BÖLÜM 13

174 10 1
                                    

Konuşmaya başladım. Aslında anlatmak ve anlatmamak arasında gidip geliyordum.

-Dün senin yanından ayrıldıktan sonra bir anda arkamda biri belirdi.

Onun yüzüne baktığımda anlattığım için mutlu olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Konuşmaya devam ettim. Bu sefer kafamı biraz daha öne eğdim ve sağ elimdeki siyahlığa baktım bileğimde dövmeymiş gibi duruyordu. Bileğimi sarmıştı düzensiz bir şekli vardı.

-Maskeliydi kim olduğunu o yüzden onu göremedim... ona olanları anlattıktan sonra gözlerindeki duyguyu görebilmek için ona döndüm ama o kaşlarını çatmıştı. Demek ki kızmıştı.

-Bulutları çağırsaydın hemen yardımına gelirdim! Hatta bunu bana sen söylemiştin. En azından dün söyleseydin yarana bakabilirdim.

-Özür dilerim. Sadece çok tuhaf hissediyorum.

Zihnimde bir şeyler oluyor gibiydi fırtına vardı sanki bundan kurtulmak istiyordum. Gözlerimi açtım ve derin bir nefes verdim. Kısa süre sonra bulutlar toplanmıştı ve fırtına başladı. Hemen etrafımızı toprakla sardım. Ateşe odaklanıp ön ve arka tarafa ateşle bişeyler yaparken cam gibi bir şey olmuştu. Yürümeye devam ettim. Onlarda benimle beraber yürümeye başladılar.Alex ve ben arkadan onlar ise önden gidiyorlardı.

-Luke, bu kalkanı nöbetleşe tutsak olur mu?

-Olur da sen iyi misin yüzün biraz beyazlaşmış.

-Evet iyiyim. dedim biraz yorgun bir sesle.

Alex iyi olmadığımı biliyordu. Bana baktı ve biz devam ederken kulağıma doğru eğildi ve sessizce

-Sen yarı vampir değil misin? Dün vampir hızını kullanınca vampir tarafın uyanmış olabilir. Biraz vampir kokusu alıyorum.

-Evet,uzun süredir kan içmiyorum.
Dedim gözlerimi yere sabitlerken.
Artık yürümek bile istemiyodum.

Alex'te bunu anlamış olucak ki beni hava akımı oluşturarak kaldırdı ve öyle taşımaya devam etti. Ben de Luke nöbeti devrettim.  Hava akımının üzerine yattım. Akex  bana endişeyle bakıyordu. Gözlerimi kapattım ama ormanda değildim. Bunun rüya olduğunu anladım. Nehir kenarındaydım ama bu nehri daha önce hiç görmemiştim. Suya eğildim ve elimi içine soktum elim iyileşmişti. Buna inanamadım. Kendimi eskisinden daha dinç hissediyordum. Birden uyandım. Alex beni taşıyordu.

-Alex, beni uyandırsaydın. Ben yürüyebilirdim.

Alex'in kucağından kalkmaya çalıştım. Fakat hemen kulağıma eğildi ve konuşmaya başladı.

-Uyku iyi geldi mi?

-Biraz evet kafamı toparlayabildim.

Ben de kısık sesle konuşuyordum.

-Peki rüyanda ne gördün?

-Bunları neden soruyorsun?

-Sen uyuduktan bir süre sonra fırtına durdu ve eskisi gibi oldu. Bunu Cody de fark etti. Birazdan gelir. Böyle rahat mısın?
(Bunu gülerek söylemişti)
Sinirim bozulmuştu ben de toprakla onu durdurdum ve indim. Biraz yürüdükten sonra onu tekrar yürümesini sağladım. Bu sefer gülme sırası bendeydi. Koşarak yanıma geldi.

-Sana iyilikte yaramıyo.

Daha sonra rüyamdan bahsetmek için ağzımı açmıştım ki Luke bize döndü ve ilerideki nehri gösterdi. Ben olduğum yerde durdum. Ben bir şeye dokunmadan geleceği göremem. Rüyamda nasıl görmüştüm. Ya da hissetmişmiydim.

