Oflayarak sınıftan çıktım. Mert'in sınıfına gitmek istiyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum.
"Masal"
"Mert"
"Konuşalım mı biraz?"
"Olur" dedim ve Mert'i takip ettim.
"O gün fazla çıkıştım. Yani şey"
"Ney"
"Özür dilemeyi beceremem ki"
"Anlamıyorum"
"Anlamamazlıktan geliyorsun" dediğinde masumca sırıttım.
"Anla işte özür dilerim" dedi.
"Önemli değil." dediğimde gülümsedi. Gözleri iri iriydi. İnsanın alıp içine sokası geliyordu.
"Kesin ona yakın olmanı isteyip ona neden uzak durmsını söylediğimi merak ediyorsundur." dedi düşüncelerimi okuyup. Başımı salladığımda devam etti,
"Benden nefret ettiği için dediklerimin tersini yapacaktır eminim. Uzak dur dediysem yakın olacaktır. Senin işinde daha kolay olacak."
"Anladım."
"Ben gelmeden önce ne konuşuyordunuz?" dedi meraklı bir şekilde. Hilal kaşlarıysa hafif çatılmıştı.
"Tanıştık"
"O mu istedi sen mi ?"
"O" dediğimde çene kasları seğirdi."
"Tamam git o bişey demeden se ona bişey deme" Benden özür diledikten sonra kovuyormuydu? Aptal şey!
...
"Bunu düşürdün sanırım" dedi Meriç elinde tuttuğu bilekliği uzatarak.
"Ah evet. Teşekkürler." diyip elindeki bilekliğe uzandım ama alamadım.
"Bir kahve içersek belki verebilirim." Hayır demeye hazırlanmışken banklarda oturmuş bizi seyreden Mert ile göz göze geldik.
"Peki" dedim isteksizce.
"O zaman akşam 8 de Mila'ya gidelim." dedi ve o da benim gibi Mert'i fark etti. Uzanıp yanağımdan öptü. Bedenim şok etkisiyle donup kalmışken Meriç'in benden uzaklaşan sırtıyla bakıştık.
Mertten...
Masal'ı yanağından öpünce tüm vücudumu sinir dalgaları kaplamıştı. Masalsa hala gözleri kocaman açık bir şekilde olduğu yerde duruyordu. Doğru ya sevdiği kişinin önünde birisi onu öptü. Şaşırmayıp ne yapacaktı? Yanına yaklaştığımda titriyordu.
"Masal iyi misin?"
"B.ben heycanlanınca titriyorum." dedi ve devam etti,
"Özür dilerim ama sanırım yapamayacağım." diyip arkasını döndü. Giderken kolundan tutup çektim. Fazla çekmiş olacağımki burunlarımız neredeyse değiyordu. Az önce hafifleyen titremesi yeniden başladığında sırıttım.
Gerçekten seviyordu bu kız beni...
"Sakın. sakın bir daha böyle şeyler söyleyip hayatını mahvetmeye kalkışma. Neler yapabileceğimi tahmin edemezsin."
Az önce heycandan olan titremesi git gide korkudan titremeye dönüşüyordu. Kafasını olumlu anlamında salladı.
"Güzel." diye fısıldadım kulağına. "Şimdi gidebilirsin" dediğmdeyse koşarak yanımdan uzaklaştı.