7.bölüm

15 6 0
                                        

-uyan artık,diyen kalın bir ses duyduğumda büyük bi hızla yataktan kalktım ve kim olduğunu görmeden kolunu tutup ters çevirdim hızla yataktan atlayıp sırtına dizimi bastırdım çocuk acı içinde bağırıyordu en sonunda kesik sesleri arasında adımı duyduğumda;
- beni tanıyor musun?
Diye sorduğumda
- mesela ahh kolumu bırakırsan bastırma ya anlatcam hatta beni gördüğünde tanırsın bile dediğinde yavaşça kolunu bıraktım yavaşça ellerini yukarı kaldırıp önüne döndü dönmesiyle gözlerimi kocaman açarak 

- MARK!!  Dediğimde naifçe gülümseyip 

- insanların kolunu kırmaya çalışmadan önce kim olduğuna bak bencediyip kollarını indirdi ve nefesini dışarı verdi o sırada kapı aniden açılınca kafamı hızla o tarafa çevirdiğimde kapıda bekleyen Cansel'i gördüm 

- Marksana buraya gelme demedim mi?

Dediğinde mark dudağını büküp 

- ama ben en sevdiğim  kuzenimi özledim dediğinde kafamı olumsuz anlamda sallayıp 

-orayı sürekli gıcık ettiğim kuzenim olarak değiştir bence deyip gözlerimi devirip ikisinin de yanından geçip mutfağa girdim ketıl'a şu koyduktan sonra televizyonun kumandasını elime aldım ve hemen geri bıraktım 

- MARKK SENİ GEBERTECEĞİM  !!! Diye bağırdım. Karşımda salyalarını akıtarak bana bakan cins köpeğe baktım köpek inanılmaz derecede büyük ve tüylü idi. Ve heryere salya bulaştırmıştı  buna kumanda da dahil .

- aa Zeus ile tanıştın demek Cansel sürekli Türkiye de bulunan Sivas kangal köpeklerden bahsediyordu en başta  umursamadım sonra resmen en iyi köpeğimi buldum . Diyip köpeğin yanına çömelmiş ve köpeğin kulağını kaşırken 

-ayy ne kadar da tatlıymış benim Zeus'um dediğinde Cansel'e dönüp 

- ne zaman evimden gidecek bu ? Diye sorduğumda kollarını iki yana açıp ' bilmiyorum ' dedi Mark ise halaa köpeği seviyordu 

-Mark o köpekle beraber evimden çıkar mısın ? Diyi mutfağa l ve kahvemi yaptım sonra bardakla beraber içeri geçtiğimde herkes ciddi bir hale bürünmüş buna Zeus da dahil bana bakıyorlar sanki birşey biliyormuşum gibi 

- ben birşey bilmiyorum dedim varsa sizde bilgi alırım ama dediğimde Mark büyük bir ciddiyetle yanıma geldi ve yavaşça elini bardağın üzerine koydu ama Ela gözleri gözlerime  kilitliydi ben bir sonraki hamlesini beklerken bizim Mark farkını ortaya koydu ve elimdeki bardağı alıp kaçtı...

- h hahahah bak Cansel yapamazsın demiştin noldu dedi ve kahveyi kafasına diktiginde gözlerimi devirdim ve birşey söylemeden mutfağa geri döndüm ketil'a yeniden su koydum ve salona geri geçtim 

- söyleseydin verirdim zaten neyse niye geldin sen  ? Diyip Mark'a döndüm

- nerden çıkardın kuzen ? Diyip bi eliyle Zeus u severken diğer elindeki bardağı kafasına dikti . Bense gözlerimi devirip 

- Mark senin işin düşmese gelmezsin dediğimde sırıtıp Cansel'e döndü 

- Bak ben boşuna bu kızın zekasını böyle yerlerde harcıyorsunuz demiyorum dediğinde 

-eee işin özüne gel . Dedim ve tekli koltuğa oturdum o da hafifçe diklesip yakalarını düzeltti

- Japon iş adamı Juan huyung Wang bizim hakkımızda bilgi toplamaya çalışıyor biliyorsun ki üzerimize konulan ödül büyük ve Wang bundan faydalanmak istiyor 

Lafının devamını Cansel getirdi 

- ve bizden istediğin buna engel olmamız ve savunacağın yön ise bizi de araştırıyor olması ama bu oldukça küçük bir sorun Mark peşimizden William Jackson gibi bir dedektif var ama Wang olayını biz yinede hallederiz öyle değil mi ?

Diyip bana baktığında kafamı olumlu anlamda salladım sonra kafamı Mark'a çevirip 

- peki böylesine küçük bir sorun seni neden korkuttu ? Diye sorduğumda  cansel gözlerini bana dikip 

- Wang'ın damadını öldürdün kolay bir biçimde vazgeçmeyeceğini biliyoruz ve Wang bu olayı sadece kendi değil birçok iş adamı ile yapmayı amaçlıyor yani bu olayı oldukça kısa sürede bitirmeliyiz. Dedi ve esneyerek devam etti

-tüm gece ayaktaydım ben yatmaya gidiyorum deyip gittiğinde Zeus da onu takip etti bende mutfağa gidip kahvemi yeniden hazırladım ve dışarı hava almaya çıktım 



beyaz lotusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin