Selam. Hikayesini unutup arkadaşları tarafından uyarılınca aklı başına gelen yazar burada, sizlerle. Sanırım 5 saattir bölüm için uğraşıyorum. Evet bu kadarcık şeye o kadar emek harcıyorum. Ne kötü değil mi? Şu an saat 02.30 ve daha çözecek bir dolu parabol sorum var. Neyse. Birkaç şey söylesem iyi olacak sanırım. Hikayede kullandığım tüm yabancı sözcükler Latince. Anlamlarını da en sonda belirtiyorum. Bundan önceki iki bölümde hiçbir şey anlamadığınızın farkındayım ve elimden geldiğince soru işaretlerini yok etmeye çalıştım. Hatta sırf bu yüzden bazı yerlerde gereksiz açıklamalar bile yapmış olabilirim. Ayrıca bu bölüm kendi açımdan bir ilk yaparak bölümü bilgisayarda yazıp kontrol etmeden direk attım. Yani pürüzler çıkarsa kusuruma bakmayın. Lütfen yorum yapın!! Ve beni her seferinde bölüm yazmaya teşvik eden Miray'a artık teşekkür etmek az geliyor. Ups, çok konuştum. İyi okumalar!
Excelsa, Atlas Okyanusu.
"Daha ne kadar uyumak zorundalar?"
"Bilmiyorum"
Genç kız sinirle saçlarını çekiştirdi. Excelsa'ya döneli bir hafta olmuştu ve Advena* grubu hala uyanmamıştı. Lanet olsun, çoktan uyanmış olmaları gerekirdi! Bir türlü rahat edemediği koltuktan kalkıp odanın içinde gezinmeye başladı. Onlara -o,Jamie ve Sam'e- özel hazırlanan odalarında fazla eşya yoktu. Odanın tam ortasında büyük, üçgen şeklinde bir masa vardı. Bir duvar tamamen camdan, diğeriyse araç-gereç dolaplarından oluşuyordu. Buraya ilk geldiklerinde odanın manzarası üçünü de fazlasıyla korkutmuştu. Hatta Sam uzun bir süre cama yaklaşamamıştı. Aklına dolan anılar Ece'yi istemsizce gülümsetti. Buraya getirildiğinde neler olduğu hakkında tek bir bilgisi bile yoktu. Bir kadın gelmiş, onlara artık bir grup olduklarını ve sonsuza kadar bağlandıklarından bahsetmişti. Sonsuza kadar bağlanma konusunun ciddi olduğunu düşünmemişti ancak bağlılık yeminini ederken olayın ciddiyetinin farkına varmıştı. Excelsa Est Imperare Orbi Universo demişti en sonunda Adela. Excelsa tüm dünyayı yönetmeli. Excelsa adı o zamanlar onlara yabancıydı. Excelsa denince kalpleri sıkışmıyordu o zamanlar, heyecanlanmıyorlardı. Oysa şimdi.. hayatlarının en iyi anlarını geçirdikleri okulun adı bile onları mutlu ediyordu. Sam'in burasının aslında bir okul olduğunu öğrendiğinde ki tepkisini hatırladı. Gülümsemesi artık tüm yüzünü kaplıyordu.
"Uyandılar!" diye çığlık attı Samuel sevinçle. Hastane bloğundan odanın bilgisayarına uyarı gelmişti. Uyanmışlardı. Adrian'ın ya da diğerlerinin verecekleri tepkiden ürküyordu ama şu an çok mutluydu ve mutluluğunu kolay kolay hiçbir şey bozamazdı. Adrian'ın sinirlenme ihtimalini ise düşünmemeye çalışıyordu. Tamam belki kendi istekleriyle gelmemişlerdi ancak dönmek istemeyeceklerini de biliyordu Sam. O bile tüm korkusuna rağmen burada kalmıştı.
"Sam, tüm okulun duymasına gerek yoktu" dedi Jamie gülümserken. Bu iki küçük çocukla -Jamie'ye göre ikisi de küçüktü- grup olurken bu işten ve onlardan nefret edeceğine emindi. Ece çocuksu hareketleriyle, Sam ise duygusallığıyla etkilemişti onu. Çocuksu ve duygusal. Bu ikilinin harika ajan adayları olacaklarını nereden bilebilirdi ki? Excelsa'nın kuruluş amacının ajan yetiştirmek olduğunu öğrendiklerinde ikisininde ifadesi görülmeye değerdi. Ece kocaman olmuş gözleriyle sırıtırken, Sam ağlamak üzereydi. İki yılda ne kadar da çok değişmişlerdi. Ama hala çocuksu ve duygusal olan iki aptal diye düşündü Jamie arkadaşlarına bakarken. Sam tam ağzını açmış ona karşılık verecekken Ece'nin araya girmesiyle ikisi de sustu.