-Bugün gelmeyi düşünüyir musun?

Alex'in sesi kendime gelmemi sağladı. Kolumdan tutup beni ilerletti.
Nehrin kenarına geldiğimizde elimi rüyamdaki gibi suya daldırdım. Ardından çıkardım. Birden üzerimize doğru ok gelirken elimdeki suyu kalkan olarak kullanmıştım ama diğerinde o kadar da hızlı olamadım.
Ok koluma saplanmıştı. Hızlıca oku cıkardım ve su ile iyileştirdim. Burada avantaj bende gibiydi. birden maskeliyi gördüm.

-Cody, Luke ve Alex maskeli olan bende.

-Tamam hadi savaşalım.

Ben maskelinin yanına gittim. Beni bekliyordu sanki. Karşısında durdum ve o kalabalıktan sıyrılıp suyun üzerine çıktı ayağını değdirdiği yerler buz oluyordu. Bende çıktım ve altımdaki suyun buz olmasını istedim. Oldu ve maskeliye ateş topu gönderdim o da gönderdi ve biz de biraz geriye sendeledik. O maskesi olmasaydı yüzündeki mimiklerden ne terafa kçacağını kestirebilirdim. Alex'e baktığımda bacağından darbe aldığı için fiziksel saldırıları pek iyi değildi ama hava gücü de bir yere kadar dayanırdı. Maskeliden biraz uzaklaşıp nehirdeki suyun bir kısmını Alex'in bacağını sarıp iyileştirdim. Başıyla teşekkür etti. Ben de onayladım.

Biraz daha dövüştükten sonra konuştu sesi biraz soğuk gibiydi.

-Bu kadar iyi dövüşeni beklemiyordum.

Bir yandan da saldırıyordu. Küçükken jimnastiğe gitmiştim. O yüzden biraz daha esnek bir vücudum var. Bir yandan da Codyler'e yardım ediyordum. İşim de zorlaşıyordu. Bir yandab da sırtım yüzünden canım yanıyordu.
Altımdaki buz bir anda kırıldı ve nehrin içine düştüm. O bunu fırsat bilip beni suya iktirdi ve üzerimi buzla kapladı,artık dışarıya çıkıp nefeste alamıyordum. Panik yapmamalıydım. Aklımdaki fikri uygulamaya karar verdim. Havayla bütünleştiğimde görünmez oluyorsam suyla birleşirsem ne olur. Odaklandım,titreşimleri benim aksime daha sakindi. Titreşimlerimi onunla birleştirdim ama çok zorlanmıştım ve nefesim artık çıkmak istiyordu. Bir anda sırtımın ağrısı da geçmişti. Yüzeye doğru yüzerken daha da hızlanmıştım  artık dayanamayıp nefes aldım. Gözlerimi açtığımda nefes alabildiğimi fark ettim. Sanırım su bana bunları sağlıyordu. Odaklandım ve buzları kırdım. Çıktığımda maskeli buzların üzerinde değildi. Yere inmişti. Cody,Luke ve Alex yakalanmışlardı. Yerede diz üstü duruyorlardı. Arkalarında da maskeliyle çalışanlar vardı. Hem sinirlenmiştim hem de şaşırmıştım. Neden bişey  yapmıyorlardı. Üzgün gibiydiler. Sanırım ben suya düştüğümde hepsi bana odaklanmışlardı. Benim ordan çıkabileceğimi neden hesaba katmamışlardı. Onlara çok sinirliydim. Kafaları yere inik olduğu için beni göremiyorlardı. Cody'nin gözünden bir damla yaş aktığında ona kızamadım. Luke da üzülmüştün Alex şaşkınlıktan gözlerini bile kırpmamıştı.
Maskeli konuşmaya başladı.

-Kızın bedenini de sudan çıkartın. Şimdiye kadar nefessizlikten ölmüştür. Yanıma getirin.

Kitabıma oy veren ve yorum yapan (sadece bir kaç kişi yorum yapsa da) kişilere kitabı yazma isteğimi arttırdıkları için teşekkür ediyorum.

Melez Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin