Adamlar beni görmeden görünmez oldum ve suyun içine ilozyonumu bıraktım. Adamlar suyun içine dalmışlardı. Sadece biri yüzeydeydi. Onun belinde ki hançeri yavaşça aldım. Adamın göğsüne batırıp çektim. Buzu da kapattım. Buzun altında iki kişi vardı. Önümdeki adam gitmişti. 1'i gitti 4 ü kaldı. Diye geçirdim içimden. Buzda olan adamları da sayarsak. 5 kişiden 2 si kalmıştı. Diğer adam da kılıcını çekip arkadaşının yanına geldi. Beni fark etmediği için onunda arkasından hançeri sapladım. Sadece maskeli ve ben kalmıştık. Cody bana şaşkınca bakıyordu. Görünür oluğumu fark ettim ama aldırmadım.
-Sen buzun altından nasıl kaçtın?
-Meslek sırrı.
Bana ateş topu atmaya başladı. Ben de suyla kalka yaparak engelledim. Suyu bıçak kadar krskin yaptım ve ona doğru savurdum. İlizyonlarımı kullanıp daha hızlı saldırmaya başladım. Yine toprağı kendine çekti. Bu sefer kurta dönüştüm ve o tam açtığın da havaya zıpladım. Ben kurtulmuştum ama ilizyonlarım kaybolmuştu. İnsan halime döndüm ce topraktan zırh yaptım. Bu beni ateş topuna karşı korurdu. Ellerinden siyah dumanlar çıktı ve bana yönlendirdi. Topraktan kalkan yapmama rağmen beni geriye savurmuştu. Ayağa kalktım ve bende siyah dumanlarımı çagırdım. Yine o duyguları hissediyordum. Ona yönlendirdim ama o benden daha deneyimli olduğu için sadece ufak bir sıyrık almıştı. Daha fazla beklemek istemediğim için ona yaklaştım ve rüzgarla maskesini çıkarttım. Benim yaşlarımdaydı. Bir an durdu ve göz göze geldik. O an kan bükmemi kullandım ve onu hareketsiz bıraktım. Sadece kafası serbestti. Onunla konuşmak istiyordum. Codyler de yanıma geldiler. Cody bana sarıldı. Ben de ona sarıldım.
-Ordan nasıl kurtuldun?
Cody bunu sorunca gülümsesim ve
Alex'e bakarak konuştum.-Meslek sırrı.
-Bunu daha sonra konuşuruz.
Kıza döndü ve konuştu.-Sen kimsin ve bizden ne istiyorsun?
-Size bunu söylemek zorunda değilim!
-Bence söylemelisin. Aksi takdirde kötü şeyler olabilir.
Luke çok ciddi gözüküyordu.-Söylemessem ne olur.
Luke onun karnına bir tekme attı kız yere düştü ben de tekrar kan kontrolüyle ayağa kaldırdım.
-Söylemeyeceğim!
Bu sefer 2 tekme attı. Ben de tekrar kaldırdım. Her seferinde daha sert vuruyordu.
-Asla! Bunlar beni konuşturmaya yetmez.
Aklım bana attığı siyah toplar geldi. Belki bu onu konuşturur.
Arkama döndüm ve yürüdüm. Biraz ilerledikten sonra durdum. Elime siyah dumanları yerleştirdim. Ona döndüm ve gülümsedim. O ise korkuyla bana baktı. Elimdekini ona doğru fırlattım. Son 3 santim kala-Tamam. Diye bağırı. Ben de durdurdun. Kendime geri çektim ve yok ettim.
-Başla!
-Bana Siyah Duman derler. Genellikle siyah dumanlarımı kullandığım için. Yoluma çıkan herkesi ağır bir şekilde yaralamayı sevdiğim için size saldırdım. Amacım heryerde tanınmaktı. Herkesin benden korkmasını istiyordum. Buralarda biraz tanındım ama bana yetmedi tabiki. Bu kadar açıklama yeter mi?
-Evet. Bize bir daha saldırmazsın artık. Hadi yola devam edelim.
Biraz ilerledikten sonra eski pozisyonumuza yani Codyler önde Alex te benimle birlikte arkadan geliyirdu.
-O buzun içinden nasıl çıktın ve neden bana bakarak söyledin?
-Senin bana öğrettiğin gibi suyla bütünleştim. Bu sayede nefes alabilmeyi başardım ve buzu parçaladım.
-Siyah dumanları kaç defa kullandın?
-Ben küçükken Angel ve Felix siyah ve beyaz dumanı bana öğretiyormuş. Ama annemin öldüğü günden sonra bir daha kullanmamışım. Onları da orada bırakmışım. Karmaşık bir durumdayım.
-Neden?
-Uzun zamandır bu tür duygular hissetmemiştim ve birden hissedince kötü oldum. Şuan ayakta durup yürüyor olabilirim ama ruhum bitmiş halde hareket bile edemiyor. Uyumak ve bir daha uyanmamak istiyorum. Karanlıkta boğuluyormuşum gibi geliyor.
-Ben seni aydınlatırım,yanından hiç ayrılmam. Bir daha uyumak ve asla uyanmamak istiyorum demeni istemiyorum. Anlaşıldı mı?
-Anlaşıldı.
-Ama sende beni bir gün bırakırsın(bunu çok kısık bir sesle söyledi)-Hayır bırakmam!
Beni nasıl duymuştu. Kurt kulakları hassas olduğu ve çok iyi duyduğu için olabilir mi. Off! Gerçekten hiçbirşey bilmiyor gibiydim. Ya da çok dikkatsizim. Bundan sonra mırıldanmayacaktım. Aklımdan da kendi kendime konuşabilirim.
-Neyse, konuyu kapatalım. Dedim ve önüme döndüm. Neden o kuşu aramaya çıkmıştım ki.çıkmıştık. Bana göre gördüğüm şeylerin bir anlamı olmalıydı. Ya da tüm güçlerimle bir bağlantısı vardı.
-Benim seni bırakmayacağımı umarım anlamıssındır.
-Anladım.
-Birden ne oldu da böyle üzgün oldun?
-Gücümü düşünüyordum. Bazı ipuçları buldum sanırım ama birleştiremiyorum.
-Seni dinliyorum?
Bu hadi anlat deme şekliydi.-Önemli bir ipucu değil. Bunu tek başıma yapmak istiyorum. Hep sizden yardım alamam. Dedim Herkesi elimle gösterirken.
-Peki nasıl istersen öyle olsun. Ama merak ettiğimi unutma ve her zaman seni dinlerim bunu da bil.
-Tamam.
Acaba kuşun olduğu yere daha ne kadar vardı. Belki gelmiştik ama nesli tükenmişti. Bu yüzden bulamıyorduk. Bu düşünceyi aklımdan sildim ve gücüme odaklandım. Gözlerimi kapattım. Derin nefes aldım. Belki de gücüm zamanla alakalıydı. Zamanı durdurmayı denedim en iyi bu şekilde anlayabilirdim.
Bir süre sonra gözümü açtım.