"Daha önemli meselelerimiz var çocuklar. Advenalar bizi gördüklerinde açıklama bekleyecekler. Açıkçası Zülal nefretle bakarken konuşmayı ben yapamam. Eğer sen yaparsan," Samuel'e baktı göz ucuyla. "Adrian sana saldırmaya kalkar. Çocuk en yakın arkadaşının onu arkadan vurduğunu düşünüyor."
"Çünkü en yakın arkadaşı onu arkadan vurdu Ece." Sam başını eğmiş yerleri incelerken sessizce mırıldanmıştı. Adrian'ı gerçekten sevmişti.
"Sen görevdeydin Sam! Hepimiz görevdeydik. Bize onlara olabildiğince yakın olmamız ve zamanı geldiğinde buraya getirmemiz söylendi. İtaat edeceğimize yemin ettik, unuttun mu? Yeminimizi bozamayız."
Kız konuşmayı bitirdiğinde nefes nefese kalmıştı. Arkadaşının sürekli kendini suçlaması canını sıkmaya başlamıştı. Neden anlamak istemiyordu ki? Onlar sadece emirleri uyguluyordu.
"Bunu Zülal'in nefret dolu bakışlarından kaçan kız mı söylüyor? Yoksa ihanetini 'sadece bir görevdi' diyerek mi açıklamayı düşünüyordun?"
"Ben-"
"YETER!" Kapıdan gelen otoriter ses tartışmayı noktayı koymuştu. Kim olduğunu anlamak için kapıya bakmaya gerek yoktu. Gelen Adela LaPiere'den, sevgili müdirelerinden başkası olamazdı. Kadın emin adımlarla yanlarına yaklaşırken üç öğrenci de sessizliğini koruyordu. Fırtına öncesi sessizlik dedikleri bu olsa gerek diye düşündü Jamie sıkıntıyla. Bu tür sessizliklerin sonunda hep ceza olurdu. Jamie müdireden gelecek herhangi bir cezayı kaldırabilecek durumda değildi.
"Siz ikiniz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" dedi yumuşak bir sesle Adela. Konuşurken sesinden ne kızgınlık seçiliyordu ne de başka bir duygu. Hatta sesinde öyle bir yumuşak ton vardı ki başkası olsa azar yediklerini hayatta anlamazdı. Kadın müthiş soğukkanlı diye düşünmekten kendini alamadı Ece.
"Üzgünüm efendim, sadece ufak bir anlaşmazlık."
"Emin misin Samuel?" Adela ufak adımlarla Sam'e yaklaşırken bir yandan da sözlerine devam ediyordu. "Biliyorsun, sizi cezalandırmak hoşuma gitmiyor."
Sam kafasını kaldırdığında Adela'nın gözleri hala üzerindeydi. Kadın okulun en genç öğretmeni ve en çok nefret edilen kişisiydi. Sürekli kötü kahkahalar atmıyordu belki ama bakışlarında bile insanın kanını donduran bir şeyler vardı. Odadan çıktığında üçü de rahat bir nefes aldı. Kadınla aynı havayı solumak bile yorucuydu.
"Şimdi," dedi Jamie ayağı kalkarken. "Gidip yenilere her şeyi anlatacağız. Lideriniz olarak itiraz kabul etmiyorum, düşün önüme bakalım."
"Jamie?" Ece arkadaşı tarafından sürüklenmeden ellerinden kurtulmuş ve karşısına dikilmişti. Aklına bir şeyler gelmişti ve söylemeden kimseyi odadan çıkartmayacağa benziyordu.
Jamie teslim olurken "Evet?" diye sordu.
Ece'nin gözleri yine bir şeyler planladığını belli edercesine parlıyordu. Konuşmadan önce keyifle dudaklarını büzdü. "Onlara Excelsa'nın sualtında bir okul olduğundan bahsedecek miyiz, yoksa kendileri mi keşfetsin?"
Artık üçü de sırıtıyordu. Advenaların bu keşfi yapmasını izlemek kesinlikle ama kesinlikle eğlenceli olacaktı.
Advena: Yeni, Yeni Gelen, Yabancı
Renovatio (Bölümün Adı): Yeniden Doğuş
Vitae (Geçen Bölümün Adı): Hayat
Excelsa: Mercan
Excelsa Est Imperare Orbi Universo (Kısaca E.E.I.O.U.) : Excelsa Tüm Dünyayı Yönetmeli