bu anı bekliyordum. Ama... Bir dakika yaaa! Hemen Davut Komiser'e dönüp " Peki ya kimliklerimiz? " diye sordum. " Özel görev için kimlikleriniz hazır. İsim ve soyadlarınız aynı kalacak. Malum görevi tehlikeye atmak istemeyiz. Özellikle de sen Melisa! Bu görev de geçen sefer ki gibi olmasın lütfen. Yoksa seni bu sefer ben bile kurtaramam. Anlaştık mı? " Başımı salladım ve "Anlaştık Komiser'im siz nasıl isterseniz." dedim.

"Peki bizim buradaki görevimiz ne olacak" diye sordu Merve.

"Anlatayım... Hulusi Ney: Ortalama bir buçuk, iki yıl önce çalıştığı şirketteki ve bütün banka hesaplarındaki parayı alarak ortadan kayboluyor. Adama dair ne bir mezar ne bir pasaport, kimlik, yurt dışına çıkış kaydı, hiçbir şey yok"

"Peki ya ölmüş olamaz mı?" diye sordu Yalçın.

"Son bir aya kadar biz de öyle düşünüyorduk. Fakat şu son bir aya iki kişi ile irtibata geçtiğini öğrendik. Bunlar üniversite 2. sınıftaki oğlu Eren Ney ve ikizi Seren Ney"

"Burada bize düşen ne" diye sordu Merve.

"Evet çocuklar, sizin bu görevi üstlenmeniz için üniversiteye gitmeniz gerekecek. Bu iki kardeşle aynı bölümlerde okuyacaksınız. Melisa sen Eren Ney ile birlikte hukuk okuyacaksın. Merve ve Yalçın sizlerde Seren Ney ile birlikte mimarlık okuyacaksınız. Zaten bu bölümlerle az çok ilgileniyormuşsunuz. Ha bu arada Eren ve Seren sizinle aynı yaştalar. Babalarının cezasını çekmemek için 2. üniversiteyi okuyorlar . Daha öncede PDR okumuşlar."

POLİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin