Bu bölümü benim için değerli olan arkadaşım prenses_unicorn'a ithaf ediyorum.💕
Sabah kalkıp yemek yemeye gittim. Dünkü olayı bir türlü aklımdan çıkaramıyordum. Buna daha sonra düşünmeye karar verip düşüncelerimden sildim. Alex'i arıyordum. Birden arkamda Alex belirdi.-Beni mi arıyorsun?
-Evet ama lütfen beni bir daha böyle korkutma.
-Tamam,hadi gel çalışacağımız yere gidelim.
Onun arkasından bende geliyordum. Geldiğimiz yer bir dağın tepesiydi. Yeni yerler keşfediyordum.
-Hadi başlayalım. Ona döndüm.
Peki ellerini rahat bırak. Derin nefes al ve geri ver,şimdi öne çıkan duygun ne?-Huzur ve mutluluk.
-Peki şuan ne düşünüyorsun?
-Düşünmek istemiyorum o yüzden bir şey düşünmüyorum.
Her düşündüğümde nedense aklıma o soru geliyor.Neyse Alex'i dinlemeliyim.
-Havayı kullanarak bir çok şey yapabilirsin.Bunlardan biri ilizyon,havayı şekillendirmeye çalış ve havaya renk getir.
Dediği şeyi yapmaya çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemez.
-Yeterince odaklanmıyorsun.
-Deniyorum.
-Zihninde yapmaya çalıştığın şeyi canlandır.
-Bu simdi mi söylenir.(mırıldanarak söylüyor)
Aklıma birden ormandaki tilki geldi.İstemsizce gülümsedim ve onu şekillendirmeye başladım.Yaptığımda gözlerimi açtım ve fazla ayrintiya girmeden yaptigimi fark ettim.
-Fena değil güzel olmuş. Şimdi ona renklerini ver ve istediğin şekilde oynat.
Dediğini yapmaya başladım.İlk yapışıma göre fena sayılmazdı. Aslında bunları yaparken neden bunu bize okulda öğretmediklerini düşünüyorum. O tarih dersleri yerine bunları koysalar daha iyi olur.
-Güzel,çabuk öğreniyorsun.Şimdi sıradakine geçebiliriz. Görünmez olma, senin titreşimlerini havaninkiler gibi titrestirmen lazım bunun için de havayı cok iyi kullanabilmelisin. Bu arada da havayı içinde hissetmelisin.
Havayı içimde hissetmeye çalıştım. Gözlerimi kapattım ve derin nefesler aldım. Biraz geçtikten sonra başım ağrımaya başladı ve kafamın içinde birşeyler hissetmeye başladım. Tam kendimi ona göre ayarlamaya başlamıştım ki aklıma yine düşünceler geldi. Gözlerimi açtım ve Alex'e baktım.
-Az önce olmaya başlamıştı ama sonra durdun.Bişey mi oldu?
-Hayır,sadece kendimi biraz kötü hissettim.
-İstersen daha sonra devam edebiliriz. Buna en son gelebiliriz.
-Olur.Biraz dinlensem olur mu?
Kafasını olumlu bir şekilde salladı daha sonra yere oturdu.
Zihnimi boşaltmaya ve sadece havaya odaklanmaya çalıştım. Yine aynı şeyleri hissettim. Demekki başarıyorum. Odaklan başka şeyler düşünme. Beynim yanıyo sanırım. Gözlerimi açtığımda etrafta sesler duymaya ve etrafta hareket eden titreşimleri gördüm. Kısa süre sonra kayboldular Alex'e baktığımda benim oturduğum yere bakıyodu ve gülümsüyordu.
-Başardın. Seni göremiyorum. Şimdi içindeki havayı serbest bırak. Kendi titreşimlerini tekrar oluştur.
Dediğini yaptım ama yine başım ağrımaya başladı. Az önce kurtuldum diye seviniyodum. İçimde rahatlama hissi olunca görünür olduğumu anladım. Gözümü açıp ayağa kalktım.
Alex konuşmaya başladı.-Bunu da başardın tebrik ederim benim 3 denememi almıştı. Şimdi havada sesler oluşturmaya geldi. Ağzını oynatmadan konuşabilirsin. Ama istediğin sesi çıkartıp karşındaki kişinin aklını karıştırabilirsin. Bu yüzden hava elementinin en sevdiğim yanı bu, neyse şimdi anlatmaya başlıyım. Az önce yaptığın gibi havanın içindeki titreşimleri kullanmalısın. Zihninde sesler oluştur ve titreşimlerle beraber gönder.
Havadaki titreşimlerden nefret etmeye başladım. Başımın tekrar ağrımasını istemiyorum ama bunu yapmak zorundayım. Dediğini yapıp havadaki titreşimlere ulaşmaya çalıştım. Başımın ağrısından ulaşabilirsem tabi. İçimden kendi sesimle 'başardım' diye geçirdim ve titreşimlerin içine katmaya çalıştım. 4 denemeden sonra başarabildim.
-Bunuda başardın,tebrik ederim.
-Teşekkür ederim zor oldu ama başarabildim.
-Biraz dinlen daha sonra çalışmamız gereken son bir tane kaldı.
-Tamam
Hava kararmaya başlamıştı. Aklıma birden Güneş'i mi yoksa Ay'ı mı daha çok seviyorum. Ay'ı daha çok seviyorum ama en çok Dolunay halini seviyorum. Şimdi neden bunu düşünüyorum. İşime odaklanmam lazım. Alex'in bana seslenmesiyle ayağa kalktım.
-Dinlendiysen başlayalım.
Kafamı olumlu bir şekilde salladım.
-Karşındaki kişinin ciğerlerine odaklanarak ordaki havayı kendine doğru çek,etrafındaki havanın da ona gelmesini engelle. Burdaki kişi ben oluyorum. Eğer duramazsan bana söyle ben de sana yardım edeyim.
-Tamam başlıyorum.
Derin bir nefes aldım ve ciğerlerine odaklandım. Kendime doğru çektim. Gözlerimi açıp ona doğru baktım. Ellerini boğazında tutuyordu. Daha sonra gözlerimi kapatıp havanın gitmesine izin verdim. Bu diğerlerine göre daha basitti. Biraz nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.
-Çok iyiydi. Karşındaki kişinin bu yolla birinin ciğerlerini patlatabilirsin. İstersen artık köye gidelim.
-Sen git ben biraz sonra gelirim.
-Tamam sonra görüşürüz o zaman.
-Görüşürüz.
O gittikten sonra nehir kenarına doğru gittim ve suya elimi soktum. Çok iyi gelmişti. Daha sonra suyun içine girdim ve uzandım,bir kaç dal gökyüzüne bakmamı engelliyordu.
Suyun üzerinde uykum gelmişti. Yıldızlara ve aya baktım tam da en sevdiğim haliyle karşımda duruyordu.
Öğrendiklerime çalışmak istiyorum yarın yola çıkmamız lazım. Neden o kuşu bulmam gerekiyor ki,onsuz olmaz mı? Bence olmaz. Burda uyuyabilsem keşke. Neyse artık kalkıyım. İlk önce neye çalışsam, hepsini birleştirsem nasıl bişey çıkar en iyisi denemek.
İlk olarak suyu aldım top şekline büründürüp hava da tuttum. Daha sonra toprağı da suyun etrafına sardım. Ardindan ateşi daha sonra da havayı kullanarak dairemi tamamladı m ve birden küçülmeye başladı. Benim isteğim dışında olduğu için durduramadım. Ve birden çok küçük olup siyah, mor,beyaz ve mavi ışıklar saçtı. Gözlerimi kapattım ama vücuduma bir şeyin çarptığını hissettim. Gözümü açtığımda karşımda duran şeye çok şaşırdım.